Son Güncelleme: 16 Mart 2018
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu’nun Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili yapılan oylamaya dair gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda Türkiye'ye Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı durdurma çağrısı yapan tasarının kabul edilmesine ilişkin "vizyonsuz ve cahilane bir karar" değerlendirmesinde bulundu. Oylamada, insani endişeler arttığından, sivil ölümlere ve sivillerin risk altında olduğuna değinildiğini belirten AB Bakanı Ömer Çelik, "AP, siviller konusunda doğrusunu söylemek gerekirse son derece çifte standartlı bir yaklaşım üretiyor." diye konuştu.
AB Bakanı Ömer Çelik, AP Genel Kurulunda alınan kararın çok şaşırtan bir karar olduğunu belirterek, "AP gibi bir kurumun Suriye'de olup bitenden ne kadar uzak olduğunu, sahadaki gelişmeleri görmekten ne kadar uzak düştüğünü gösteren bir karar oldu." dedi.
Türkiye'nin, kararı dikkatle okuduğunu vurgulayan Bakan Ömer Çelik, "Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı ile oraya başlattığı mücadeleden bahsederken, (Suriye'deki hassas dengeleri daha zora sokacak, çatışmaya yeni çatışma ekleyecek bir girişimdir) diyor. AP'nin son birkaç yılda altına imza attığı en vizyonsuz kararlardan bir tanesi bu." diye konuştu.
Suriye'de istikrarın sağlanması için Türkiye'nin Astana, Soçi ve Cenevre süreçlerinde verdiği desteğe dikkati çeken Bakan Ömer Çelik, "Çatışmaları kimin ürettiği, çatışmalara karşı kimin seyirci kaldığı herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. Dolayısıyla burada terör örgütü Türkiye'ye saldırırken bir Avrupa ülkesine, AB'ye adaylık müzakereleri yürüten bir NATO ülkesine bu saldırıları yaparken çatışmaya çatışma eklemek gibi bir yaklaşımla bu cümlelerin ele alınması, AP'nin bu konuda ne kadar vizyonsuz, cahilane bir karara imza attığını gösteriyor." ifadelerini kullandı.
AB Bakanı Çelik, AP’nin Genel Kurul oturumunda, 'Türk hükümetine askerlerini geri çekmesi ve Suriye çatışmasında yapıcı bir rol oynaması' çağrısı yapılmasına ilişkin, "Yaptığı çağrının, Türkiye gibi bir NATO üyesi ve AB'ye aday ülke terörle mücadele ederken, Türkiye'ye 'Oradan askerlerini çek' demenin terör örgütüne doğrudan destek vermek anlamına geldiğine işaret ediyoruz." dedi.
Bakan Ömer Çelik, kararda yer alan, "TSK ile Esed ve Rus güçleri arasındaki olası çatışma ve ABD ile artan gerginlikler de dahil olmak üzere Afrin'deki gerilimin tırmanmasından ciddi endişe duyulmaktadır." ifadelerine yönelik, şunları kaydetti:
"Çok net bir şekilde Türkiye, bu meselelerde mümkün olan en yüksek koordinasyonla hareket etmeye çalışıyor ama şunun da unutulmaması gerekir ki Doğu Guta'daki o trajedinin önlenmesi ve diğer alanlardaki bütün girişimler öncelikle Türkiye'den gelmektedir. Dolayısıyla burada olumsuz etkilerden ziyade, Türkiye'nin, buradaki çatışmaların sona ermesi, sivillerin korunması konusundaki olumlu etkilerinden bahsetmek gerekir. Bu, belli ki Suriye konusunda Türkiye'nin pozisyonuna muhalif olan bazı ülkelerin etkisiyle kaleme alınmış, ondan sonra AP'deki bazı marjinal grupların diliyle ifade edilmiş bir yaklaşım."
Bakan Ömer Çelik, Türkiye'nin, Suriye'deki trajedinin sona ermesi, istikrarın sağlanması ve iç savaşın sona ermesi konusunda, yegane olumlu rol oynayan ve olayların başından beri tutarlı politika yürüten ülke olduğunun altını çizdi.
- "Bu, AP tarafından terör örgütünün dilinin kullanılmasıdır"
Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin, AB adına, Türk hükümetine operasyonu durdurması çağrısı yapması ve Birleşmiş Milletler (BM) listesindeki terör örgütlerinin yenilgiye uğratılmasına odaklanılması çağrısını desteklemesine ilişkin soru üzerine AB Bakanı Çelik, "AB, eğer böyle bir çağrı yaparsa ki hiç tavsiye etmem. Bu, AB'ye aday bir ülkeye ve bir NATO ülkesine 'terörizme mücadele etme' deme anlamına gelir." diye konuştu.
BM terör örgütü listesindeki örgütlerle mücadele edilmesi çağrısını "Sadece AB içinde ve AB'yi tehdit eden terör örgütleriyle mücadele edilsin diğer ülkeleri tehdit eden terör örgütlerine göz yumulsun" denmesi anlamına geldiğini kaydeden Bakan Ömer Çelik, "Yani oradaki insanların canından daha az değerli değildir Avrupa'nın sınırları dışındaki insanların canı, Suriye'deki insanların canı." ifadelerini kullandı.
AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin terör örgütü PKK'nın ilk saldırısına uğramasından 15-20 sene sonra AB'nin PKK'yı gündeme aldığını ve çok daha sonra da terör örgütü olarak kabul ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Şimdi biz kendisinin (AB'nin) YPG/PYD'yi terör örgütü kabul etmesi için 15 yıl boyunca bu saldırılara tahammül gösterecek değiliz. 'BM terör örgütü listesine odaklansın' deniliyor, zaten DEAŞ'tan tutun, diğerlerine kadar biz bir odaklanmanın içindeyiz. Sahada da DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi biz veriyoruz ama şu da nettir ki etiketi ne olursa olsun, hangi jeneriği kullanırsa kullansın PYD/YPG bir terör örgütüdür ve bu terör örgütü PKK ile eşittir. Türkiye'nin terörle mücadelesi de uluslararası hukuka ve bütün hukuk kurallarına uygundur."
Tasarıda "Türkiye'nin Kürt kuvvetlerinin olduğu bölgeye müdahalesi" diye bir ifade olduğuna işaret eden Bakan Ömer Çelik, "Bu, açık ve net bir şekilde AP tarafından terör örgütünün dilinin kullanılmasıdır. Bu aynı zamanda Suriye'deki Kürtlere yönelik de bir aşağılama çabasıdır. 'Kürt kuvvetleri' dediğiniz zaman PKK ile bütün oradaki Kürtleri özdeşleştirmiş oluyorsunuz. İkincisi de meseleyi bir etnik mesele gibi ele alıp terör meselesinden uzaklaştırmış oluyorsunuz." değerlendirmesindi bulundu.
Suriye meselesi ile daha AP'nin gündeminde yokken Türkiye'nin yakından ilgilendiğini vurgulayan AB Bakanı Ömer Çelik, "Siz, Türkiye'nin PYD YPG PKK'ya karşı müdahalesini 'Kürt kuvvetlerine bir müdahale' gibi algılarsanız veya böyle algılatmaya çalışırsanız bu terör örgütünün kullandığı dili kullanmak olur. AP'nin bu ifadesini de açık bir şekilde kınıyoruz. Yani kimse DEAŞ'a nasıl 'Arap kuvvetleri' diyemiyorsa ya da 'şu mezhepten bu mezhepten kuvvetler' diye terör örgütlerini ayıramıyorsa YPG'nin de Kürt kuvvetler olarak adlandırılması aynı mantığa hizmet eder." değerlendirmesini yaptı.
- "AP'nin kararının Türkiye için hiçbir bağlayıcılığı yok"
Kararda yer alan "Türk hükümetine askerlerini geri çekmesi ve Suriye çatışmasında yapıcı bir rol oynaması çağrısında bulunuyor." ifadesine ilişkin, AB Bakanı Ömer Çelik, bu çağrının ahlaki, siyasi ve sahadaki gerçeklerle hiçbir ilgisinin olmadığını vurguladı.
Bakan Ömer Çelik, AP'nin olan biteni sadece uzaktan izlediğini ve siyasi yükümlülüklerini yerine getiremediği için söz konusu ifadeye başvurduğunu belirterek, Türkiye'nin, uluslararası hukuka uygun olarak kendi güvenliğini sağladığını ve Avrupa ile müttefiklerinin güvenliğini sağlayacak bir sonuç üretecek şekilde terörle mücadele ettiğini dile getirdi.
"Terörle mücadele konusunda, bu terör örgüt bertaraf edilene ve Türkiye için bu güvenlik kaygısı ortadan kalkana kadar bu operasyon devam edecektir." diyen AB Bakanı Ömer Çelik, AP'nin yaptığı çağrının bir bağlayıcılığı olmadığını bildiklerini kaydetti.
Bakan Ömer Çelik, "(AP'nin) Yaptığı çağrının, Türkiye gibi bir NATO üyesi ve AB'ye aday ülke terörle mücadele ederken Türkiye'ye oradan askerlerini çek demenin terör örgütüne doğrudan destek vermek anlamına geldiğine işaret ediyoruz. AP'nin bu cümlesini, PYD, YPG ve PKK terör örgütüne açık bir destek vermek olarak algılıyoruz, yaptıkları budur." ifadelerini kullandı.
AB Bakanı Ömer Çelik, "Eğer bu cümleyi bir terör örgütü yazmak isteseydi, PYD, YPG terör örgütüne bu konuda bir cümle yazın deseydiniz aynı bunun gibi bir cümle yazarlardı." dedi.
AP'yi, sahadaki gerçekleri doğru anlamaya ve ilkeli davranmaya davet eden Bakan Ömer Çelik, terörle mücadele konusunda dünyadaki en duyarlı ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
"Çatışmaya, çatışma eklemiyoruz. Tam tersi bütün bu çatışmalardan istifade ederek, terör örgütlerinin orada bir takım terör devletleri kurmasına karşı bir tutum sergiliyoruz." diyen AB Bakanı Ömer Çelik, AP'nin büyük bir bilgisizlik ve cahillikle terör örgütüne destek veren bir karara imza attığının altını çizdi.
AB Bakanı Ömer Çelik, bu kararın Türkiye için hiçbir bağlayıcılığı olmadığını yineleyerek, bu kararı AP'nin kendi kredibilitesini tartıştığı bir karar olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Kaynak: AA