2009-01-26 AB Bülteni

Son Güncelleme: 19 Şubat 2009

2009-01-26 AB Bülteni 

Bülten No : 015 26 Ocak 2009

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

 

ALMANYA BASINI

DeutschlandRadio: "Transit İçin Katılım": "Avrupa'nın Rus gazına ne denli muhtaç olduğunu Rusya ile Ukrayna arasındaki gaz kavgası bir kez daha apaçık gözler önüne serdi. Nabucco hattının alternatif bir doğal gaz kaynağı olması bekleniyor: Hat, Hazar Denizi'nden başlayarak Karadeniz'in Rusya'ya ait olmayan kesimlerinden geçerek Batı Avrupa'ya uzanıyor. Fakat bu hat, aynı zamanda Türkiye'den de geçiyor; işte bu ayrıntı üzerinden hareketle Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin AB katılım sürecinde yarar sağlamayı arzuluyor.
Erdoğan, ‘Enerji başlığında blokaj hâlinde Nabucco'da tutumumuzu gözden geçiririz. İki tarafın da bundan fayda sağlamasını istiyoruz.' diye seslendi.
Erdoğan'ın Brüksel'deki basın konferansını izlemeye gelenler, bu sözlere az şaşırmadı: Türkiye Başbakanı, ülkesinin duraksayan AB müzakere sürecine karşı elinde bir koz olduğunu düşünüyor. Bu kozun adı: Nabucco. Azerbaycan üzerinden Gürcistan ve Türkiye'den Avusturya'ya kadar uzanan bir hat." (Gunnar Köhne/23.01)

AVUSTURYA BASINI

Die Presse: "Balkanların Süratle Katılım Şansına İhtiyacı Var": "Çek Dışişleri Bakanı Schwarzenberg AB Dönem Başkanlığının ilk üç haftasını özetledi:

PÖLL: Nabucco boru hattı projesinde bundan sonra nasıl bir çizgi izlenecek?

SCHWARZENBERG: Şu sıralar Nabucco'ya nasıl yardım edilebileceğini tartışıyoruz. Aslında bunu çok daha önce yapmamız gerekirdi.

PÖLL: Türkiye projede nasıl bir rol oynuyor?

SCHWARZENBERG: Türkiye çok önemli bir ortak ve çok önemli bölgesel bir güç. Kuşkusuz ki projede söz sahibi olacak bir ülke.

PÖLL: Başbakan Erdoğan AB'nin Türkiye'nin katılım sürecini hızlandırması gerektiği, aksi takdirde ülkesinin projeye engel çıkarabileceği yolunda bir sinyal verdi.

SCHWARZENBERG: Doğalgaz sevkiyatının siyasi konulara karıştırılmaması lazım. Türkiye'nin boru hattının kendi çıkarlarına da hizmet edeceğini bilmesi gerekir.

PÖLL: AB geçmişteki frenleme girişimlerinin ardından artık Türkiye'ye daha dostça mı davranacak?

SCHWARZENBERG: Biz Türkiye karşısında zaten dostça bir tutum içindeyiz. Ancak Türkiye'nin katılımı gerçekleştirebilmesi için bazı kriterleri yerine getirmesi gerekiyor. Bu da geçen yıl maalesef biraz yavaş ilerleyen reformlara ağırlık verilmesi anlamına geliyor. Ayrıca Kıbrıs ile arasındaki anlaşmazlıkları da mümkün olduğunca çabuk bir çözüme kavuşturmalı. Bu konuda ısrar etmek zorundayız, çünkü aksi takdirde bu AB kurallarına aykırı bir davranış olur..." (Regina Pöll/23.01)

İSVİÇRE BASINI

ST.Galler Tagblatt: "Türkiye Kendisini AB'ye Ortak Olarak Tavsiye Ediyor": "Erdoğan, sanki dış politikadaki başlangıç günlerine dönmeyi arzuluyor gibi. Birden AB'ye büyük bir öncelik veriliyor. Dört yıldır Brüksel'in yakınından dahi geçmeyen büyük aday ülkenin Başbakanı, bu hafta AB başkentinde tam tamına dört gün geçirdi.
Daha fazlası da var; Erdoğan, kendisine en yakın isimlerden Egemen Bağış'ı bakan ve AB Baş müzakerecisi konumuna yükseltti. Öncesinde AB'yle yürütülen müzakereler, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın yan uğraşları arasındaydı.
Babacan, 2008 yılını Türkiye için ‘Avrupa yılı' ilan ederken ortaya çıkansa, 301. maddede yarım yamalak yapılan bir değişiklik -"Türklüğü aşağılamak" yerine ‘Türk ulusunu aşağılamak' oldu- ile vakıflar yasasında gayrimüslim azınlıklar lehine yapılan bir değişiklik oldu. Fakat sonra reform azmi hızla yeniden durma noktasına geldi." (Jan Keetman/23.01)

ÖZBEKİSTAN BASINI

Delovoy Partner Uzbekistana : "Doğalgaz Krizi Türkiye'nin Enerji Rolünü Artırdı": "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından bir açıklama yapan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizinin, Ankara'nın rolünü, AB'nin ileriye dönük enerji ortağı bakımından daha da artırdığını; AB'nin de, Türkiye'nin üyeliği alınması ile ilgili müzakere süreçlerine ivme kazandırması gerektiğini söyledi.
Barroso'nun sözlerine göre, AB vatandaşları, enerji alanında Türkiye ile sıkı işbirliğinden yana olabilecek.
Öte yandan Avrupa enerji güvenliğinin sağlanmasında ülkesinin önemli rol oynamaya hazır olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Ankara'nın bu rolün sorumluluğunun bilincinde olduğunu belirtti ve doğalgaz transitini bir siyasi silah olarak kullanma gibi planlarının bulunmadığının altını çizdi.
Erdoğan, daha önce Brüksel'in AB üyelik müzakerelerini bloke etmesi durumunda, Avrupa'nın çok önem verdiği Nabucco doğalgaz boru hattı projesinin gözden geçirileceği uyarısında bulunmuştu. Türkiye'nin üyeliğine, AB üyesi olan ve Türkiye ile çözülmemiş sorunları bulunan Kıbrıs daha çok karşı çıkmaktadır." (23.01)

NOT: Bu bülten, 22.01.2009 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir