ENGLISH
  Güncelleme: 19/02/2008

2008-01-10 AB Bülteni

2008-01-10 AB Bülteni

 

Bülten No : 003                                                                                                                                                                            10 Ocak 2008

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

 ALMANYA BASINI:
Die Welt: "Türkiye ile Yürütülen Müzakereler Durdurulmalıdır":

"SORU: Türkiye ile yürütülen katılım müzakereleri devam ediyor. Türkiye AB üyesi olacak mı?

SÖDER: Türkiye'nin AB üyesi olmayacağına kesinlikle inanıyorum. Bu, sadece Türkiye'yi değil, Avrupa Birliği'ni de kültürel ve mali açıdan aşırı ölçüde zorlar. Bunu Türkiye'ye söylemenin zamanı artık gelmiştir. Herhangi bir sonuç getirmeyecek ve Türkiye'nin rencide edilmesine neden olacak müzakereleri yıllarca sürdürmek mümkün değildir.

SORU: Ancak Brüksel'de Türkiye'nin AB üyeliğine büyük destek veriliyor.

SÖDER: Burada konuştuğum herkes, kapalı kapılar arkasında, ‘Türkiye ile müzakerelere devam edeceğiz, ancak sonuçta Türkiye AB üyesi olamayacak' diyor. Bu, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda karar vermek ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak olan bir sonraki politikacı kuşağına karşı dürüst bir davranış değildir. Bu aynı zamanda, kendisine ortak olarak ihtiyaç duyduğumuz gururlu ve önemli bir ülke olan Türkiye'ye karşı da dürüst bir davranış değildir." (Christoph B.Schiltz, Bavyera Eyaleti Avrupa İlişkilerinden Sorumlu Bakan Markus Söder (CDU) ile yapılan mülakat, 09/01)

Die Welt: "Bush Ankara'nın AB Üyeliğini Destekliyor": "ABD Başkanı George W. Bush Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile buluşmasında Türkiye'nin AB'ye alınması talebini vurguladı. Başkan Bush Washington'da gerçekleşen buluşma sonrasında demokrasi ve İslam'ın bir arada uyumlu olabileceğinin bir göstergesi olması bakımından Türkiye'nin ‘harika bir örnek' olduğunu belirtirken, ‘Ben Türkiye'yi Avrupa ile İslam dünyası arasında olumlu bir köprü olarak görüyorum. Türkiye'nin AB'ye alınması barış adına önem teşkil etmektedir' şeklinde konuştu. Başkan Bush göreve başladığından beri Türkiye'nin AB'ye üye olmasını destekliyor. 2003 yılında Irak Savaşı'nın başlamasından önce Başkan Bush Türkiye ile ilgili Brüksel'de girişimlerde bulunmuştu." ("DW" rumuzlu, 09/01)

Die Tageszeitung: "Tarih Silindi":

"SORU: Sayın Mak, bir tarihçi olarak konuştuğunuzda, Türkiye tarihi açıdan bakıldığında Avrupa'ya dahil midir?

MAK: Bu, tarihin ne denli gerisine kadar gidildiğine bağlıdır. 1453 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçinceye kadar İstanbul hiç kuşkusuz Avrupa'nın en önemli kentiydi. Tıpkı St. Petersburg'u Avrupalı bir şehir olarak inşa eden Çar Büyük Peter gibi Atatürk de Avrupa'ya giden yolu seçti.

SORU: Rusya kendi yolunda gidiyor. Türkiye ise AB'ye katılmak istiyor. Ülke sizce AB'ye uygun mu?

MAK: Bence Türkiye'nin Avrupa'nın yanına çekilmesi önemli. İslam dünyasının başarılı bir lider ülkeye ihtiyacı var ve bizim de Müslüman dünyasına uzanacak bir köprüye. Önümüzde daha uzun bir yol olduğu kesin. Bu bağlamda önümüzdeki beş ya da 10 yıldan değil, iki ya da üç nesilden söz ediyorum.

SORU: Yeni kitabınız ‘İstanbul Köprüsü', Altın Boynuz'daki ünlü Galata Köprüsü'nü anlatıyor. Neden?

MAK: Kitap, Batı ve onun varlığının kenarında yaşayan insanların hayatının bir belgeseli. Araştırmalarım için neredeyse dört-beş hafta boyunca Batı'ya yönelik Pera ile İslam'ın etkisindeki Stambul'u birbirine bağlayan Galata Köprüsü üzerinde yaşadım. Yağmur altında çay içerek insanlarla konuşmak ve onları tanımak için çok zaman geçirdim.

SORU: Köprüde karşılaştığınız gündelikçilerin durumu Türkiye'deki güçlü ekonomik dengesizliğe işaret ediyor. Bu, AB üyeliğine karşı bir argüman değil mi?

MAK: Bulgaristan ve Yunanistan da iki çok yoksul ve çok daha fazla yolsuzluğun hakim olduğu ülkeler. Bu iki ülke de Ortodoks geleneğine sahip. Bu ülkeler ne rönesans ne de aydınlanma döneminden geçtiler. Bununla birlikte AB, kültürel sınırlarını şimdiden genişletmiş bulunuyor. Türkiye oldukça modern bir ülke olup din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını biliyor. Her halükarda, sadece bir İslam ülkesi olduğu için ülkeyi geri çevirmemeliyiz. Bu tehlikeli olurdu. (...)" (Daniel Bax, Hollandalı tarihçi ve gazeteci Geert Mak ile yapılan mülakat, 09/01)

AVUSTURYA BASINI:
Österreich: "Bush, Türkiye'yi AB'de Görmek İstiyor": "ABD Başkanı Georg W. Bush, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini desteklediğini yineledi. Bush, salı günü Washington'da yaptığı açıklamasında böyle bir adımın barış için öneminin altını çizdi. Bush, ‘Türkiye'yi Avrupa ve İslam alemi arasında yapıcı bir köprü olarak görüyorum' derken, Türkiye'nin, AB'ye üye olmasının barış açısından yararlı olacağını da sözlerine ekledi. AB, iki yıl önce Türkiye ile katılım müzakerelerini başlattı. Üye ülke olan Kıbrıs sorununda çözümün sağlanamaması, demokrasi ve insan hakları konusundaki sorunlar nedeniyle müzakereler şimdilerde asgari seviyede seyrediyor. (...)" (08/01)

İRAN BASINI:
Resalet: "Avrupa ve Türkiye Bilmecesi": "Ankara'nın AB üyeliği yönündeki eğilimi, AB liderleri için büyük sıkıntılar yarattı. Bu arada, Avrupalı bazı liderler, Türkiye'nin Avrupa'dan farklı sosyal ve kültürel yapısı olduğuna ve bu ülkenin üyeliğinin AB'de sorunlar yaratabileceğine inanıyorlar. Örneğin Sarkozy, Ankara'ya imtiyazlı ortaklık öneriyor. Bu doğrultuda, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Sözcüsü Dimitris Komodromos, grubunun Türkiye konusunda Sarkozy'nin politikasına karşı olduğunu vurgularken, AB üyeliği konusunda Türkiye ile müzakerelerin devam etmesini istedi. AB liderlerinin 14 Aralık 2007 tarihli toplantısından sonra açıkladıkları Türkiye ile ilgili rapora değinen Komodromos, bu raporu, Türkiye ile müzakerelerin devam etmesi olarak algılamak gerektiğini belirtti. Sarkozy'nin Türkiye ile ilgili politikalarına karşı çıkan Komodromos, esas meselenin, AB'nin Türkiye ile tam üyelik konusunda müzakere sürecine devam etmesi olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye'nin de, reformlar yaparak AB'ye yaklaşabileceğine işaret eden Dimitris Komodromos, Türk yetkililerden 301. Madde'nin düzeltilmesi ve diğer reformların yoğunlaştırılması doğrultusunda adım atmalarını istedi. Diğer taraftan Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering, Türkiye'nin AB'nin tüm kriterlerini dikkatle uyguladığı takdirde parlamento üyelerinin desteğini alacağını belirtti. Almanya Başbakanı Merkel'in, Türkiye ile özel ilişkileri desteklediğine işaret eden Pöttering, şunları söyledi: ‘Ben ayrıcalıkla birlikte, ortak ilişkiler taraftarıyım. Ancak kişisel görüşümün dışında, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir gün Türkiye'nin AB ile müzakereleri sona ererse o dönemin siyasi yetkilileri, bu iki karardan birini almalılar: Ya Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karar verilmeli veya bu ülkeyle yakın işbirliği yönünde farklı bir ilişki sağlanmalı.'" (08/01)

