2007-05-18 AB Bülteni

Son Güncelleme: 18 Mayıs 2007

18.05.2007 AB Bülteni

             

 Bülten No : 060                                                                                                         18  Mayıs 2006

DIŞ BASINDA TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ABD BASINI:

Boston Globe: "Türkiye'nin Siyaseti": "Bazıları Türkiye'nin, Batı'daki Avrupa Birliği'ne doğru  hareketine devam edebilmesi için, içinde, güvertede koşuşturan  iyi niyetli bir azınlığın olduğu Doğu'ya doğru yol alan bir  gemiye benzediğini söylerler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İslami kökenli hükümeti  ve lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Müslüman  Türkiye'yi AB'ye daha cazip kılacak reformları gerçekleştirmek  için çaba göstermişlerdir. Ancak Avrupa'nın her geçen yıl  Türklerin Batı'ya doğru koşusunu biraz daha zorlaştırdığı  gözlenmiştir. Bunun yanı sıra, Avrupa'yı, katılmaya değer  olarak gören Türklerin sayısı da azalmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda yaşanmakta olan anayasal  kriz, Türkiye'nin Avrupa'daki düşmanlarını güçlendirmektedir. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanlığı için  aday gösterirken, kendisine fazla güvenmiş olabilir. Ancak  Türk Ordusu'nun laiklik adına yeniden müdahale etme hakkını saklı tuttuğu fısıltıları, Türkiye'nin istikrarı konusunda  şüphe uyandırmaktadır. İslamlaşmaya karşı sokaklarda toplanan  milyonlar, laik gücün bir göstergesidir. Ama hiçbir şey  Türkiye'nin Avrupa'ya katılımını askeri darbeden daha hızlı  sona erdiremez. (...) Ancak laikleri de tümüyle demokratik olarak tanımlamak  yanlış olur. Bazıları Avrupa karşıtıdır ve ordunun devreye girerek  İslam'ı meclisten silmesini görmekten mutluluk duyacaklardır. Türk geleneğine göre, din devlete hizmet eder, aksi söz konusu değildir.  Avrupa'nın Türkiye'de ılımlı, şiddetten uzak, Batı yanlısı  -İslami ancak İslamcı olmayan- böyle bir parti iktidarda olduğu  için kendisini şanslı sayması gerekir. Şayet AKP'nin demokratik  olmayan bir şekilde iktidarına engel olunursa, devlet gemisi  alarm veren bir hızla Doğu'ya doğru yol alacak ve AB de  limanlarını kapatacaktır." (H.D.S. Greenway, 15/05)


AVUSTURYA BASINI:

Kronen Zeitung: "Yapmacık Avrupa Olgunluğu": "Başbakan Erdoğan son açıklamasında, Avrupa Birliği'nin,  ülkesine en geç 2014 yılına kadar bir nevi ‘katılım garantisi'  vermesini isteyerek dikkatleri üzerine çekti. Osmanlıların  Avrupa ülkelerinin resmi makamları ve medya organları nezdinde  çalışan lobicileri, bu isteğe Küçük Asya ülkesinde yapılan  reformlara ilişkin övgülerle eşlik ediyorlar. Şimdiki AB Dönem  Başkanı Almanya Başbakanı Angela Merkel bile, seçimlerden önce  Türkiye ile tam üyelik yerine en fazla ‘imtiyazlı bir ortaklık' kurulmasını istemesine rağmen, artık az çok dostça bir havaya  bürünüyor. Şu günlerde Türkiye'nin Avrupa olgunluğu hakkında bir kez  daha fikir edinme fırsatı bulabildik. Erdoğan'ın yandaşı olan  ve uzun yıllardan beri Dışişleri Bakanlığı yapan Abdullah Gül şüphe uyandırıcı bir seçim ile  cumhurbaşkanlığı görevine getirilmek istendi. Bunun üzerine  milyonlarca kişi sokaklara döküldü. (...) Türkiye'nin içinde bulunduğu bu kriz, diğer bütün tereddütler bir yana, bu Osmanlı cumhuriyetinin, Avrupa  olgunluğundan ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye hala, bilindiği gibi Avrupa Birliği üyesi olan  Kıbrıs Rum devletini tanımaya yanaşmıyor. Hala insan hakları  ihlal ediliyor. (...)  Türkiye'yi çeşitli nedenlerden dolayı AB içinde siyasi  açıdan güvence altına alınmış ve ekonomik açıdan sağlam bir  şekilde finanse edilmiş görmek isteyenlerin bu görüşlerini değiştirmemelerinin nedenini anlamak kolay. Amerika ve İsrail açısından Türkiye'nin AB'ye katılımı tabii ki istenilen bir şey.  Ancak Avrupalıların yavaş yavaş bu adımın Avrupa entegrasyonu  için büyük bir tehlike oluşturacağını idrak etmeleri gerekir. AB giderek Türkiye'nin Avrupa olgunluğunun yapmacık olduğunu anlamaya başlıyor." (FPÖ'lü Avrupa Parlamenteri Andreas Mölzer, 16/05)


FRANSA BASINI:

AFP: "Negroponte, Sarkozy'yi Türkiye Konusunda Açık Fikirli Olmaya Çağırdı": "Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın  iki numaralı ismi John Negroponte, Türkiye'nin AB'ye  üyeliğine karşı olan yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi,  konu hakkında ‘açık fikirli olmaya' çağırdı. Diplomat, Fransız-Amerikan Vakfı'nda yaptığı konuşmada, ‘Önümüzdeki haftalarda ve aylarda Fransız Hükümeti'nin konu  hakkında açık fikirli davranacağını ve bu sorunu kendimizle  ve ilgili diğer taraflarla tartışma olasılığını açık  tutacağını ümit ediyoruz sadece.' dedi. Negroponte, Türkiye'nin üyeliğinden yana olan Amerika'nın  tutumunun, ‘stratejik öneme sahip bu ülkeyi Avrupa kıtasına  entegre etme' fikrini esas aldığını belirtti. Fransız diplomat, ‘Sarkozy'nin zıt bir tutum benimsediğini  biliyoruz, ama Paris kapıların tamamen kapanması durumunda  Türkiye'de ve hatta bölgede bunun doğuracağı sonuçları  düşünmek zorunda' yorumunu yaptı." (16/05)

AFP: "Türkiye, Sarkozy'ye, AB'ye Üyelik Müzakerelerine Saygılı Olmasını Tavsiye Etti": "Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye,  halkının büyük kısmı Müslüman olan Türkiye'nin Avrupa  Birliği'ne üyeliği yönünde Türkiye ve AB tarafından  üstlenilen taahhütleri sorgulamaması tavsiye edildi. Gül ayrıca, bölgesel işbirliğini kuvvetlendirmeye  yönelik Akdeniz Birliği kurulması yönünde Sarkozy tarafından  ortaya atılan teklifi de soğuk bir şekilde karşıladı. Anadolu Ajansı'nın verdiği habere göre Dışişleri Bakanı,  ‘Türkiye AB ile üyelik müzakerelerini başlatmış bir ülkedir.  Müzakereler, Fransa dahil olmak üzere AB tarafından oy birliği  ile alınmış bir karar üzerine başlatılmıştır. Müzakereler sürecinin ilerlemesinin önüne  bir takım engeller koymak, geçmişte ileri sürülen vaatleri  ve atılan imzaları ihlal etmek manasına gelir.' dedi. AB ile Türkiye arasında bir imtiyazlı  ortaklık taraftarı olan Sarkozy, bölgesel işbirliğini  kuvvetlendirmek maksadıyla Türkiye dahil olmak üzere Akdeniz'e  sahili olan ülkeler arasında bir Akdeniz Birliği kurulması  fikrini savunuyor. Gül, ‘Türkiye bir Akdeniz ülkesidir, ancak Akdeniz'de  işbirliği başka bir şeydir, Avrupa bünyesinde işbirliği başka  bir şeydir' diye konuştu." (17/05)


İSPANYA BASINI:

Europa Press: "Erdoğan, Türk Devleti'nin Laikliğini Savundu": "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devleti'nin  laikliğini savunduğunu ve 2002 yılından beri bu ülkeyi yöneten  ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) ‘dini bir  parti olmadığını' vurguladı. (...) İstanbul'da sona eren Uluslararası Basın Enstitüsü'nün  Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, Ankara, İstanbul ve  İzmir'de yapılan gösteriler hatırlatıldığında, ‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk  devletidir ve böyle de devam edecektir. Bu kurallar konusunda  hiç kimse taviz veremez ve bu da tüm gösterilerin ortak  mesajıdır... Dini siyasi amaçlarla kullanmanın karşısındayız.  Bu anlamda laiklik de, siyasi kazanç elde etmek için istismar  edilemez. Laikliği hep hayat tarzımızın bir garantisi olarak  gördük.' dedi. Ülkesinin AB üyelik sürecine de değinen Erdoğan,  Türkiye'nin, ‘çatışmaların ve belirsizliklerin ağır bastığı  değişken bir coğrafyada refah ve istikrarla' eşdeğer olduğu  yorumunu yaptı ve aynı zamanda, İspanya'yla birlikte BM  nezdinde Medeniyetler İttifakı girişimciliğini üstlendiğini  hatırlattı. Başbakan Erdoğan, ‘Türkiye'nin AB üyeliği, 21. yüzyılın en büyük  küresel barış projesidir' diyerek, AB'ye giden yolda iniş ve çıkışlar olmasına rağmen Türkiye'nin ‘tüm sorunların üstesinden gelebileceğini' vurguladı. ‘Önemli olan Türkiye'nin bu kararlılığının Avrupa'da  karşılık bulmasıdır. Medeniyetler arası ittifak kurulabilecekse Türkiye'nin AB içinde yerini alması şarttır' diyen Erdoğan,  bunun için, Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy'ye,  Türkiye'nin AB üyeliğine olan düşmanlığını bir kenara bırakmasını tavsiye etti. Aksi durumda bunun Türkiye'deki  Avrupa düşmanlığını beslemeye ve ikili ilişkilere zarar vermeye yarayabileceğini söyleyen Erdoğan, ‘Sayın Sarkozy, ön yargılarının üstesinden gelmeli. AB'de medeniyetleri  birleştirmek istiyorsak ve AB bir Hıristiyan kulübü değil' diyorsak, işte o zaman Sayın Sarkozy düşüncelerini gözden  geçirmelidir' diye konuştu. (...)" (Ildefonso Gonzalez, 15/05)

   NOT: Bu bülten, 16-17 Mayıs 2007 tarihleri arasında Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

 

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir