2009-01-21 AB Bülteni

Son Güncelleme: 28 Ocak 2009

2009-01-21 AB Bülteni

 

Bülten No : 012 21 Ocak 2009

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

 

ABD BASINI

Bloomberg: "Türkiye AB Üyelik Müzakerelerinin Hızlandırılmasını İstiyor": "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan üç yıldır aksaklıklarla süren görüşmeler konusunda Avrupa'daki muhalifleri suçlayarak, ülkesinin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerine yeni bir ivme kazandırmaya çalıştı.
Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında enerji naklinde bir köprü görevi gördüğünü belirten Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye girmesini sağlamak amacıyla Avrupalı liderlerin daha fazla çaba göstermelerini istedi.
Erdoğan, Brüksel'de bugün, Avrupa Siyaset Merkezinde düzenlenen bir konferansta, Avrupa başkentlerinden gelen "olumsuz eleştirilerin" Türk halkının AB'ye katılım isteğini azalttığını söyledi. Erdoğan ‘Biz AB'ye yük olmak istemiyoruz, AB'nin yükünü paylaşmak istiyoruz.' dedi." (James G. Neuger/19.01)

 

İNGİLTERE BASINI

REUTERS: "AB Türkiye'nin Tazelediği Bağlılığın Kanıtını Görmek İstiyor": "Tayyip Erdoğan bu hafta Avrupa Birliği huzuruna çıkarak Türkiye'nin Avrupa davasına bağlılığını tazeledi. Yoğun geçen görüşmelerde Erdoğan, liberal reformlarda ilerleme sözü verdiyse de sözlerini eyleme dökebileceğine dair şüpheleri silemedi.
Brüksel merkezli Avrupa Politika Merkezinden siyaset analisti Amanda Akçakoca, Reuters'e bu ziyareti şöyle değerlendirdi: ‘Başbakan Erdoğan'ın buraya gelişi umutlanacak sebepler yaratmıştır. Biz bunları pek çok kez duyduk.'
Akçakoca, burada Türk liderlerin geçmişte AB'ye katılım davasına bağlılıkları konusunda verdikleri beyanlara gönderme yapıyordu.
Erdoğan'ın burada bulunuşu, Aralık 2004'ten bu yana AB başkentine ilk ziyareti olması dolayısıyla, önemlidir. Türkiye'de AB'ye karşı şüpheci bir yaklaşım, Birliğin, hiç de adil olmayan bir tavırla Ankara'nın katılım müzakerelerini engellediği kanaati gelişmiş durumda ve üstelik güçlü muhafazakâr muhalifler, Erdoğan'ın AB bağlantılı liberal reformlarda tökezlediğini görmekten memnun olacaklardır.
AB yetkilileri, bu ayın başlarında devlet televizyonunda bir Kürtçe kanalın yayına sokulması ve ülkenin ilk tam zamanlı AB müzakerecisinin atanması gibi gelişmelerin Brüksel'de memnuniyetle karşılandığını ifade ettiler." (Ingrid Melander/20.01)

 

ALMANYA BASINI

Der Western: "Türkiye Enerji Kartını Oynuyor": "Hükümet lideri Erdoğan, Brüksel'de AB'ye üyelik müzakerelerini hızlandırmak istiyor. Recep Tayyip Erdoğan fırsatı değerlendirmek istiyor: Avrupalılar soğuktan titreyerek Rusya'dan gelen gaza bir alternatif ararken, Türkiye Başbakanı böyle bir arayışın başarılı olabilmesinin ülkesine bağlı olduğunu ima ediyor. AB, Türkiye'ye AB'ye üyelik sürecinde bir kolaylık göstermedikçe, Nabucco projesinde Ankara'nın bir adım atması beklenemez.
Üyelik müzakerelerini hızlandırmak için Enerji politikası: Hükümet lideri işte bu stratejiyle Avrupa'nın başkenti Brüksel'e ziyaret etti. Orada, AB'ye bir an önce üyelikle ilgili Türkiye'nin başvurusunda bir ilerleme kaydedilemedi. AB, Türkiye'nin Kıbrıs politikası yüzünden, 35 müzakere başlığından sekizini dondurdu. Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy ile birlikte, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı olan kesim geçen yarı yılda bu sürecin ilerlememesini sağladı." (Knut Pries/20.01)

Südwest Presse: "Türkiye Tanıtım Turunda": "Erdoğan'ın son Brüksel ziyaretinin üzerinde dört yıl geçti. Türkiye'nin gerekli reformlar konusunda fazlasıyla zaman kaybına uğradığı eleştiriliyor. Bu durumun artık değişmesi gerekiyor. Türkiye Başbakanı ülkesini tanıtmak amacıyla dün itibariyle üç günlük AB turuna çıktı.
Diplomatik çevrelerden edinilen bilgilere göre Türkiye ile AB arasında yürütülen müzakereler çerçevesinde açılması planlanan enerji başlığının, Kıbrıs engeline takılma olasılığına karşı, Erdoğan'ın Brüksel tarafından hiç de hoş karşılanmayacak bir yönteme başvurduğu belirtildi. AB üyesi adanın engelleme tavrından vazgeçmemesi durumunda, Ankara, Nabucco boru hattı projesine yönelik desteğini yeniden gözden geçireceği tehdidinde bulundu. Daha sonra geri adım atan Erdoğan, Türkiye'nin projeyi ‘hiçbir zaman silah olarak kullanmayacağını' belirtti.
‘Amacımız tam üyelik' diyen Erdoğan, aynı zamanda ülkesinin ne denli reform yanlısı olduğunun altını çizmeyi de ihmal etmedi. Buna örnek olarak ta Kürt azınlık için kurulan televizyon kanalını örnek gösterdi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuell Barosso, ‘iyi arkadaşı' olan Türkiye Başbakanı Erdoğan'a müzakerelerde tam destek sözü verdi." (Hanna Roth/20.01)

Deutsche Welle: "Erdoğan Tam Gaz AB'ye Üye Olmak İstiyor": "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son Brüksel ziyaretinin üzerinden birkaç yıl geçti. Erdoğan Avrupa Birliğine gerçekleştirdiği ziyaretiyle Avrupa'ya sırtını döndüğü yönündeki dedikodulara noktayı koymuş oldu.
Erdoğan, AB'nin, hükümeti için öncelikli konular arasında yer aldığını belirtti. Ancak ikinci sınıf muameleye maruz kalma niyetlerinin de olmadığını vurguladı. Türkiye Başbakanı ülkesi için üye olmak dışında başka bir alternatifin söz konusu olmadığının da altını çizdi.

--Türkiye Avrupa'nın Yükünü Hafifletmek İstiyor--

Erdoğan bu açıklamasıyla, Alman Şansölyesi Angela Merkel'in, Türkiye için öngördüğü imtiyazlı ortaklık önerisini de kesin bir dille reddetmiş oldu. Erdoğan, Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'nin katılım müzakereleri konusunda sergiledikleri çekimser tavrın, halka olumsuz yansıdığını ve bunun ülkesini reformlar konusundaki çabalarını zora soktuğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılımını,kuşkucu çevrelerin aksine zenginlik olarak görüyor.
Erdoğan, "Türkiye, AB'ye yük olmak yerine onun yükünü daha da hafifletecek" açıklamasında bulundu. Erdoğan, ülkesinin genç ve dinamik nüfusuyla, Avrupa'ya artılar katacağını belirtti." (Christoph Hasselbach/20.01)

Frankfurter Allgemeine Zeitung: "Limoni": "Avrupalı devlet ve hükümet başkanları Aralık 2004'te Türkiye'ye katılım müzakereleri
teklifinde bulunduklarından beri Başbakan Erdoğan Brüksel'de gözükmedi. Şimdi ise, hükümetinin reformlara hazır olduğunu vurgulamak ve yavaş ilerleyen müzakerelerin hızlandırılması için baskı yapmak amacıyla birkaç günlüğüne Brüksel'e geldi.
Ankara'da Erdoğan'ın Başbakanlığının ilk döneminde reformlar konusunda gösterdiği şevk uçtu gitti. Bunda, mütemadiyen devam eden -hükümet partisi AK Parti hakkındaki kapatma davası gibi- iç siyasi krizler mutlaka etkili olmuştur. Fakat halk nezdinde de Türkiye'nin daha fazla reform gerçekleştirmesi halinde bile günün birinde AB üyesi olabileceğine dair şüpheler giderek artıyor. AB ülkeleri ile bu sevilmeyen AB adayı arasındaki daha ziyade limoni denilebilecek ilişkiler kolay kolay değişmeyecektir. Şayet Erdoğan -örneğin, Türkiye'den geçecek olan Nabucco doğalgaz boru hattıyla- tehditler savurarak bir şeyler elde edebileceğine inanıyorsa yanılıyor." (Horst Bacia/20.01)

Tages Anzeiger: "Bir Avrupa Bakanı Türk Reform Politikasına Yeni Bir İvme Kazandıracak": "Türkiye'nin ilk kez bir Avrupa Bakanı var. Bilgili ve akıllı biri olarak görülen Egemen Bağış'ın AB'yle duran ilişkilere yeni bir hayat vermesi planlanıyor.
Egemen Bağış doğru adamı doğru zamanda göreve getirme sanatından haberdar: ABD'de bir zamanlar ‘Human Resources' (İnsan Kaynakları-İşletme) okudu.
Yeni göreve getirilen Baş müzakereci Egemen Bağış, AB ile üyelik müzakerelerini durgunluktan kurtaracak Türkiye'nin ihtiyacı olan kişi mi? 38 yaşındaki Bağış akıllı ve bilgili bir kişi olarak görülüyor. İyi bir dinleyici ve daha da iyi bir satıcı. Satış becerisi burada artık yeterli olmayacak- Avrupalılar güzel sözlerin arkasında Türkiye'den sonunda yeniden somut eylemler bekliyorlar. Daha önce baş müzakereci olan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, sonunda hayal kırıklığı yarattı.
Kimse Babacan'ın 2008 yılının başındaki sözlerini hatırlıyor mu? Babacan ‘2008 yılı AB yılı olacak' demişti ve Türkiye'nin yeni reform atılımıyla herkesi şaşırtacağını ifade etmişti." (Kai Strittmatter/20.01)

 

KIBRIS RUM KESİMİ BASINI

Politis: "Erdoğan Muhalefeti Suçladı":" Türk basını, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın reformların yavaşlaması sorumluluğunu muhalefete yüklediği değerlendirmesinde bulunarak, Brüksel'deki açıklamalarını sert olarak nitelendirdi.
Dört yıldan sonra Brüksel'i ziyaret eden Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin temel önceliğinin AB'ye katılmak olduğunu söyleyerek 2009'un farklı bir yıl olacağının garantisini verdi. Erdoğan, ‘AB'nin istediği bazı reformlar aşıldı' diyerek, reformların yavaşlamasına yönelik eleştirileri kabul etmedi. Tayyip Erdoğan'a göre 2007-2008 Yasama Dönemi'nde Meclis tarafından en az 30 yasa kabul edildi.
24 saat Kürtçe yayın yapmaya başlayan Türk devlet televizyon kanalının gelecek yıllarda gerçekleştirilecek reformlar için yol haritası niteliğinde olacağını iddia etti.
Diğer taraftan, reformlarda yavaşlama olduğunu söyledi ve bunun sorumlusu olarak da muhalefeti gösterdi. Türkiye Başbakanı, ‘Zor durumdayız, çünkü muhalefet reformlara karşı ve bizim de faaliyetlerimizi engelliyor' dedi.
Türkiye Başbakanına göre, katılım sürecine yönelik tüm bu çalışmalar olurken, Avrupalı siyasetçilerden gelen bazı olumsuz açıklamalar, Türkiye'deki AB üyeliğine verilen kamuoyu desteğinin yüzde 75'den yüzde 50'ye düşmesine neden oldu." (Anna Andreu/20.01)

 

İTALYA BASINI

La Stampa: "Gaz...Rusya-Ukrayna Anlaşmayı İmzaladı.Ancak Şimdi Türk Cephesi Açıldı": "Avrupa açısından bir başka enerji sorunu da Türkiye ile birlikte açılıyor. Türkiye Başbakanı Erdoğan dün Brüksel'e ülkesinin AB'ye katılım sürecini yeniden başlatmak üzere geldi, ancak, Hazar bölgesinin metan gazını Avrupa'ya doğru getirmesi planlanan Nabucco boru hattı projesini bloke etmekle tehdit ederek, inanılmaz şekilde kendi kalesine gol attı. Türk lider, AB ile müzakerelerin özellikle enerji ve Kıbrıs sorununu konu alan başlıklarının daha seri şekilde ilerlemesini istiyor, ‘Aksi takdirde Nabucco'ya ilişkin tutumumuzu yeniden gözden geçirebiliriz' diyor. Ancak Nabucco projesinin yapılış amacı, vetolarla engellenmeyen ve hattın geçtiği ülkeleri ilgilendiren ihtilafların koşula bağlamadığı alternatif bir boru hattı sunmak; eğer Türkiye daha Nabucco gerçekleştirilmeden tehdit etmeye başlarsa, hem enerji partneri olarak hem de AB'ye üye adayı olarak
itibar kaybeder. Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso şöyle cevap verdi: ‘Nabucco meselesini katılım müzakerelerine bağlamamak gerekir.' " (Luigi Grassia/20.01)

 

FRANSA BASINI

AFP: "Türkiye,AB'yi Etkilemek İçin Yakın Doğu'daki Krizlerde İtfaiyeci Görünümüne Bürünüyor": " Uzmanlara göre Türkiye,üyeliğinin faydalı olacağını AB'ye kanıtlamak umuduyla, Yakın Doğu'daki krizlerin çözümünde kendini yavaş yavaş nüfuzlu bir aktör olarak ortaya koyuyor.
Müslüman dünyasında İsrail'in en önemli müttefiki olan Ankara, İsrail ordusunun 27 Aralık'ta Gazze'deki İslami Hareket Hamas'a karşı operasyon başlatmasından bu yana temaslarını artırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1300 Filistinlinin hayatına mal olan saldırının şiddetini sert bir biçimde kınarken, bir Türk heyeti krize bir çözüm aramak için Tel Aviv'e gönderildi ve bir başka heyet de Şam ve Kahire arasında mekik dokudu.
NATO üyesi ve AB üyeliğine aday Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisinin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana Müslüman dünyasıyla bağlarını güçlendirdi ve bölgesel anlaşmazlıkları yatıştırma politikası sergiledi." (Nicolas Cheviron/20.01)

 

YUNANİSTAN BASINI

İN.GR: "Türkiye, Nabucco Konusunda Tehdit Ederek,AB'de Enerji Kavşağı Kozunu Kullanıyor": " Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini canlandırma girişimleri, Türkiye'nin Nabucco doğalgaz boru hattı inşasına desteğini gözden geçirme konusunda uyarılar içeriyor.
Bununla birlikte Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile resmi görüşmesinde buna ‘tam olarak destek verdiklerini' belirtti.
Üyelik müzakere sürecinin resmi olarak başladığı 2004 yılından beri gerçekleşen ilk ziyareti için Brüksel'e gelen Erdoğan, AB'nin Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz anlaşmazlığının ağır sonuçlarına katlandığı bir dönemde enerji kavşağı kozunu oynadı.
Erdoğan, Ankara'nın Kıbrıs ile çekişmeleri nedeniyle engellenen enerji başlığının açılmaması durumunda, Türkiye'nin Nabucco inşasına verdiği desteği gözden geçirebileceği uyarısında bulundu.
Bununla birlikte, Erdoğan, Barroso ile görüşmesinden sonra, ülkesinin doğalgaz boru hattı inşasına ‘tam ve aralıksız destek' verdiğini ifade etti. Barroso ise ‘bu boru hattı için gerekli olan konularda anlaştıklarını' belirtti.
Öte yandan, Barroso Ankara'dan, AB ile üyelik sürecinde kaydedilen ilerlemede boru hattını koşul olarak ileri sürmemesini istedi." (20.01)

Kathimerini: "Erdoğan'dan Vaad ve Tehditler": "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan dün Brüksel'de Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesine engel olan ‘tahriklerin' durdurulmasını istedi ve ayrıca Avrupa'nın ülkesiyle üyelik müzakerelerine ivme kazandırmasını talep ederek, aksi halde Ankara'nın Avrupa Birliği için önemli "Nabucco" doğal gaz boru hattına ilişkin işbirliğinin yeniden gözden geçirileceğine dair tehditte bulundu.
Erdoğan Brüksel'de bir enstitüde yaptığı konuşmada, ‘dürüst ve iyi niyetli' ikili temaslar temelinde, geçmişte Kostas Simitis'le de olduğu gibi şimdi Başbakan Karamanlis'le de ilişkilerinin ‘çok iyi' olduğunu vurguladı. Yunanistan-Türkiye arasındaki ortamın giderek düzelmesine rağmen ‘henüz istenen düzeye gelmediğini' ve küçük konulara ‘yapışıp kalmanın' doğru olmadığını daha hızlı adımlarla başka konulara geçmemizin gerekli olduğunu söyledi. Aynı zamanda Erdoğan Türk tarafının ‘görüşmelerin devamı ve ilişkilerin düzelmesi yönünde son derece iyi niyetler beslediğini' vurgulayarak, ‘yeter ki tahrikler olmasın' dedi.
Avrupa konularına gelince Türk Başbakan, özellikle Ankara'nın liman ve havaalanlarını Kıbrıs'ın ticari araçlarına açmayı reddetmesi nedeniyle, Avrupa'nın ‘dondurduğu' müzakere başlıklarının ‘buzdolabından çıkarılmasını' talep etti. Bu konuda Erdoğan, Hristofyas-Talat arasındaki görüşmelere tam destek verdiğini ve Kıbrıs konusu için ‘hakkaniyete uygun, kalıcı bir çözümden başka bir şey istemediğini' açıklamasına rağmen, Ankara'nın sabit reddedici tutumundan bir adım geri atmadı." (Konstantinos Kalergis ve Kostas Karkayanis/20.01)

 

BELÇİKA BASINI

EUOBSERVER: "AB Görüşmeleri Aksayacak Olursa Türkiye Nabucco'yu Bir Kez Daha Düşünebilir":" Türkiye Başbakanı RecepTayyip Erdoğan dün yaptığı bir açıklamada, ülkesinin AB'ye katılım müzakerelerinin enerji başlığında herhangi bir ilerleme kaydedilmemesi durumunda, Rusya ve Ukrayna'yı devre dışı bırakarak Hazar Denizi havzasından Avrupa'ya gaz ikmal etmesi amaçlanan AB destekli Nabucco boru hattına vereceği desteği tekrar değerlendirebileceğini söyledi.
Brüksel merkezli Avrupa Politika Merkezince düzenlenen bir konferansta konuşan Erdoğan, ‘Müzakerelerin enerji başlığında bir tıkanmayla karşılaşırsak, elbette tavrımızı (Nabucco konusunda) tekrar gözden geçireceğiz. Karşı taraf (AB) da tutumunda adil olmalıdır' dedi.
Erdoğan'a göre, AB üyesi Kıbrıs, ‘enerji gibi bazı müzakere başlıklarının açılmaması için' diğer 26 üyeye "baskı uyguluyor" (Elitsa Vucheva/20.01)

La Libre Belgique. "Türkiye Umutlarını 2009'a Taşıyor": Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Belçika'ya yaptığı ender ziyaretlerden birinde pazartesi günü yaptığı açıklamada, AB ile üyelik müzakerelerinde Türkiye'nin ‘2009 yılında bir sıçrama yapmak için' Çek ve İsveç dönem başkanlıklarına güvendiğini belirtti.
Bazı AB üyelerinin 35 başlıktan 18'ini bloke etmesine, açılan 10 başlıktan sadece birinin müzakere edilerek kapatılmış olmasına karşın, Başbakan, ‘Bir imtiyaz istemiyoruz, eşit muamele istiyoruz' dedi. Türkiye, üyelik görüşmelerine Ekim 2005'te başladı.
Başbakan EPC toplantısı sırasında, ‘Türkiye'nin Batı'ya ait olup olmadığı sorusu sorulmamalıdır. Bu bir hakarettir. AB'nin coğrafi kriterleri yoktur. Kıbrıs'ın güneyine bakın; coğrafi açıdan Avrupa'ya bağlı değil' dedi." (Christophe Lamfalussy/20.01)

 


NOT: Bu bülten, 20.01.2009 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir