Son Güncelleme: 14 Aralık 2015
14 Aralık 2015 tarihinde Brüksel'de gerçekleştirilen Hükümetlerarası Katılım Konferansının 11. toplantısında 17 No'lu Ekonomik ve Parasal Politika faslı müzakerelere açılmıştır. Böylelikle Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde açılan fasıl sayısı 15 olmuştur. Halihazırda bir fasıl da geçici olarak kapatılmıştır.
Toplantıya Türkiye adına AB ile Müzakere Heyeti Başkanı Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu; Avrupa Birliği Konseyi adına Dönem Başkanlığını yürüten Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, müteakip Dönem Başkanlığı adına Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders ve Avrupa Komisyonu adına Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Johannes Hahn katılmışlardır.
Katılım Konferansının ardından, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Ekonomik ve Parasal Politika Faslı"nın açılması vesilesiyle AB tarafı ile gerçekleştirilen ortak basın toplantısına katılmışlardır.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, AB müzakere sürecimizde yeni bir faslın açılmasının, 29 Kasım 2015 tarihli AB Zirvesinde varılan mutabakat uyarınca katılım sürecimizin canlandırılması yönünde önemli bir adım olduğunu belirtmiştir. Bakan Bozkır, katılım sürecimizin ilerletilmesinin hem Türkiye'nin hem AB'nin yararına olacağının altını çizmiştir.
17 No'lu Ekonomik ve Parasal Politika Faslı Hakkında Bilgi:
Ekonomik ve Parasal Politika Faslının açılması ve bu kapsamda gerçekleştirilecek olan tüm çalışmalar ülkemizin ekonomisinin güçlendirilmesi ve halkımızın refah seviyesinin arttırılması yönünde önemli adımlar atılmasını sağlayacaktır.
Bu fasıl kapsamında ele alınan Avrupa Birliğinin ekonomi politikası, serbest rekabete dayanan açık piyasa ekonomisi prensibi temelinde rekabet gücünün arttırılması, inovasyonun teşviki, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, büyüme ve istihdamın arttırılması gibi ortak hedefler doğrultusunda üye ülkelerin ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasını kapsamaktadır. Üye ülkelerin ayrıca Maastricht Kriterleri olarak bilinen enflasyon, uzun dönemli faiz oranları ve kamu maliyesine ilişkin kriterleri karşılamaları beklenmektedir.
Parasal politika kapsamında ise fiyat istikrarının muhafazasını amaçlayan tek para politikasının uygulanması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, Merkez Bankalarının bağımsızlığının sağlanması, kamu sektörünün finansal kurumlara imtiyazlı erişiminin önlenmesi ve kamu sektörünün merkez bankaları tarafından finansmanının yasaklanması amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda, faslın müzakereye açılması ile birlikte AB'nin ekonomik ve parasal hedeflerine uyum için yapılan çalışmalar hız kazanacaktır. Ülkemizin bu fasıl kapsamındaki uyum düzeyi daha önce Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan düzenli İlerleme Raporlarında da defalarca dile getirildiği gibi halihazırda ileri düzeydedir. Bu fasıldan sorumlu olan Bakanlık ve kurumlarımız (Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye İstatistik Kurumu) Türk idari yapısı içinde en yetkin ve tecrübeli olanlar arasında yeralmaktadır.
Bilindiği gibi Türkiye ekonomisi son yıllarda göz dolduran bir performans sergilemiş ve 2008-09 yıllarında ortaya çıkan küresel finansal krizin etkilerini en az hisseden ve en hızlı atlatan ülkelerden birisi olmuştur.
Türkiye ekonomisinin yakaladığı bu başarıda 2001 yılında yaşanan bankacılık krizinin ardından AB sürecinin de katkısı ve itici gücüyle gerçekleştirilen kapsamlı reformlar önemli bir rol oynamıştır.
Küresel finansal kriz sonrasında yakalanan yüksek büyüme oranlarına istihdam artışı da eşlik etmiştir.
Küresel krizin en zorlu zamanlarında dahi kamu maliyesi disiplini Türkiye ekonomisinin en güçlü olduğu alanlardan biri olmuştur.
Nitekim ülkemizin ekonomi politikasının temel amaçları sürdürülebilir büyüme, adil gelir dağılımı ve küresel düzeyde rekabet gücünün sağlanmasıdır. Bu çerçevede, orta vadede büyüme performansının arttırılarak makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, cari açığın düşürülmesi ve enflasyon hedefinin tutturulması amaçlanmaktadır.
Bu amaçlara ulaşılması AB'nin Maastricht kriterlerine uyum açısından da önem arz etmektedir. Türkiye, bugüne kadar uyguladığı başarılı ve kararlı politikalarla kamu maliyesine ilişkin kriterleri karşılamayı başarmıştır. Diğer kriterlere uyum açısından da önemli yol kat eden ülkemiz önümüzdeki dönemde bu kriterleri de karşılamak için çalışmalarına devam edecektir.
Bu fasıl Kopenhag ekonomik kriterleri (işleyen bir piyasa ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabetçi baskılarla ve piyasa güçleriyle başa çıkabilme yeteneği) ile de yakından ilişkili olduğundan fasıl kapsamında kaydedilen ilerlemelerin ekonomik kriterler alanında da olumlu yansımalar yaratması beklenmektedir.
Ekonomik ve Parasal Politika Faslının müzakerelere açılması bu Faslın konusunu oluşturan alanlarda Türkiye'nin sistemiyle ve kurumlarıyla güçlü bir yapısı olduğunun somut göstergesidir.