2007-12-13 AB Bülteni

2007-12-13 AB Bülteni

Bülten No : 167                                                                                                                                                                       13 Aralık 2007

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

AVUSTURYA BASINI:
Kurier: "Türkiye'yi Yeniden Değerlendirmek": "Türkiye'de şimdiye kadar AB'nin siyasi vaatlerini tutacağı izlenimi hakimdi. En üst düzeydeki bağlantılara saygı duymak, Avrupa kimliğinin önemli bir parçası ve AB'nin global aktör rolü için önemli bir faktör olarak görülüyordu. Bu yüzden Nicolas Sarkozy'nin kutuplaştırıcı sözlerinin Avrupalılar arasında daha belirgin bir huzursuzluğa yol açmaması Türkleri şaşırttı. Asıl onların neredeyse kutsal denilebilecek ilkenin ihlal edilmesini hoşgörmemeleri gerekirdi. Asıl onların güya Avrupa'yı simgeleyen değerler cemiyetinin ahlakını üstün tutmaya özen göstermeleri gerekirdi. Bu durumun ardında büyük tehlikeler gizli, çünkü bu, Türkiye'deki Avrupa karşıtlarını ve Avrupa'daki Türkiye karşıtlarını güçlendiriyor. En sevdikleri senaryo neredeyse gerçekleşmek üzere, ki bu büyük bir hata olabilir. Avrupa'nın yeni yüzyılda karşı karşıya kaldığı, başta İslam dünyası ile Batı arasında bir uzlaşma sağlamak olmak üzere, enerji güvencesi, Çin ve Hindistan ile rekabet gibi giderek zorlaşan sınavlar, Türkiye ile Avrupa'nın isterlerse birlikte neler elde edebileceklerini daha net bir şekilde gösteriyor. Avrupa kamuoyuna Türkiye'nin AB'ye katılımının yol açacağı masrafların yanı sıra, Türkiye'ye sırt çevirmenin nelere malolacağının da açıklanması gerekir." (Sinan Ülgen, 11/12)

Österreich: "Türkiye, AB'ye Her halükarda Tam Üye Olmak İstiyor": "Türkiye müzakereleri konusunda AB'de tartışma yaşanıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ülkesi için sadece tam üyeliğin söz konusu olabileceğini açıkladı. Babacan, pazartesi günü Ankara'da yaptığı açıklamada, Türkiye'nin imtiyazlı ortaklığı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini söyledi. Babacan, Türkiye'nin AB üyeliğinin, bazı AB üyesi ülkelerde tartışmalara neden olsa dahi, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yoluna sapma olmaksızın her halükarda devam edeceğini belirtti. Türkiye'nin katılım süreci çerçevesinde yükümlülüklerini gerektiği şekilde yerine getirdiğine vurgu yapan Babacan, Türkiye'nin reform sürecini yavaşlattığı tezlerine de karşı çıktı. Babacan, Türkiye'nin, AB içerisindeki gelişmelerden bağımsız olarak reformlarını sürdüreceğini de sözlerine ekledi. Babacan, Kıbrıs Türk kesiminin, Kıbrıs sorununu AB'nin isteği doğrultusunda çözülmesini oylamasına rağmen, AB'nin Kuzey Kıbrıs'a yönelik yaptırımlarını sürdürmesini eleştirdi." (11/12)

BELÇİKA BASINI:
EU Observer: "Fransa Türkiye'nin AB Üyeliği Karşısında Sembolik Bir Zafer Elde Etti": "Fransa, müzakerelerin durumuna ilişkin bir AB dokümanından ‘katılım' kelimesinin çıkarılmasını sağlayarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılımına karşı mücadelesinde sembolik bir başarı kazandı. Üyelik müzakerelerinde kaydedilen ilerlemenin ele alındığı bu gibi toplantılar için telaffuz edilen ifade ‘katılım konferansları' dır. Ancak Türkiye'nin AB üyeliğine yoğun bir şekilde karşı çıkan Fransa, toplantıdan iki hafta önce başlattığı diplomatik baskılar sonucunda istediğini elde etti. İngiltere ve İsveç, Fransa'nın bu girişiminin karşısında olan ülkelerden. Sarkozy'nin 2007 yılının ilk yarısında düzenlediği cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının ana teması Türkiye'nin AB üyeliğine muhalif tutumuydu. Sarkozy cumhurbaşkanı seçildikten sonra ise Türkiye'nin oluşturmak istenilen Akdeniz Birliği'nin bir üyesi olmasını ve bir Akil Adamlar Komitesi tarafından AB'nin nihai sınırlarının tartışılmasını teklif etti. Her iki önerinin asıl amacının Türkiye'nin üyelik sürecinden çıkartılması olduğu görülüyor. Almanya da Türkiye'nin AB üyeliğine karşı ancak düşüncelerini Avrupa düzeyinde Fransa kadar yüksek sesle dile getirmiyor. Almanya, Ankara'ya tam üyelik ve karar verme mekanizmasında güç vermek yerine Brüksel ile yakın bağların olduğu imtiyazlı ortaklık öneriyor. Diğer yandan Fransa, AB üyeliği olasılığını artıracak bazı kilit konularda müzakereleri engelliyor. Bizzat Türkiye kendi içinde demokratik reformları gerçekleştirmekte yavaş hareket ederken, AB bu konuda Türkiye'yi eleştiriyor. Avrupa Komisyonu, Türkiye ile katılım müzakerelerini savunmayı sürdürürken üye ülkelerin müzakere sürecinde verdikleri taahhütlerden geri adım atmamaları gerektiğini vurguluyor. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn şöyle dedi: ‘Ekim 2005 tarihli müzakere çerçevesine bağlı bir şekilde çalışmaları yürütüyoruz ve Türkiye ile katılım süreci devam ediyor. Türkiye'nin katılım kriterlerini karşılamak üzere reformlarını ve AB ile stratejik koordinasyonunu sürdürmesi AB'nin kendi çıkarınadır.'" (Honor Mahony, 11/12)

ERMENİSTAN BASINI:
Panorama: "Ermenistan Başbakanı Sarkisyan: Türkiye'nin AB'ye Üyeliğinden Yanayız": "Ermenistan Başbakanı Serj Sarkisyan Financial Times'a verdiği mülakatta, ‘Ermenistan, Türkiye'nin AB'ye üye olması taraftarıdır' dedi. Sarkisyan'ın düşüncesine göre, bu durum Ankara ve Erivan arasındaki gergin ilişkilerin iyileşmesine yardımcı olacaktır. Sarkisyan, Türkiye'nin AB'ye üye olma hayali gerçekleştiği taktirde ülkesi açısından çok iyi olacağını ve Türkiye'nin, AB'ye girdikten sonra, Türkiye ile Ermenistan arasındaki varolan sorunların çözümünün mümkün olacağını belirtti. (12/12)

İNGİLTERE BASINI:
The Financıal Times: "Ermenistan, Türkiye'nin AB Üyeliğine Destek Veriyor": Ermenistan Başbakanı Serj Sarkisyan, Ermenistan'ın, Ankara ile Erivan arasındaki gerginliğin yatıştırılması ihtimalini güçlendirmek için Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım girişimine destek verdiğini söyledi. Sarkisyan, ‘Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin bir üyesi olma arzusunun karşılanmasının bizim için iyi olacağını düşünüyorum. Aramızdaki sorunlara belki AB çerçevesinde çözüm bulunabilir' dedi. 53 yaşındaki Sarkisyan, 19 Şubat tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favori isimlerinden biri. Sarkisyan, seçimlerin ardından Türkiye'nin, Ermenistan ile ilişkileri geliştirmek amacıyla öneriler geliştireceğini umduğunu söyledi." (Tony Barber, 12/12)

İRAN BASINI:
Kayhan: "Avrupa Birliği, Brüksel Toplantısında Türkiye'nin Üyeliğine Karşı Çıktı": "Avrupa Birliği bir bildiri yayımlayarak, Türkiye'nin tam ve şartlı üyeliğine karşı olduğunu bildirdi. Mehr haber ajansının duyurduğuna göre AB ülkeleri dışişleri bakanları Brüksel'de düzenledikleri toplantıda Türkiye'nin Birliğe üyeliğine ilişkin adaylığı konusunu tekrar ele aldılar. Katılımcılar yayımladıkları bildiride, Türkiye'nin tam üyeliğinin şimdilik söz konusu olmadığını belirttiler. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türkiye'nin Avrupa'da yeri olmadığına dair ifadelerine değinen Avrupalı diplomatlar şu hatırlatmada bulundular: ‘Türkiye ile müzakerelerin sürmesi Birliğe üyeliği konusunda bu ülkeye yeni bir kapı açabilir.'" (12/12)

SIRBİSTAN BASINI:
Danas: "Türkiye, AB'nin Genişleme Metninde Yer Alan İfadeden Hoşnut Değil": "Türkiye Dışışişleri Bakanlığı'ndan aldığımız bilgilere göre, Türkiye, tam üye olma doğrultusundaki çabalarını boşa çıkartabilecek AB'nin genişlemeyle ilgili metninde yer alan ifadeden çok ciddi rahatsızlık duyuyor. AB ülkeleri dışişleri bakanlarının yapmış olduğu açıklamada ‘üyelik görüşmeleri' yerine ‘hükümetle rarası görüşmeler' ifadesi kullanıldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, yapılan açıklamada, her ne kadar Türkiye'nin tam üyelik hedefi teyit edilse de, metinde yer alan ifadelerin Ankara'da endişeye neden olduğunu belirtti. " (12/12)

YUNANİSTAN BASINI:
Antenna Tv: "Türkiye'de Büyük Memnuniyetsizlik": "Türkiye Dışişleri Bakanlığının açıklamasına göre, AB'nin Türkiye'nin 27 üyeli aileye katılımı konusunda kabul ettiği belge, Ankara'da ‘büyük memnuniyetsizlik' yarattı. AB dışişleri bakanları tarafından onaylanan belgede, Türkiye'nin gelecekteki herhangi bir üyeliği için yapılan müzakerelerden ‘üyelik müzakereleri' olarak değil ‘hükümetler arası müzakereler' diye bahsediliyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, ‘Belge Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefini teyit etse de bundan dolaylı bir şekilde bahsetmesi ciddi bir şekilde hoşnutsuzluk yarattı' dedi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü açıklamasında Fransa'yı telaffuz etmedi ancak bu durumdan ‘anlayış göstermeyen üye bir devletin tutumunun' sorumlu olduğunu belirtti. " (12/12)

NOT: Bu bülten, 12 Aralık 2007 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.