Son Güncelleme: 26 Ocak 2009
Bülten No : 153 19 Aralık 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
ABD BASINI
AP: "Türkiye: İran ve Irak Nabucco İçin Doğalgaz Tedarik Edebilir": "Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün, Kafkaslardan Batı piyasalarına Türkiye üzerinden nakledilecek doğalgazın İran ve Irak'tan tedarik edilebileceğini belirtti.
ABD ve AB'nin desteklediği boru hattı, Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltacak. Söz konusu boru hattı Hazar Denizi'nden başlayarak Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya'ya uzanacak.
AB halihazırda petrol ihracatının yaklaşık üçte birini ve doğal gaz ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını Rusya'dan yapıyor." (17.12)
ALMANYA BASINI
Handelsblatt: "Türkiye...Kader Yılı": " AB Komisyonu son ilerleme raporunda da parmağını yaraya basarak, Türkiye'de demokrasi alanındaki eksiklikleri eleştirmiş ve reformlara devam edilmesi uyarısında bulunmuş olsa da, Başbakan Erdoğan'ın esasen AB'nin Türkiye'ye yeterince kolaylık göstermediğinden yakınmaması gerekir. Zira, ne Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan Merkel ne de Türkiye'ye kuşkuyla bakan Sarkozy, katılım müzakerelerini
engelleyecek herhangi bir girişimde bulundular. Tam tersine,Fransa, AB Dönem Başkanlığı sona ererken Ankara ile iki faslın daha müzakerelere açılmasını istiyor. Dolayısıyla katılım müzakerelerinde iki yıldan bu yana ilerleme kaydedilmemiş olması, Türkiye'den kaynaklanıyor. Ankara'da reformlarda bir duraksama hakim.
2009 yılı Türkiye'nin AB ile ilişkileri açısından bir kader yılı olabilir. Ya katılım müzakerelerine yeniden canlılık kazandırılacak ya da müzakereler başarısızlıkla sonuçlanacaktır." (Gerd Höhler/18.12)
BELÇİKA BASINI
EU Observer: "Türkiye-AB Görüşmeleri Kritik Bir Yıla Giriyor": "15 Aralık pazartesi günü yayımlanan bir rapora göre, hem Türkiye hem AB son dönemde hız kaybeden katılım görüşmelerine ivme kazandırmak için çaba göstermeli. Rapor önümüzdeki yılın Türkiye'nin AB üyelik perspektifi açısından ‘kritik' olacak.
Uluslararası Kriz Grubu (ICG) tarafından yayımlanan yeni raporda, ‘Türkiye, Avrupa Birliği üyelik beklentilerinin suya düşeceği ya da başarıya ulaşacağı kritik bir yıla giriyor'
denildi.
ICG raporu ‘Ankara'nın kaybeden tek taraf olmayacağı' ve AB için de uzun vadeli bir bedel olabileceğini bildiriyor.
Avrupa Birliği'nin ‘yakınındaki en büyük ve en hızlı piyasalardan birine erişimi zorlaşabilir, Kıbrıs konusunda yeni gerilimler tırmanabilir, ayrıca AB, Orta Doğu'nun istikrara kavuşturulması, AB enerji güvenliğinin güçlendirilmesi ve Müslüman dünyaya ulaşılması konularında Türkiye'yle gerçek işbirliğinin sağlayabileceği katkıdan yoksun kalabilir'." ( Elitsa Vucheva/17.12)
FRANSA BASINI
AFP: "Türkiye, Avrupa Birliğine Doğru Salyangoz Yürüyüşünü Sürdürüyor": " AB Dönem Başkanlığı Fransa'ya yakın bir kaynaktan edinilen bilgiye göre, Türkiye yarın, üyelik müzakerelerinde iki başlığın daha açılmasıyla Avrupa Birliği'ne doğru yeni küçük bir adım daha atacak.
27'lerin büyükelçileri bugün, 35 başlıktan ‘sermayenin serbest dolaşımı' ve ‘bilgi toplumu ve medya' konulu iki başlığın yarın açılmasına yeşil ışık yaktılar.
Bu, üyelik müzakerelerinin Ekim 2005'te başlamasından bu yana geçen üç yıl içinde açılan başlık sayısını 10'a taşıyacak.
AB nezdindeki Çek Büyükelçi Milena Vicenova bu hafta yaptığı açıklamada, önümüzdeki AB dönem başkanlığını üstlenecek olan Çek Cumhuriyeti'nin de, 2009 Haziran ayına kadar iki başlığı açmayı umduğunu bildirdi.
Fransa başta olmak üzere birçok üye devlet, Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olduğu halde, polemikler olmaksızın iki başlığın açılması kararlaştırıldı.
Fakat 27'ler, Ankara tarafından tanınmayan Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ilişkilerin durumunu incelediğinde, gerilim 2009 yılında oldukça hızlı bir şekilde yeniden ortaya çıkabilir.
AB, 2006 yılında sekiz başlığı askıya alarak 2009 yılı sonunda durumu yeniden gözden geçireceğini belirtmişti; örneğin başka başlıkları dondurarak müzakere sürecini durdurmayı da kararlaştırabilir." (18.12)
YUNANİSTAN BASINI
"Ethnos: "Göz Yumuyorlar": " Birçok AB ülkesinin Türkiye'yi desteklediği ve ülkede olanları görmezden geldiği biliniyor. Gelecek cuma günü Türkiye-AB üyelik müzakerelerinde birisi sermayenin serbest dolaşımı diğeri ise enformasyon toplumu ve medya ile ilgili iki bölümün açılması bekleniyor. Ne yazık ki bu gelişme, Hrant Dink'in öldürülmesiyle de belli olduğu gibi, Ankara'nın gazeteciler ve medya yönünde bugüne kadar sergilediği tutumu ödüllendiriyor. Hem AB'yi hem de Türkiye'yi yoğun bir şekilde ilgilendiren enerji bölümü ise, Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki bilinen tehditleri nedeniyle Kıbrıs tarafından bloke edilmiş durumda. Acaba Atina'nın tezi nedir?" (18.12)
NOT: Bu bülten, 17-19 Aralık 2008 tarihlerinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.