- ANA SAYFAGiriş Noktanız
- BAŞKANLIKKurumsal Yapı
- BİR BAKIŞTA ABAB Yapısı ve İşleyişi
- AB İLE İLİŞKİLERTürkiye-Avrupa Birliği İlişkileri
- Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi
- Temel Belgeler
- Anlaşmalar
- Protokoller
- Katılım Ortaklığı Belgeleri
- Ulusal Programlar
- Avrupa Komisyonu Tarafından Hazırlanan Türkiye Raporları
- Genişleme Strateji Belgeleri
- AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı (2016-2019)
- AB'ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı (2021-2023)
- Ortaklık Konseyi Kararları
- Türkiye-AB Zirvelerine İlişkin Belgeler
- Kurumsal Yapı
- Gümrük Birliği
- Türkiye- AB Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları
- VERİKaynaklar
- MEDYAHaber / Duyuru
- İLETİŞİMBize Ulaşın
5 Haziran Dünya Çevre Günü
1972 yılından bu yana her yıl 5 Haziran tarihinde gerçekleştirilen Dünya Çevre Günü etkinliklerinin bu yılki teması, “İnsanları Doğayla Birleştirmek” (Connecting People to Nature) olarak belirlenmiştir. Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentsel alanlarda yaşadığı düşünüldüğünde, insanlık ve doğa arasındaki uyumu teşvik etmeyi amaçlayan bu yılki tema çerçevesinde, Kanada, küresel düzeydeki kutlamaların ev sahipliğini üstlenmektedir.
Son yıllarda kaydedilen bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yansıra etkisini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz iklim değişikliği gibi küresel çevre sorunları, esasında, doğal sistemlerin, insanlığın refahı açısından ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, iklim değişikliğinin başlıca sorumlusu olan sera gazları için adeta doğal bir depolama alanı oluşturan okyanuslar ve ormanların korunmasının, sürdürülebilir kalkınma açısından kilit role haiz olduğu bugün açıkça görülmektedir.
Sanayileşme ve nüfus artışı ile birlikte doğal kaynakların tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu günümüzde, doğanın insanlığa sağladığı ve önceleri bedelsiz olarak kabul edilen imkânların ekonomik ve politik planlamalarda “hesaba katılması” giderek daha da anlam kazanmaktadır.
İnsanlığın doğanın sunduğu nimetlere bağımlılığını esas alan AB çevre mevzuatına uyum çalışmaları, ülkemizde, 21 Aralık 2009 tarihinde müzakerelere açılan “Çevre ve İklim Değişikliği Faslı” kapsamında kararlılıkla sürdürülmektedir. Çevrenin korunmasına ilişkin AB düzenlemelerine uyum, soluduğumuz havanın kalitesinin iyileştirilmesini, kullanım ve içme suyunda temizlik ve hijyen güvencesini, atıkların yeniden değerlendirilerek ekonomiye katkıda bulunmasını, kamuya açık ortamlarda gürültü kirliliğinin önüne geçilmesini sağlamakta, gelecek nesillerin daha sağlıklı bir ortamda yetişmesini güvence altına almaktadır.
AB çevre standartlarının ülkemizde uygulanması yönünde atılacak her yeni adım, halkımızın hayat kalitesi ve refah düzeyini daha da yükseltecektir. Vatandaşlarımızın hayat kalitesinin arttırılması, ancak temiz bir çevre ve doğal kaynakların dengeli ve ihtiyatlı kullanımı ile mümkündür. Bu çerçevede, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yürütmekte olduğu katılım müzakereleri, ülkemizde çevresel standartların iyileştirilmesine yönelik önemli bir itici güçtür.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.