2008-09-17 AB Bülteni

Son Güncelleme: 10 Ekim 2008

2008-09-17 AB Bülteni

Bülten No : 111 17 Eylül 2008

DIŞ BASINDA

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ABD BASINI:
Amerika'nın Sesi Radyosu:
"Brüksel... Türkiye-AB Troyka Toplantısı" : "Türkiye ile Avrupa Birliği arasında her yıl iki kez düzenlenen Troyka toplantısına katılmak üzere Brüksel'e gelen Dışişleri Bakanı Ali Babacan, üyelik müzakerelerinin hızının artırılmasını talep etti. Her dönem başkanlığı sırasında iki başlık açılmasının gelenek halini aldığını söyleyen Babacan, bu döngünün artık kırılması gerektiği mesajını verdi. Türkiye'ye bir üyelik tarihi verilmesi yönündeki talebi sürekli gündeme getirdiklerini söyleyen Babacan, müzakere sürecinde yavaş ilerlenmesinde sorumluluğun büyük kısmını Avrupa Birliği'ne yükledi. Avrupa Birliğinde süreci ağırdan alma ve belli bir tempoda tutma eğilimi hissettiğini söyleyen Babacan şunları söyledi: ‘Bizim mevzuat açısından, uyum açısından çok gidebileceğimizi bu dönemde Avrupa Birliği de görmüş olabilir. Belki o miktar, onları korkutmuş olabilir. Türkiye çok mu erken gelecekte kapıları çalmaya başlayacak, çok mu aniden, 'biz işimizi tamamladık hadi' diye sormaya başladık gibi bir durum da, bir tablo da ortaya çıkmış olabilir, diye de düşünüyorum. Yani bir ağırdan alma bu işi belli bir tempoda yürütme eğiliminin, yani sağdan bakıyoruz, soldan bakıyoruz, aşağıdan yukarıdan bakıyoruz, yani nereden bakarsak bakalım böyle bir tavrı hissediyoruz.' Babacan, müzakere sürecindeki yavaşlığı Avrupa Birliği'nin tutumuna bağlasa da Avrupa Birliği kanadı, Türkiye'nin reformlar konusunda yeteri kadar hızlı ve istekli olmadığı görüşünde. Babacan ise Türkiye'nin iç performansından memnun gözüküyor.

Babacan: 2007'de biliyorsunuz bir cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. Anayasa Mahkemesi alakalı krizler yaşadık, genel seçim oldu 2007'de ve erken genel seçim olduğu için Meclis, daha erken yasama sürecini tamamlamak zorunda kaldı. Daha iyisi olabilir miydi, olabilirdi, ama doğrusu 'hiçbir şey olmuyor, hiçbir şey yapılmıyor, tamamen durdu' gibi bir tablo da yok. Babacan, hükümetin yapacağı reformları takvime bağlayan ulusal program konusunda CHP ve MHP'nin takındığı tavrı da eleştirdi.

Babacan: Seçimlere kadar biz, hükümet önümüze ne getirdiyse şimdiden peşinen reddediyoruz. İyi bir şey de olsa, halkın menfaatine de olsa biz bunu istemiyoruz, gibi bir anlayış değildir diye umut ediyorum. Meclis açıldıktan sonra bu tabloyu daha net bir şekilde göreceğiz, çünkü seçim dönemleri bazen rasyonalitenin kaybolmasını beraberinde getiriyor ve tamamen işte hangi şehirde, hangi belde de hangi ilçede bir belediye daha fazla alırım derdiyle bir muhalefet tarzıyla kalabiliriz, umarım olmaz, ama bana bu liderlerin görüşme konusunda isteksiz oluşları bunun kötü sinyali gibi geldi.

Babacan, Brüksel'deki ikili temasları çerçevesinde Dönem Başkanı Fransa'nın Dışişleri Bakanı Bernard Koucher, bir sonraki dönem Başkanı Çek Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg, Avrupa Birliği Komisyonunun Bilgi Toplumu ve Medyadan Sorumlu Üyesi Viviane Reding ve Avrupa Birliği yüksek temsilcisi Solana ile bir araya geldi. " (Güven Özalp, 16/09)

 

ALMANYA BASINI:
Almanya'nın Sesi Radyosu:
"Türkiye-AB Troykası Toplantısı Yapıldı": "Türkiye-Avrupa Birliği Troykası Bakanlar Toplantısı Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Avrupa Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn dönem Başkanı Fransa ve gelecek dönem Başkanı Çek Cumhuriyetinden yetkililerinin katılımıyla yapıldı. Babacan, Türkiye'nin üyeliği halinde diplomatik ve siyasi gücünü pekiştirecek ‘Avrupa Birliğinin dünya da başat bir rol oynayacağını' söyledi. ‘Biz, üzerimize düşeni kararlılıkla yerine getireceğiz' diyen Babacan, Avrupa Birliği üyeliği sürecinin sadece Türkiye'nin çabasıyla sonuçlandırılamayacağına da dikkat çekerek Avrupa Birliğinden destek beklentisini dile getirdi." (16/09)

 

AZERBAYCAN BASINI:
Üç Nokta:
"Brüksel'de Türkiye-AB Troykası Toplantısı Yapıldı": "Hürriyet gazetesinin yaptığı habere göre, Brüksel'de, Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısı yapıldı. AB Dönem Başkanı Fransa'nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg, AB komiserlerinden Olli Rehn ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın katıldığı toplantıda, Türkiye'nin, AB üyeliğine aday olarak kabul edilmesinden bu yana ülkede yapılan reformlar ve bu yönde yapılacak çalışmalar müzakere edildi. Söz konusu toplantıda ayrıca, bölgedeki ve uluslararası camiadaki olaylara da değinildi." (16/09)

 

İNGİLTERE BASINI:
Reuters: "AB Türkiye'ye Anayasa Reformu Konusunda Baskı Yapıyor": "Avrupa Birliği dün Türkiye'ye, her yıl yaşadığı siyasi kriz döngüsünden kurtulması ve tartışmalı AB üyeliği girişimlerine yoğunlaşması için ordu telkinli anayasasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu. AB'nin genişlemeden sorumlu Komisyon üyesi Olli Rehn, AB'nin en büyük ve en çok risk taşıyan aday ülkesiyle düzenli olarak yaptığı görüşmenin ardından şöyle dedi: ‘Şimdi ülkenin ve halkının gelmiş olduğu noktayı yansıtmak ve vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini pekiştirmek için Türkiye'nin anayasasını güncellemesinin zamanıdır. Bu reformlar sadece Türkiye'nin AB umutları için değil, aslında her yıl yaşadığı siyasi kriz döngüsünden sıyrılması için gereklidir.' Rehn, yeni bir güçle reformlara devam etmesi için Ankara'nın, geçen ay Anayasa Mahkemesinin yaşanan son krizi, Cumhuriyet başsavcısının iktidar partisini kapatma talebini reddetmesiyle sona erdirmesinin avantajını kullanması gerektiğini söyledi. Ancak Türk analistler devam eden siyasi gerilimler, ekonomik yavaşlama ve gelecek yılki yerel seçimler nedeniyle bunun pek olası görünmediği kanısındalar. Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan Ankara'nın AB'ye tam üyelik hedefine ulaşmak için yoğun bir reform programı ile çalışmalar yaptığını, ancak bu süreci tamamlamak için AB'nin de desteğinin gerekli olduğunu söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in Brüksel'den erken ayrılmasının ardından toplantının başkanlığını yapan Fransa'nın AB işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Jean-Pierre Jouyet, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin nihai üyeliğine muhalefetine rağmen Paris'in, müzakereleri tarafsız biçimde sürdüreceği taahhüdünde bulundu. Jouyet, Fransa'nın aralık ayının sonuna dek sürecek AB dönem başkanlığı süresince müzakereler için daha çok başlık -veya siyasi konu- açmayı umduğunu söyledi. Rehn sermayenin serbest dolaşımı, bilgi toplumu ve medya politikası gibi başlıkların yakın zamanda açılmasının uygun olduğunu da belirtti. Ancak Babacan Fransa'nın müzakereleri bloke ettiği iki konuya dikkat çekti. Babacan şunları söyledi: ‘Türkiye de, örneğin ekonomi ve para politikası, kültür ve eğitim başlıklarının açılması için hazırdır, ancak bunu engelleyen bazı siyasi endişeler var.' Babacan ayrıca Türkiye'nin enerji politikası üzerinde müzakere etmeye hazır olduğunu da söyledi ki enerji politikası, Rusya'ya bağımlılığından kurtulmak için enerji kaynaklarını çeşitlendirme arayışında olan AB ile işbirliği yapabileceği kilit konulardan biri." (16/09)

 

İSPANYA BASINI:
El Periodico: "Zapatero, Türkiye'nin AB'ye Katılımına Destek Veriyor": "Dün Türkler, Jose Rodriguez Zapatero'yu, iftara katıldığı İstanbul'da sadece birkaç saatliğine konuk ettiler. Hükümet Başkanı, ülkenin Avrupa Birliği'ne katılımına tam desteğiyle, yani Fransa, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerin çekinceleriyle çatışan bir iradeyle cevap verdi. Ayrıca Zapatero, bu desteğin daha da sağlam olması için İspanya'nın Türkiye ile olan ikili ilişkilerinin niteliğini yükselteceğini de ifade etti. Şimdi Fas ve Cezayir gibi komşu ülkelerle olduğu gibi yıllık olarak üst düzey bir toplantı ve düzenli olarak bakanlar arası ziyaretler gerçekleştirilecek. Zapatero'nun akademik yılını açtığı Boğaz kıyısındaki saygın özel Bahçeşehir Üniversitesi tarafından dağıtılan yüzlerce broşürde ‘Ne mutlu barışseverlere!' deniyordu. Medeniyetler İttifakı'nın babaları olarak İspanyol Başbakanı Zapatero ile Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kastediliyordu. Zapatero, ‘Türkiye'nin geleceğini ellerinde tutan nesiller' olarak söz ettiği öğrenciler huzurundaki konuşmasında ülkenin Yirmiyediler grubuna girişinin büyük savunuculuğunu da yaptı. ‘Eğer Avrupa çağdaş dünyada kararlı bir rol üstlenmek istiyorsa AB'nin içindeki bir Türkiye, eksik olan stratejik başrolü verecektir' diye ifade etti. Türkiye, 40 yıldan fazla bir süredir kendisine verilen sözün tutulabilmesi için Brüksel'le resmi görüşmeler yürütüyor. En iyimser tahminler, özellikle iç pazar konulu bazı başlıkların müzakeresindeki yavaşlığa bağlı olarak kat etmesi gereken uzun bir yolu olmasına rağmen 2020'den önce AB'ye katılabileceği yönünde. Bazı başlıklar, Ankara'nın Rum gemi ve uçaklarına koyduğu veto yüzünden dondurulmuş durumda. Türkiye'nin AB'ye katılımı, Batı ve Müslüman dünyası arasındaki barışçıl ilişkinin en iyi örneği olarak addedildiği için İngiltere ve İspanya'da önemli savunuculara sahip. Zapatero, üniversitede, Erdoğan huzurunda özgürlükler ve demokratik değerlere de değindi. Ancak, birkaç dakika sonra Türk Başbakanın partisinin adının geçtiği olası bir yolsuzluk davasını protesto etmek isteyen bir genç, Türk korumalar tarafından susturuldu. Üniversiteden sonra İstanbul'da güneşin batmasıyla İspanyol konuğun şerefine, aralarında dini, siyasi liderlerin, Türk aktörlerin ve futbol kulüplerinin başkan ve antrenörlerinin de bulunduğu kalabalık bir davetli topluluğunun katıldığı iftar yemeği verildi." (Pilar Santos, 16/09)

 

NOT: Bu bülten, 16 Eylül 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir