ENGLISH
  Güncelleme: 03/12/2008

2008-11-10 AB Bülteni

2008-11-10 AB Bülteni

 

Bülten No : 133 10 Kasım 2008

DIŞ BASINDA

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

 

ABD BASINI:
Voice of America :
"AB Raporu Reformlar Konusunda Türkiye'ye Baskı Yapıyor" : "AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin üyeliğe hazırlığına ilişkin yıllık raporunda, Türkiye'yi güvenilir bir uluslararası ortak ve önemli bir enerji geçiş yolu olarak nitelendirdi. Ancak Brüksel aynı ülkeyi, siyasi ve insan hakları reformları, özellikle de kadınlarla ilgili olanlar üzerinde daha sıkı çalışması gerektiği yönünde uyardı... AB raporu, Ankara'nın üyelik çabasının 2005 yılında üyelik görüşmelerinin resmi olarak başlamasından sonra, durmadıysa bile yavaşladığı yönünde Türkiye'de artmakta olan eleştirileri körükleyecektir. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan AB'nin son eleştirilerini önemsemedi.
Babacan ‘Türkiye tam üye olana kadar, henüz yapmadıklarımız konusunda eleştiri alacaktır. Diğer yandan, hemen hemen tamamlanmak üzere olan ve çok farklı reformları kapsayacak olan ulusal programımıza son halini vermek üzereyiz' dedi." (Dorian Jones,7/11)

İTALYA BASINI:
Equilibri :
"Türkiye: Bölgedeki Yeni Rolü Sayesinde AB ve ABD'nin İlgisini Tekrar Üzerine Çekebilir" "Türkiye'nin Avrupa Birliğine girişi, pek çok Avrupa hükümeti dahilinde hararetle tartışılan bir konu. Nitekim Türkiye, Avrupalı bir Türkiye'nin getireceği avantajlara kararlılıkla inananlar tarafından güç unsuru olarak kabul edilebilecek, ama diğer yandan bu ülkenin üyeliğine karşı olanlar açısından yapısal engel oluşturan birtakım özelliklere (topraklarının genişliği, nüfusu, ekonomik ve toplumsal gelişimi, jeopolitik konumu ve dini ve kültürel kimliği gibi) sahip bir ülke. Avrupa Birliği Ankara ile entegrasyon süreci müzakerelerine 2005 yılında resmen başlamış olmasına rağmen bundan sadece bir yıl sonra bu atılım, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyetine hava sahasını ve limanlarını açmayı geri çevirmesiyle bloke oldu. Kıbrıs sorunu, entegrasyon sürecinin askıya alınması sonucunu doğuran nedenlerin başında geldi, ancak aslında Avrupa'daki direnişler, politik-ekonomik mahiyetli sorunlardan, dini ve kültürel kaynaklı diğer sorunlara kadar çeşitlilik gösteriyor.
‘Avrupa'nın ortak değerleri' olarak tanımlanan, Avrupa kültür ve halkını dünyanın diğer herhangi bir topluluğundan kesin olarak ayırt etmesi gereken o unsurlar topluluğunda Türkiye'nin ne derece yer aldığı konusundaki tartışma bir süre önce açıldı. Pek çok kişi, sosyal sistemin az gelişmişliği, temel bazı özgürlüklerin uygulanmaması ve ülkede hakim dinin, AB'nin diğer üye ülkeleriyle Türkiye'nin kaynaşmasına izin vermeyecek derecede ülkeyi Avrupa'nın ortak karakterinden uzaklaştırdığı kanısında. Bu nedenlere bir de ekonomik nitelikli sorunlar ekleniyor. Toparlanma içerisinde olmasına rağmen, Türkiye hala Avrupa standartlarının çok altında. Bunun sonucu olarak Türkiye'nin AB'ye girişi, Brüksel'in kurduğu sistemi zayıflatabilir." ( Stefania Perna,7/11 )

MAKEDONYA BASINI:
NOVA MAKEDONIJA:
"AB, Batı Balkanlar ve Türkiye'yi Değerlendirdi": "AB, yıllık ilerleme raporlarını açıkladı. Raporda, ‘Hırvatistan, 2009 yılının sonunda yargı, organize suç ve yolsuzluk konularındaki kriterlere uymayı başarırsa AB üyelik görüşmelerini tamamlayabilir' denildi. Sırbistan hakkında ise ‘Lahey Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi tarafından aranan savaş suçu zanlılarının yakalanarak mahkemeye teslim edilmesi için daha fazla gayret göstermesi halinde Sırbistan'ın 2009 yılında aday statüsüne girebileceği' belirtildi.
Hırvatistan, görüşmelerin sonuçlanması için gerekli kriterleri yerine getirirse 2011 yılında 28. AB üyesi olacak.
Avrupa Komisyonu her ne kadar diğer Batı Balkan ülkelerinin belirli alanlarda kaydettikleri gelişmeden memnun olsa da, bu ülkeler ve Türkiye için yapılan değerlendirmeler oldukça olumsuz.. Komisyon, Türkiye ile ilgili ise ülkenin, AB üyesi olmadan önce siyasi reformların üzerinde daha yoğun durması ve ülkede insan haklarının daha iyi korunmasına dikkat etmesi gerektiğini düşünüyor. " (7/11)

 

İRAN BASINI:
Resalet:
"Ankara'nın Yeniden Tartışmalı Planı": "Almanya ve Fransa gibi ülkelerin siyasi denklemlerinde Merkel ve Sarkozy gibi kişilerin varlığı, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda ciddi bir engel oluştururken diğer AB üyeleri bu süreci destekliyorlar. Tabii bir ülkenin AB üyeliği için bütün üye ülkelerin onayı gerektiğinden Türkiye'nin yakın gelecekte üyeliği kazanması uzak görünüyor. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı yaptığı açıklamada, Avrupa Komisyonunun politikasının Türkiye'nin bu Birliğe tam üyeliği yönünde olduğunu belirtti. Günter Verheugen Denizli'de yapılan bir toplantıda, içtenlikle Türkiye'nin AB üyeliğini
desteklediğini belirtti ve "Bence Türkiye'nin Avrupa Birliğine ve AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var" dedi. Bu arada AB'li bir yetkili de Hırvatistan'ın AB üyeliği sürecine Türkiye'den daha hızlı adım attığını ifade etti.
Olli Rehn'in sözcüsü Krizstina Nagy, 2009 yılının Hırvatistan'ın üyelik müzakerelerinin sona ermesi yılı olarak belirlenmesi ve Türkiye ile müzakerelerin bitmesiyle ilgili bir tarihin verilmemesi konusunda şunları söyledi: "Avrupa Komisyonunun kararında etnik ve siyasi konular etkili olmadı." ( Hamid Reşidi, 8/11)

 

NOT: Bu bülten, 07-09 Kasım 2008 tarihlerinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.


Güncelleme: 03/12/2008 / Hit: 3,293

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı