- ANA SAYFAGiriş Noktanız
- BAŞKANLIKKurumsal Yapı
- BİR BAKIŞTA ABAB Yapısı ve İşleyişi
- AB İLE İLİŞKİLERTürkiye-Avrupa Birliği İlişkileri
- Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi
- Temel Belgeler
- Anlaşmalar
- Protokoller
- Katılım Ortaklığı Belgeleri
- Ulusal Programlar
- Avrupa Komisyonu Tarafından Hazırlanan Türkiye Raporları
- Genişleme Strateji Belgeleri
- AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı (2016-2019)
- AB'ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı (2021-2023)
- Ortaklık Konseyi Kararları
- Türkiye-AB Zirvelerine İlişkin Belgeler
- Kurumsal Yapı
- Gümrük Birliği
- Türkiye- AB Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları
- VERİKaynaklar
- MEDYAHaber / Duyuru
- İLETİŞİMBize Ulaşın
MEDYA / Basında AB / Dış Basın / 2008 / Haziran / 2008-06-25 AB Bülteni
- 2008-06-25 AB Bülteni
- 2008-06-24 AB Bülteni
- 2008-06-23 AB Bülteni
- 2008-06-20 AB Bülteni
- 2008-06-19 Haftalık AB - Türkiye Haberleri Bülteni
- 2008-06-19 AB Bülteni
- 2008-06-18 AB Bülteni
- 2008-06-17 AB Bülteni
- 2008-06-16 AB Bülteni
- 2008-06-13 AB Bülteni
- 2008-06-12 Haftalık AB - Türkiye Haberleri Bülteni
- 2008-06-12 AB Bülteni
- 2008-06-11 AB Bülteni
- 2008-06-10 AB Bülteni
- 2008-06-06 AB Bülteni
- 2008-06-05 Haftalık AB - Türkiye Haberleri Bülteni
- 2008-06-05 AB Bülteni
- 2008-06-04 AB Bülteni
- 2008-06-03 AB Bülteni
- 2008-06-02 AB Bülteni
2008-06-25 AB Bülteni
2008-06-25 AB Bülteni
Bülten No : 79 25 Haziran 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
ABD BASINI:
AP: "AB Üyeliği Peşindeki Türklerin Avrupa'daki Futbol Zaferleri Batı ile İlişkilerinin Acısını Hafifletti": "Milyonlarca Türk'e göre de benzer şekilde, takımlarının Avrupa Şampiyonası yarı finaline çıkması sadece gol atmakla ilgili bir şey değil. Pek çokları bunu, kimlik ve güvensizliğe, yüzyıllardır devam eden ihtilaf ve bir arada olmaya -bir de ülkenin Avrupa kulübüne katılma arzusuna- bağlıyor. Akademisyen Hüseyin Bağcı bu durumu ‘dünyaya Türklerin yapabileceklerini gösterme arzusu' olarak niteliyor, ancak bu, bize karşı onlar meselesinden ibaret değil. Türkiye'nin bir sonraki rakibi yaklaşık üç milyon Türk'e ev sahipliği yapan Almanya. Türkiye'nin iki önemli oyuncusu, Hamit Altıntop ve Hakan Balta Almanya'da büyümüş, o ülkenin futbol sisteminde yetişmiş ve önde gelen Alman takımlarında oynamışlar. Dolayısıyla Türkler ve Almanlar, zaman zaman şiddete varan asimilasyon ve ırk temelli gerilimlere rağmen iç içe geçmiş durumdalar. Futboluyla Avrupa'yı fethederek Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliği'ne katılma yolunda yaşadığı pek çok hayal kırıklığını da hafifletiyor. Bir yıldan uzun süredir süreç kötüye gidiyor, Avrupalıların huzursuzluğu ve Türklerin öfkesiyle sıkıntılı bir dönemden geçiliyor. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk bir keresinde Terim'i, ‘aşırı milliyetçi' olarak nitelemiş, Terim de Türk kimliğini aşağıladığı iddiasıyla yargılanan Pamuk'u ‘yetersiz milliyetçi' olarak tanımlamıştı. Türkiye'nin futbol başarısı, tutkunun ve kendine inancın, soğukkanlı mantık ve deneyimden daha etkili olduğunun bir kanıtı gibi görünüyor." (Christopher Torchia , 24/06)
FRANSA BASINI:
AFP: "Fransız Senatosu Türkiye İçin Zorunlu Referandumu Reddetti": "Fransız senatörler dün akşam, milletvekilleri tarafından Fransa'daki kurumlar reformuna konulan Türkiye'nin muhtemel AB üyeliği için referandumu zorunlu kılan değişikliği reddetti. Çoğunluğu UMP'den onlarca milletvekilinin baskısıyla Ulusal Meclis 27 Mayıs'ta özellikle Türkiye'yi ilgilendiren AB'nin toplam nüfusunun yüzde 5'inden fazlasına sahip olan ülkelerin AB'ye katılımı için referandumu zorunlu kılan değişikliği ilk okumada kabul etmişti. Senatörler, ‘dost ve müttefik' olan Türkiye için ‘küçük düşürücü' ve ‘ayrımcılık' içeren değişikliği kınadılar ve 7'ye karşı 297 oyla reddettiler. Bu oylama, Ulusal Mecliste ikinci okumada seslerini duyuracak olan UMP milletvekilleri arasında ayaklanmaya neden olacak. Haziran başında Türk Hükümeti, Meclisteki değişiklik hakkında ‘öfkesini' dile getirmişti." (24/06)
İNGİLTERE BASINI:
BBC: "Fransa'da Senato Referandum Şartını Onaylamadı": "Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Chirac, Fransızların çoğunun karşı çıkmasına karşın Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemişti. Ancak Chirac, 2005'de tepkilerin azalması ve dönemin Avrupa anayasasının onaylanması için Fransa Anayasası'nda değişiklik yapmıştı. Türkiye'nin üyeliği konusunda son kararı Fransız halkının vereceği belirtiliyor, referandum koşulu getiriliyordu. Fransa da şimdi ise yeni bir anayasa değişikliği paketi gündemde ve hükümet referandum koşulunun kaldırılmasından yana. Fransa senatosu genel kurulu dün akşam 7'ye karşı 297 oyla Türkiye referandumu koşulunu anayasada tutan önergeyi reddetti. Önerge nüfusu Avrupa Birliği üyesi ülkelerin toplam nüfusunun yüzde 5'ini aşmayan ülkeler için referandumun yürürlükten kalkmasını öngörüyordu. Ancak bu Türkiye için koşulun sürmesi demekti. Peki, Fransa senatosunun son kararı ne anlama geliyor? Paris'ten gazeteci Sabetay Varol'a sorduk:
VAROL: Fransız senatosu esasında geçen haftalar da parlamentoya sunulan 33 maddelik anayasa değişikliği paketi sırasında hükümetin getirdiği referandumun anayasadan çıkarılma hükmünün onaylanması yani daha doğrusu ulusal meclis tarafından ters yönde getirilmiş olan ve Türkiye'ye referandum şartını diğer ülkelerden kaldırmasına rağmen otomatik olarak devam ettiren hükmün kaldırılması ve hükümet tarafından getirilen önergeye dönüş anlamına geliyor. Ancak bunun kabul edilmesi için ulusal meclis ve senatonun özdeş ifadelerle kabul edeceği metinlerin aynı zamanda iki meclisin birleşik oturumunda beşte üç çoğunlukla kabul edilmesi zorunluluğu da var dolayısıyla henüz tamamlanmamış bir süreç. Onun için biraz daha beklemek gerekecek.
SORU: Peki bu beşte üç çoğunluğun elde edilme şansı nedir?
VAROL: Şimdi sosyalistlerin desteğine ihtiyacı var hükümetin. Zira hükümet yanlısı partiler, tek başlarına mecliste ve senatoda beşte üç çoğunluğa sahip değiller. Sosyalistler ise Türkiye meselesiyle ilgili değil, başka konulardaki bir takım uyuşmazlıklar nedeniyle paketin tümüne eğer bu meclis ve senato arasında git gel ler sırasında önemli değişiklikler yapılmazsa karşı oy vereceklerini söylüyorlar. Ancak şöyle bir durum var, birleşik oturumda toplam parlamenterlerin beşte üçü değil de oylamaya katılan parlamenterlerin beşte üçünün onayı gerekiyor. Bu nedenle 20 civarında sosyalist parlamenterin katılmaması durumunda anayasa değişikliği paketi kabul edilecek ve halen Fransız Anayasası'nda mevcut olan Türkiye'ye otomatik referandum ve bundan sonra katılacak olan ülkelere otomatik referandum şartı kalkmış olacak. Eğer paketin tümü reddedilirse bu gerçekleşmeyecek. Yalnız o noktaya gelmeden önce senatoda benimsenen şekliyle metnin ulusal meclis tarafından da benimsenmesi gerekiyor ki bu konuda henüz kesin bir şey söylemek mümkün değil.
SORU: Peki iktidardaki Halk Hareketi Birliği Partisi içinde bu konuda bir görüş birliği var mı?
VAROL: Hayır yok, zaten ulusal mecliste de Halk Hareketi için Birlik Partisi hükümetten gelen metni değiştirerek Türkiye'ye yüzde 5 formülünü ortaya atmıştı. Senatoda da yine aynı partinin senatörler kanadı buna karşı çıktı. Dolayısıyla senato grubuyla, meclis grubu arasında görüş birliği olmadığını söyleyebiliriz. Belki de meclis grubu, senatonun teklifini kabul eder çünkü gerçekten Fransız Anayasası'nın tarihinde ilk kez isim vermeksizin de olsa, özel olarak bir ülkeyi hedef alan bir madde kabul etmiş olacaktı ki bu da kolay kolay hukuki açıdan olsun, siyasi açıdan olsun kabul edilir bir şey değil.
Bu arada Fransa'da ulusal meclis ve senatonun ortak oturumu 21 Temmuz'da yapılacak. Ancak anayasa paketinin oturuma gelebilmesi için önce ulusal meclis ve senatonun aynı metin üzerinde anlaşması gerekiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy daha önce Türkiye'nin Avrupa Birliğine girişini reddetmek için ‘referandumun arkasına sığınamam' demişti. Fransa Başbakanı da Türkiye ile ilgili özel bir düzenlemenin anayasada olmasına karşı çıkmıştı." (24/06)
NOT: Bu bülten, 24 Haziran 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.