Son Güncelleme: 26 Ocak 2009
Bülten No : 156 25 Aralık 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
ALMANYA BASINI
Der Tagesspiegel: "Avrupa Birliği'nin Türkiye İkilemi": "Avrupa Birliği'ne üye devletlerin vatandaşları Türkiye'nin üyeliğine nasıl bakıyor? Berlin Hür Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Jürgen Gerhards ve bilim adamı Silke Hans, Avrupa Birliği'nin talimatıyla yapılan araştırmayı değerlendirdiler.
AB 2005 yılından bu yana Türkiye ile katılım müzakerelerini sürdürüyor. AB'nin son ilerleme raporunun da net bir şekilde ortaya koyduğu gibi, Türkiye AB tarafından belirlenen standartlara uyma konusunda oldukça ilerleme kaydetmiş bulunuyor. Büyüme oranları AB ortalamasının üzerinde olup kişi başına düşen gelir de sürekli artıyor. Enflasyon oranı da geçmişe kıyasla ölçülü. AB Komisyonu eşzamanlı olarak, düşünce özgürlüğünün sınırlı oluşu ve eşitliğin sağlanamaması nedeniyle, Türkiye'deki insan haklarının durumunu eleştiriyor. Ancak, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden zaferle çıktığı 2002 yılından ve bir yıl sonrasında Başbakan olduğundan beri süregelen gelişmeler dikkatle izlendiğinde, AB'nin beklentilerini henüz karşılamasa da, Türkiye'nin bu alanlarda da ilerleme kaydettiği görülüyor. Sonuç itibarıyla, uluslararası alanda güç dengelerinde yaşanacak olan bir değişim, Türkiye'nin AB'ye girişini kolaylaştırabilir. Rusya'nın dünya siyaset sahnesinde yeniden güçlenen bir merkezi aktör olması, AB üzerindeki, başka ülkelere Avrupa perspektifi verme baskısını artırıyor." (Jürgen Gerhards/Silke Hans-23.12)
Deutschlandradio: "Haber Şovu Olarak AB Katılımı": "Türk devlet televizyonu TRT her perşembe akşamı TRT2'de ‘Avrupa Vizyonu' isimli bir program yayınlıyor. Bu programda Türk izleyicisi Brüksel ile AB'ye aday Türkiye arasındaki ilişkilerdeki son durumu öğreniyor. Mesela AB Komisyonunun, Gaziantep şehrindeki ekolojik tarım uygulamalarına ilişkin gelişmeleri desteklediği veya Türk üniversitelilerinin hangi Avrupa ülkesinin hangi değişim programlarından şimdiden faydalanabileceği gibi. Önceki hafta yayımlanan programdaysa sunucu gülümseyerek, AB Komisyonunun Türkiye ile iki müzakere başlığını daha açacağı müjdesini verdi. Açılan başlıklar ‘Bilgi Toplumu ve Medya' ile ‘Sermayenin Serbest Dolaşımı'.
Ancak ne Brüksel'de ne de Ankara'da buna bir gelişme gözüyle bakan çıkar. Zira aralarında ‘Dış İlişkiler' gibi siyasi açıdan asıl belirleyici öneme sahip toplam 33 başlıktan hâlâ sekizinin askıda beklediği biliniyor. Bu başlıklar ise Türkiye'nin AB üyesi Kıbrıs'ı tanımayı kabul etmemesinden ötürü dondurulmuştu." (Gunnar Köhne/23.12)
AVUSTURYA BASINI
Die Presse: "Türkiye İçin Karar Yılı...Reform Yok, Kıbrıs'ta Çözüm Yok, AB'ye İlgi de Yok..Müzakereler Son Bulma Tehlikesi İle Karşı Karşıya": "Türkiye'yi kritik bir yıl bekliyor. ABD ve diğer bazı Batılı ülkeler tarafından desteklenen Uluslararası Kriz Grubunun yaptığı son kamuoyu araştırmasından alınan sonuç bunu gösteriyor. Araştırmaya göre, 2009 yılında ya bu badire atlatılacak ya da katılım müzakerelerinin sonu gelecek.
Araştırma hem AB hükümetlerinde hem de Ankara hükümetinde müzakerelerin iyi sonuçlanması hususunda bir gayret gözlenmediğini ortaya koyuyor. Halihazırdaki senaryoya göre, yeni bir müzakere başlığı açılmadığı taktirde önümüzdeki yılın ekim ayında her şey tamamen duracak.
Geçen cuma günü Brüksel'de Türkiye ile yeni bir müzakere başlığı açılması hususunda görüşmeler yapılmıştı. Sermayenin serbest dolaşımı ve medya başlıkları açılıyor. Ancak, toplam 35 konu başlığından çoğu kapalı kalmaya devam ediyor. Türkiye'nin deniz ve hava limanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti'ne açmaya yanaşmaması nedeniyle sekiz başlık 2006 yılından bu yana zaten dondurulmuş durumda. Geçtiğimiz yıl da Fransa yeni başlığın açılmasına engel oldu. Kıbrıs'ın başka altı başlığın açılmasını bloke etmesi de muhtemel. Hem Türk müzakereciler hem de AB tarafı Kıbrıs konusuna bir çözüm getirilmeden çıkış yolu bulunamayacağını biliyor." (Wolfgang Böhm/24.12)
YUNANİSTAN BASINI
İmerisia: "Türkiye-AB:Durgunluğun Sorumluluğu": "AB ile Türkiye arasındaki müzakerenin gerçek durumu nedir? Nicolas Sarkozy'nin müdahalesi üzerinde uzun vadede de olsa tam üyeliğe yol açabilecek müzakerelerin bütün bölümlerinin ‘dondurulmasından' sonra, sadece özel ilişkiye yönelik olan bölümler görüşülüyor. AB genişlemesinden sorumlu komiser Olli Rehn de Ankara'dan müzakereler düzenli bir şekilde devam ediyormuş gibi davranmasını istiyor.
Erdoğan, tam üyelik için güvence sağlamadan, bir dizi cephe açmaya davet ediliyor:
- Yeni anayasa düzenlenmesinin yapılarak, benimsenmesi yönünde dinamik davranmaya, yani toplumun harekete geçirilmesini ve siyasi gerginlik yaşanmasına yol açacak bir karar almaya davet ediliyor, çünkü anayasa değişikliği için mecliste gerekli üçte iki oy çokluğunu sağlayamıyor.
- Ülke sınırları içinde Kürt konusuna siyasi yaklaşımda bulunması talep ediliyor, bu arada da PKK saldırıları yoğunlaşıyor ve şiddeti alevlendiriyor.
- Çözüme ulaşılması için Kıbrıs konusuna yeni bir yaklaşım benimsemesi isteniyor. Ancak Türkiye için en olumlu gelişme AB ile özel ilişki iken, Kıbrıs sorununun çözümlenmesi Türkiye'nin 1974 yılı işgalinin oldubittilerinden tamamen vazgeçmesi demektir.
Dengeler çok hassas ve bu kez anlaşılan üyelik müzakerelerine yönelik yeni bir dinamizm çabası değil, daha fazla sorumluluğun paylaşılması söz konusudur." (24.12)
BELÇİKA BASINI
Euobserver: "Rehn: Kıbrıs 2009'da Birleşmeli": "Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn önümüzdeki yıl Türkiye'nin, AB üyeliği ve uzun bir süredir devam eden Kıbrıs sorununu çözüme bağlama yolunda önemli bir adım atabileceğini söyledi.
Rehn Reuters'e verdiği mülakatta, ‘Son birkaç yılki iç sorunların ardından Türkiye'nin artık harekete geçip reformları yeniden ciddiyetle uygulamasını bekliyoruz' dedi.
Ankara katılım müzakerelerine 2005 yılında başlamış ancak o günden bu yana Türk hukuk sistemine uyarlanması gereken AB kanunlarına bağlı müzakere başlıklarının açılmasında çok ağır hareket etmişti.
27 ülkeden oluşan blok cuma günü (19 Aralık) iki başlıkla ilgili müzakerelere başlamak için yeşil ışık yaktı. Bu son gelişmeyle birlikte Ankara'nın görüşmelere açmayı başardığı başlıkların sayısı 10'a yükseliyor." (Lucia Kubosova/23.12)
ERMENİSTAN BASINI
Panorama: "Safrastyan: Türkiye, Azerbaycan'ın Taleplerini Hesaba Katacak Bir Ülke Değil": " ‘Bu yıl Türkiye'nin AB'ye girme isteği zayıfladı' diyen Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Başkanı Ruben Safrastyan, bunu Türkiye'deki iç gelişmelere bağladı. Safrastyan, ‘Türk seçkinleri, bu yıl bir ölçüde bölünmüş durumdaydı' dedi. Safrastyan'ın yaptığı değerlendirmelere göre Türkiye, Yakın ve Orta Doğu'da, genel olarak da dünyadaki konumunu yeniden gözden geçirmeye, daha çok bir Orta Doğu devleti statüsüne yakınlaşmaya çalışıyor, çünkü orada AB'ye girme yolunda olduğundan daha fazla kendi konumunu pekiştirme şansı olduğunu görüyor. Ayrıca, Safrastyan'ın belirttiği gibi, Türkiye demokrasi alanında mevcut sorunlar nedeniyle AB ile bütünleşemiyor." (23.12)
NOT: Bu bülten, 23-24 Aralık 2008 tarihlerinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.