ENGLISH
  Güncelleme: 28/05/2009

2009-03-17 AB Bülteni

2009-03-17 AB Bülteni

 

Bülten No : 035 17 Mart 2009

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ALMANYA BASINI

Das Parlament: " Dokuz Yıl Kayıp":

"ASMUTH/SACH: Sayın Başkan, Türkiye'nin AB üyeliği konusuyla ilgili olarak uzun zamandır bir gelişme yaşanmadı. Acaba Türkiye ile ilgili son durum nedir?

PÖTTERİNG (AB Parlamentosu Başkanı) : Türkiye'nin muhtemel AB üyeliğiyle ilgili olarak farklı yaklaşımlar mevcuttur. AB devlet ve hükûmet başkanları, müzakerelerin başlaması doğrultusunda bir karar aldı. Bu nedenle mukavelelere bağlı kalmalıyız ve müzakerelere devam etmeliyiz. Avrupa Parlamentosunun çoğunluğu, Türkiye kriterleri yerine getirirse tam üye olmasından yanadır. Benim görüşüm ise şu şekildedir: Birlik, Türkiye'nin üyeliğini kaldırabilecek durumda değil, hem siyasi, hem ekonomik, hem de kültürel bakımdan. Bana göre, Türkiye ile imtiyazlı bir ortaklığa gidilmelidir." (Tobias Asmuth ve Annette Sach/16.03)

Frankfurter Allgemeine Zeitung: "Ekonomik Kriz Daha Fazla Avrupa Talep Ediyor": "Türkiye'yi AB'ye tam üyelik yolunda sıkı bir şekilde tutmalıyız. Bu konuda üyelik müzakereleri ve ilgili reformlar kapsamında zaten iyi neticeler alınmıştır. AB üyeliğinin teklif edilmesi, Batı Balkanlarda uzun zamandır etkisini hissettiren milliyetçi ve etnik ayrımların üstesinden gelinmesi bakımından da önem arz etmektedir. AB, başarısını devam ettirmek istiyorsa, Avrupa'nın esnekliğinin mukavemetinin ve küresel alandaki etkisinin artırabilmesi için reformlara devam edilmelidir." (İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband/16.03)

AVUSTURYA BASINI

Der Standard: "AB'nin Türkiye'ye Tanıdığı Süre Bu Yıl Doluyor": "Türkiye ile AB arasındaki müzakereler bir türlü hızlanamıyor. Türkiye'nin, ısrarlı eleştirilerin ardından yılbaşında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın arkadaşı Egemen Bağış'ı Bakan düzeyinde başmüzakerecilik görevine atamasına rağmen müzakereleri harekete geçirecek bir şey olmadı.
Gerçi Erdoğan, Bağış ile birlikte ocak ayında Brüksel'e gitti ama AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve diğerleriyle yapılan görüşmeler pek sonuç vermedi. Çek Cumhuriyeti'nin yılbaşında AB Dönem Başkanlığını üstlenmesinden bu yana toplam 33 başlıktan hiçbirinin açılışı yapılmadı.
Ankara'da AB'ye yakınlaşma yolunda uzun zamandan beri hiç reform yapılmadı. Türkiye'de birçok köşe yazarı bu yüzden Erdoğan hükûmetinin hâlâ AB'ye katılmak isteyip istemediği yolunda spekülasyonlarda bulunuyor. Bağış geçenlerde bu yüzden Türkiye'deki sanayi kuruluşlarının temsilcileriyle yaptığı bir konuşmada, hükûmetin AB konusuna yeteri kadar ağırlık vermediği şeklinde yoğun eleştirilere maruz kaldı. 2009 yılının Türkiye-AB ilişkilerinde bir ‘ya hep ya hiç' yılı olacağını tahmin eden Uluslararası Kriz Grubunun (Internatıonal Crisis Group) bir araştırması da ekonomik çevrelerin bu eleştirilerini destekler nitelikte. " (Jürgen Gottschlich/16.03)

Kronen Zeitung: "Türkiye'nin AB'ye Katılım Tehlikesi ": "Son derece tetikte olmak gerekiyor. Brüksel'de herkes mali krizden söz ediyor, ama bürokrasi değirmeni dönmeye devam ediyor. Bu, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakereleri için de söz konusu. Avrupa'da kim bilir kaç vatandaşın gerçeği görmesi engelleniyor. Politikacılar Türkiye konusunda aldıkları her kararda veya her görüşmenin ardından, "Endişe etmeyin, henüz bir karar verilmedi" diyorlar. Ancak, tünel açan ve önündeki her engeli kırıp geçen bir matkap gibi, Türk bürokratlar da devamlı ilerliyor.
Türkiye, ABD ve İngiltere gibi yakın müttefikleri tarafından destekleniyor. Obama'ya duyulan tüm sempatiye karşın dikkat! ABD'nin yeni başkanının ilk yurt dışı seyahatini Türkiye'ye yapması bir sinyal niteliğinde. Türkiye'nin jeopolitik açıdan nispeten istikrarlı olması tüm Demokratların istediği bir şey. Ama bu uluslararası anlaşmalar veya çeşitli ittifaklar çerçevesinde de sağlanabilir. Türkiye'ye AB'ye katılım üzerinden böyle bir güvence sunmak ise tamamen yanlış bir tutum." (Hans Peter Martin/16.03)

FRANSA BASINI

AFP: "David Miliband, Krize Karşı AB'nin Genişletilmesini Savunuyor": "İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband bugün, Avrupa Birliğinin küresel ekonomik krize rağmen Türkiye'nin adaylık sürecini sürdürmesi ve Ukrayna ve İzlanda gibi ülkelere açık olması gerektiğini söyledi.
Miliband, Polonya'nın merkez sol gazetesi Gazeta Wyborcza'da yayımlanan bir makalede, ‘Kriz, sınırlarımız ötesinde var olan sorunlara ne kadar açık olduğumuzu bize net bir şekilde gösterdi. Temayüller ne olursa olsun, kendi içimize kapanamayız.' dedi.
Bakan, ‘Türkiye'yi AB'ye katılım yolunda kesinlikle desteklemeliyiz: katılım süreci ve gerektirdiği reformlar meyvelerini vermeye başladı' değerlendirmesinde bulundu." (16.03)

 

NOT: Bu bülten, 16.03 Mart 2009 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.


Güncelleme: 28/05/2009 / Hit: 4,031

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı