2008-12-23 AB Bülteni

Son Güncelleme: 26 Ocak 2009

2008-12-23 AB Bülteni

 

Bülten No : 154 22 Aralık 2008

DIŞ BASINDA

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

 

ALMANYA BASINI

Die Welt : "CSU Türkiye'nin AB Üyeliğini Engellemek İstiyor": "CSU, süregelen insan hakları ihlalleri nedeniyle Federal Dışişleri Bakanı Steinmeier'den Türkiye'de sürdürülen katılım müzakerelerini durdurmasını talep etti. AB yetkilileri, aylar süren bir aradan sonra bugün Türkiye ile müzakerelere yeniden başladı.
CSU, Türkiye ile AB katılım müzakerelerinin yeniden başlatılmasını eleştirdi. CSU'lu AP milletvekili Bernd Posselt'in, Federal Dışişleri Bakanı Steinmeier'in AB'nin Türkiye ile ‘kesinlikle gerçekçi olmayan katılım müzakerelerini durdurmasını, bunun yerine Ankara ile imtiyazlı ortaklığı görüşmesi gerektiğini' söyledi. Posselt'in insan haklarının ve din özgürlüğünün yoğun şekilde ihlal edilmesine rağmen Türkiye ile katılım müzakerelerinin devam ettirilmesinin tahammül edilemez bir durum olduğunu ve ayrıca imtiyazlı ortaklığa doğru yön değiştirilmesinin, AB'nin ‘aşırı ölçüde genişlemesini' Türkiye'nin de ‘aşırı ölçüde zorlanmasını' önleyeceğini ifade ettiği belirtiliyor.
Aylar süren bir aradan sonra Fransa'nın AB Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye ile katılım müzakerelerinin yeniden başlatıldığı belirtiliyor. AB tarafından verilen bilgilere göre, AB yetkililerinin 19 Aralık tarihinde Brüksel'de Dışişleri Bakanı Babacan ile ‘Bilgi Toplumu ve Medya' ve ‘Sermayenin Serbest Dolaşımı' fasılları hakkında istişarelerde bulunacağı ve söz konusu fasıllarda müzakerelerin açılması konusunda mutabakat sağlandığı ifade ediliyor. Tarafların toplam 35 fasıldan 10'una ilişkin müzakerelerde bulundukları ve AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn'in, diğer fasıllarda da müzakerelerin açılabilmesi için Türkiye'den özelikle sendika ve iş hukukunu modernleştirilmesini talep ettiği vurgulanıyor." (KS/19.12)

 

AZERBAYCAN BASINI

Halk Cephesi: "Türkiye, AB Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı": "Brüksel'de yapılan Türkiye-AB müzakerelerinde ‘Yatırımın Serbest Dolaşımı' ile ‘Bilgi Toplumu ve Medya' başlıkları da müzakerelere açıldı. Böylece Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde müzakere edilen başlıkların sayısı 10'a çıktı. Türkiye tarafından müzakerelere Dışişleri Bakanı Ali Babacan, AB tarafından ise Dönem Başkanı Fransa'nın AB'den sorumlu Devlet Bakanı Bruno Le Maire ve AB Komisyonu Türkiye Masası Başkanı Jean Christophe Filori katıldı." (20.12)
BELÇİKA BASINI

Euobserver: "Slovenya Hırvatistan'ın AB Müzakerelerini Engelleyecek": "Slovenya çarşamba günü iki ülke arasındaki sınır tartışması yüzünden AB adayı Hırvatistan'ın AB müzakerelerini engelleyeceğini açıkladı.
Zagreb cuma günü Brüksel'de yapılacak hükümetler arası konferansta AB ile 10 yeni başlık daha açmayı ve beşini de tamamlamayı umuyordu.
Bu arada Türk medyası da hafta başında Kıbrıs'ın Türkiye'nin katılım sürecini yavaşlatabileceğini bildirdi.
1999 yılında AB adayı olan Türkiye, 2005 yılında AB müzakerelerine başladı ve o zamandan beri sekiz müzakere başlığı açarak birini tamamladı.
Türkiye cuma günkü katılım konferansında iki başlık daha açmayı umuyor.
Ancak, Kıbrıs Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu Hürriyet'e ülkesinin enerji konusunun planlanan şekilde açılmasına itiraz edeceğini söyledi. Gazete, iki ülke arasında, Kıbrıs'ın Türkiye'yi Akdeniz'deki petrol arama gemilerini en az dört kere taciz etmekle suçladığı kasım
ayından beri gerginliğin arttığını yazdı.
Türkiye, gemilerin kendi kıta sahanlığına girdiğini savunuyor." (Elitsa Vucheva/19.12)

 

FRANSA BASINI

AFP: "Kıbrıs...Babacan AB'yi Rum Tarafına Bası Yapmaya Çağırdı ": "Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan bugün, Avrupa Birliğini adanın birleşmesi konusunda hızlı bir şekilde bir anlaşmaya varabilmek için Kıbrıslı Rumlara baskı yapmaya çağırdı.
Babacan, Avrupalı yetkililerle buluşmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, ‘Avrupa Birliğinin yerine getirmesi gereken çok ağır bir sorumluluğu var' dedi.
Bakan Babacan, ‘Yani, bugün AB'ye tam üye olan adanın Rum tarafı, kalıcı ve global çözüm yoluna girmesi için teşvik edilmelidir' ifadesini kullandı.
Babacan, ‘Aksi takdirde, iki lider karşı karşıya bırakılırsa, herhangi bir takvim, herhangi bir süre olmaksızın düzenli bir şekilde buluşmaya devam ederler ve (1974'ten beri bölünmüş olan ada için) global ve kalıcı bir çözüm ve anlaşma düşünmek oldukça zor olur' şeklinde bir değerlendirmede bulundu." (19.12)

AFP: "Türkiye, Doğru Yeni Küçük Bir Adım Daha Attı": "Türkiye bugün, üyelik müzakerelerinde iki yeni başlık açarak, Avrupa Birliğine doğru yeni küçük bir adım attı.
Fransa'nın Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Bruno Le Maire, Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile gerçekleşen toplantının ardından yaptığı açıklamada, ‘sermayenin serbest dolaşımı', ‘bilgi toplumu ve medya' konulu iki yeni başlığın açıldığını bildirdi.
Üyelik müzakerelerinin Ekim 2005'te başlamasından bu yana geçen üç yıl içinde açılan başlık sayısı böylece 10'a yükseldi.
2009 yılında diğer başlıkların açılmasını umduğunu belirten AB'nin genişlemeden sorumlu Komiseri Olli Rehn, bunun için Türkiye'nin, uzun zamandır ölü noktada olan reformlara devam etmesi gerektiğini de hatırlattı.
AB, Ankara'nın limanlarını Kıbrıs Rum kesimi uçak ve gemilerine açmayı reddetmesi sebebiyle, Kasım 2006'da 35 başlıktan sekizini dondurma kararı almıştı.
Türkler, AB-Türkiye gümrük anlaşmasını, 2004 yılında AB'ye giren, Kıbrıs'ın da aralarında bulunduğu AB üyesi ülkelere yayan Ankara Protokolü'nü imzalayarak bunu yapmayı prensipte kabul etmişti." (19.12)

 

İSPANYA BASINI

Europa Press: "Türkiye, AB'den, Kıbrıs'ın Bölünmesine Bir Çözüm Bulması İçin Kıbrıslı Rumları Teşvik Etmesini İstiyor": "Türk Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Birliği'nden 1974'ten beri Kıbrıs Adası'nın bölünmüşlüğüne ‘kalıcı, küresel ve adil' bir çözüm bulması için Kıbrıslı Rumları ‘teşvik' etmesini talep etti ve aynı şekilde bunun için müzakerelere ‘hız vermesini' istedi.
Brüksel'de, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Katılım Konferansı'nın Bakanlar düzeyindeki Altıncı Toplantısı bitiminde açıklamada bulunan Türk Bakan, Kıbrıs konusunda ‘bir çözüm bulunması için Kıbrıslı Rumları teşvik etmek lazım' diye vurguladı ve Kıbrıslı Türklerin, BM tarafından önerilen 2004'teki referandumda adanın yeniden birleşmesi lehine oy kullandıklarını ve Kıbrıslı Rumların da reddettiğini hatırlattı.
Türkiye, AB'ye katılım müzakerelerinin başlıklarının bir kısmını tamamlamış durumda. Bununla birlikte, 2005 yılında AB ve Türkiye arasındaki gümrük birliğini genişleten Ankara Protokolü'nün imzalanmış olmasına rağmen Türkiye'nin Kıbrıs Rum bandıralı gemi ve uçaklara liman ve havalimanlarını açmamaktaki tavrına istinaden sekiz ek başlığın açılması blokeli durumda bulunuyor." (19.12)

 

İTALYA BASINI

ANSA: "AB-Türkiye: Tehlike Avrupa'ya Şüpheyle Bakanlardan Kaynaklanıyor": "Avrupa Birliğine katılma yolunda Türkiye açısından en kötümser tablo, hem Avrupa'da hem de Türkiye'de AB'ye şüpheyle bakanlar arasında bir sinerji oluşmasıdır." Bu akşam ‘Avrupa Anlayışı İçin Boğaziçi Ödülü' sunulan Senato Başkan Yardımcısı Emma Bonino, bu sözleri kararlılıkla söyledi.
Boğaziçi Ödülü, her yıl TÜSİAD tarafından, Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ve özellikle Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine verdiği katkıyla öne çıkan bir AB vatandaşına veriliyor. Emma Bonino'ya ödülünü (daha önce uluslararası ticaret ve Avrupa politikalarından sorumlu Bakanlık ve insani yardımdan sorumlu Avrupa Komiserliği yapmıştı) TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan sundu. Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin aylardır içine girdiği çıkmazı harekete geçirmek için, Bonino'ya göre, Ankara Hükümetinin, ‘her şeyden önce gümrük birliğini Kıbrıs'a kadar genişleten- Ankara Protokolü'nü aşmanın yolunu bulması' gerekiyor." (Furio Marroni/19.12)

 

LÜBNAN BASINI

The Daily Star: "Türkiye, Anayasasını Değiştirmek Konusunda Güçlüklerle Karşı Karşıya": "Kısa süre önce NATO'nun Dışişleri Bakanları toplantısına katılan Türkiye Dışişleri Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan, Türkiye Anayasası'nın mevcut haliyle ülkenin reform gündemiyle bir arada ilerlemesine yardımcı olmadığını söyledi.
Bu, AB'nin genişlemeden sorumlu Komiseri Olli Rehn'in eylül ayında yaptığı, anayasal bir reformun Türkiye'nin AB katılım sürecini hızlandıracağı ve ülkedeki siyasi krizler döngüsünü kırabileceği yönündeki açıklamasıyla bir arada yankılanıyor. Bu döngünün içerisinde geçen yılki cumhurbaşkanlığı krizi ve bu yıl Anayasa Mahkemesinin AKP'nin kapatılmasına dair gördüğü dava da bulunuyor.
Anayasa değişikliğine dair tartışmaların geçen yıl tam anlamıyla sonlanmış olmasına karşın Babacan çok isabetli şekilde Türkiye için önemli etkileri olan bir konuya dikkat çekti. Türk ordusunun yönetimde olduğu 1982'de yürürlüğe giren mevcut Anayasa oldukça ciddi sıkıntılara neden oldu.
Geçmişte tartışmalar, içeride istikrarı sağlamak kadar AB'ye uyumu da güçlendirmeyi sağlamak için daha demokratik şekilde işleyen ve Türk vatandaşlarının hepsine daha geniş haklar ve özgürlükler sağlayan bir anayasanın yapılması üzerine odaklanmıştı. Yakın zamanda harekete geçilebilmesi için Türkiye'nin siyasi partileri ile sivil toplumu içerisinden yenilenmiş bir gücün doğması gerekiyor. Ancak yakın tarih ve hükümetin halihazırdaki iş yükü bunu zorlayıcı bir mevzu haline getiriyor." ( Liam Hardy/19.12)

 

NOT: Bu bülten, 19-21 Aralık 2008 tarihlerinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir