- ANA SAYFAGiriş Noktanız
- BAŞKANLIKKurumsal Yapı
- BİR BAKIŞTA ABAB Yapısı ve İşleyişi
- AB İLE İLİŞKİLERTürkiye-Avrupa Birliği İlişkileri
- Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi
- Temel Belgeler
- Anlaşmalar
- Protokoller
- Katılım Ortaklığı Belgeleri
- Ulusal Programlar
- Avrupa Komisyonu Tarafından Hazırlanan Türkiye Raporları
- Genişleme Strateji Belgeleri
- AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı (2016-2019)
- AB'ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı (2021-2023)
- Ortaklık Konseyi Kararları
- Türkiye-AB Zirvelerine İlişkin Belgeler
- Kurumsal Yapı
- Gümrük Birliği
- Türkiye- AB Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları
- VERİKaynaklar
- MEDYAHaber / Duyuru
- İLETİŞİMBize Ulaşın
Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun 25 Mayıs Etik Günü Dolayısıyla Yayımladığı Mesaj
T.C.
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
BASIN DUYURUSU
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU’NUN
25 MAYIS ETİK GÜNÜ DOLAYISIYLA YAYIMLADIĞI MESAJI
Modern zamanlarda insanoğlunun maddi ve teknolojik gelişim açısından devasa atılımlar kaydettiği ve sahip olduğu potansiyeli, geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak bir düzeyde açığa çıkarmayı başardığı aşikârdır. Ancak günümüz dünyasında etik ve insani değerler üzerine kafa yoran düşünürler, insan toplumları için gerçekliğin sadece işlevsel, teknoloji odaklı ve niceliksel bir bakış açısıyla ele alınmasının risklerine dikkat çekmektedirler. Böyle bir bakış açısı insanlığa önemli maddi başarılar getirse de, etik ve insani değerlerle harmanlanmadığı sürece, insanın kendi kendisine ve yaşadığı doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar vermesi tehlikesini de barındırmaktadır.
Günümüzde yoğun bir şekilde tartışılan ekolojik dengenin bozulması, çevre kirliliği, iklim değişikliği, doğal kaynakların hızla tüketilmesi vb. sorunlar, bireylerin ve toplumların karşı karşıya kalabileceği söz konusu tehlike hakkında adeta erken uyarı işlevi görmektedir.
Bu gidişatı tersine çevirmek için hayatımıza yön veren anlam ve referans çerçevelerini, niceliksel olanla sınırlandırmayıp etik ve insani değerlerle bütünleştirmemiz gerekiyor. Etik ilkeleri gözetmek, davranışlarımıza ‘insani’ vasfını kazandıran en önemli öğelerden birisidir ve etik bilince sahip olmamız bizi evrensel olana yönlendirerek diğer insanlarla, canlılarla ve tabiatla uyum içinde hareket etmemizi sağlayacaktır.
Bu bağlamda, çalışma hayatında yüz yüze kaldığımız her sorunu da aynı zamanda bir etik sorunu olarak değerlendirmemiz gerekiyor çünkü iş yaşamının odak noktasında da insan unsuru yer alıyor. İş hayatında etik değerlere gereken önemin verilmesi, pek çok sorununun aşılmasını, muhtemel risklerin önlenmesini ya da etkilerinin en az düzeye indirilmesini sağlayacaktır.
25 Mayıs Etik Günü ve Etik Haftası’nın, ülkemizde çalışma hayatının her alanında iyi uygulamaların örnek teşkil edecek tarzda hayata geçirilmesine katkı sağlamasını temenni ediyorum.