İSPANYA BASINI:
La Vanguardia: "Bush, Türkiye'nin AB'ye Girmesinin Barışa Katkı Sağlayacağını Belirtiyor": "ABD Başkanı George W. Bush, Türk mevkidaşı Abdullah Gül'e, Türkiye'nin AB üyeliğine olan desteğini tekrarladı ve bu katılımın dünya barışına faydası olacağını belirtti. Washington'daki toplantı sonrasında basına yaptığı açıklamada Bush, ‘AB'nin Türkiye'yi üye olarak kabul ettiğinde fayda elde edeceğine kesin olarak' inandığını ifade etti. Başkan olduğundan beri bu tutumu benimsediğini hatırlatan Bush, ‘Türkiye'nin AB'ye girişine ilk kez destek verdiğim zaman ne ise bugün de aynı şeyi düşünüyorum. Türkiye, demokrasinin İslam gibi büyük bir dinle birlikte varolmasının mümkün olduğunu tüm dünya uluslarına gösteren muhteşem bir örnektir. Avrupa ve İslam dünyası arasında yapıcı bir köprüdür.' dedi ve bu ülkenin AB'ye katılmasının ‘dünya barışının çıkarına olduğunu' tekrarladı. (...)" (09/01)

YUNANİSTAN BASINI:
SKY TV: "Türkiye'nin AB Üyeliğinden Yana": "ABD Başkanı George Bush, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesi sırasında, Türkiye'nin ‘barış için' Avrupa Birliği'ne girmesini istediğini açıkladı. Türkiye'yi, Avrupa ile İslam dünyası arasında bir köprü olarak tarif eden Amerikan Başkanı, ‘Türkiye, demokrasi ile İslam gibi büyük bir dinin birlikte yaşayabileceğini gösteren mükemmel bir örnektir. Türkiye AB üyesi olduğunda, Avrupa'nın bundan faydalanacağına inanıyorum. Türkiye'nin AB'ye kabul edilmesi barışa katkı sağlar.' dedi." (09/01)

Ethnos: "Slovenya AB Dönem Başkanlığı Tehlikeli": "Slovenya'nın AB dönem başkanlığı tehlikelidir. Slovenya'nın tam olarak Alman politikasını uygulaması, FYROM konusunda Atina'ya sorun yaratması bir yana (sadece NATO'ya değil, AB'ye de üyeliğini ilerletiyor) Kıbrıs için de ciddi bir tehdit yaratmaktadır. Kıbrıs'ın Kosova'nın tek taraflı bağımsızlığını ilan ederek uluslararası alanda tanınmasını reddetmesi, Lubliyana ile Lefkoşa arasında doğrudan çatışmaya yol açacak. Çünkü Slovenya Kosova'nın bağımsızlığını var gücüyle destekliyor. Türkiye ile ilgili olarak yaşanacak dolaylı çatışma da önemlidir, çünkü Alman Dışişleri Bakanı, Alman kurulu düzeninin en aşırı Türk yanlısı tezlerini ifade ediyor. Bu da elbette Slovenya'nın AB başkanlığına yansıyacak." (Yorgos Delastik, 09/01)

 

NOT: Bu bülten, 09 Ocak 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

 


Güncelleme: 19/02/2008 / Hit: 3,735

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı