Son Güncelleme: 04 Aralık 2008
Bülten No : 147 3 Aralık 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
İNGİLTERE BASINI
Financial Times: "Yasal Reformlar...Yasa, Doğru Uygulamada Yeni Bir Çağın Müjdecisi " : "Hantal bürokrasisiyle ünlü bir ülkede, gelişmekte olan uluslararası finans ve şirket yönetimindeki uygulamaları yakalamak üstün gayret gerektirir.
Bunu, Türkiye'nin ticaret hukukuna yönelik ilk kapsamlı revizyonuna 9 yıldır başkanlık eden hukuk profesörü Ünal Tekinalp'ten başka kimse daha iyi bilemez.
Nihayet, taslak yasa, parlamentonun önünde ve gözlemciler söz konusu yasanın kabulünün Türkiye'de yatırım yapmaya yönelik gerçek bir teşvik sağlayacağını söylüyorlar... Taslak yasa, tüm yönetim kurulu üyelerinin hissedar olabilmelerine yönelik bir şartı ortadan kaldırıyor.
AB Komisyonu bu ay Türkiye'nin katılım süreci hakkındaki son raporunda yasanın kabulündeki ertelemelerin, merkez bankasının riski doğru olarak değerlendirmesini engellediğini belirterek eleştiride bulundu. Ancak Tekinalp'e ve birçok Türk yöneticiye göre yasanın daha geniş sembolik bir önemi var." (2.12/ Delphine Strauss)
Financial Times: "Serin Rüzgârlar Eserken, Uzun Vadede Türkiye'de Ekonominin Durumu İyi Görünüyor" : "TÜSİAD üyesi Ümit Boyner, AKP ile laik muhalefet arasındaki popülist siyasi çekişmelerin hükümetin reformlar için enerjisini azalttığını belirtti ve ‘Bugün hükümette o kararlılığı görmüyorum.' dedi. TÜSİAD, mart ayında ekonomiye daha fazla odaklanılması çağrısında bulundu.
AB üyelik süreci tıkandı: Komisyon son raporunda, geçen yıl Türkiye'de reformlarla ilgili hemen hemen hiçbir gelişme kaydedilmediğini açıkladı. Küresel krizin Türkiye'yi yeniden IMF'nin kucağına itmesi mali ve makroekonomik istikrar isteyen yatırımcıları sevindirmiş olsa da hükümetin yaklaşan yerel seçimler öncesinde harcamaları kısma konusundaki isteksizliği, IMF ile yeni bir finansal paket üzerine görüşmeleri de olumsuz etkiledi.
Şu ana kadar AKP, siyasetteki liderliğini sürdürecek ya da güçlendireceğe benziyor. Ülkenin tarihindeki kaotik koalisyonlar göz önüne alındığında, bu durum siyasi görüşleri ne olursa olsun yatırımcıları rahatlatıyor." (2.12/ Delphine Strauss)
AZERBAYCAN BASINI
Üç Nokta : "Türkiye'yi Güney Kafkasya'ya Yakınlaştıran Çıkarlar": "Bölgede diplomatik polemikler devam ediyor. Durumun normalleşmesi sürecinde Türkiye'nin aktif tavrı, Türkiye-Ermenistan, Ermenistan-Azerbaycan sorunlarının çözümlenmesi açısından büyük bir ilgiyle takip ediliyor.
Türkiye'nin, bölgede sıra dışı adımlar atacağını zannetmediğini bildiren siyaset bilimci Gabil Hüseyinli, Türkiye'nin Avrupa Konseyi, AB, ABD ve Rusya'nın tutumuna yakın bir tutum sergilemeye çalışacağı kanısında olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: ‘Türkiye, bugüne kadar Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan'ın tutumuna yakın bir tutum sergilerken, şimdi daha çok Batı'nın tutumuna yakınlaşmakta. Türkiye, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirerek, kendi milli ve devlet çıkarlarını ön plana çekiyor. AB'ye girme isteği ve üstlendiği yükümlülükler Türkiye'yi, Güney Kafkasya politikasında bazı değişiklikler yapmak zorunda bırakıyor. Bunu, AB'nin diktesi olarak adlandırmak da mümkün. Ermenistan sınırının
açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması söz konusu. Ermeniler, kayıtsız şartsız ilişki kurulmasını istiyorlar. Türkiye'nin şartı ise Dağlık Karabağ ihtilafının, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözümlenmesi.'" (2.12/ Tahire Gafarova )
KIBRIS RUM BASINI
Fileleftheros: "Sert Bir Şekilde Eleştirilsin": "Atina ve Lefkoşa, Avrupa Türkiye ilişkilerinde, Ankara ile stratejik bir yaklaşıma dayanan bir taktik geliştirdiler. Bu taktik, iki devlet tarafından politika olarak benimsenmektedir.
Yunanistan'ın Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Filelefteros gazetesine vermiş olduğu röportajda, Türkiye'nin katılım sürecine kolaylaştırmalar yapmayacağını ve açık çek vermeyeceğini tekrar etti. Diğer aday ülkelerde varolan unsurların Türkiye için de geçerli olacağı konusuna netlik kazandırmıştır. Yani, aday bir ülkenin, toplumsal normları uygulaması, AB ve uluslararası hukukun belirlediği şekilde davranması gerektiğini vurguladı.
Yunanistan'ın Dışişleri Bakanı, ‘tam uyum, tam katılım' ifadesinin bir parola olmadığını, siyasi değişim tercihi olduğunu belirtti." (2.12)
NOT: Bu bülten, 02 Aralık 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.