Son Güncelleme: 04 Ağustos 2008
Bülten No : 80 26 Haziran 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
ALMANYA BASINI:
Frankfurter Allgemeine Zeitung: "Zorunlu Referanduma Gidilmeyecek mi?": "Fransa Anayasası gelecekte Türkiye'nin olası AB üyeliği konusunda referanduma gidilmesini öngörmeyecek. Fransız Senatosu salı günü oy çokluğuyla bu yönde karar alarak, anayasada ilgili değişikliğin yapılması talebini reddetti. Ancak konunun Ulusal Meclis ve Senatoda bir sonraki oturumda ikinci kez ele alınması öngörülüyor. Daha önceki Cumhurbaşkanı Chirac, haleflerini her yeni AB üyeliği öncesinde referanduma gitmeye zorlamak için anayasayı değiştirmişti. Cumhurbaşkanı Sarkozy ise bu yükümlülüğü ortadan kaldırmak istemişti. Ancak milletvekilleri, doğrudan Türkiye'yi hedef alan bir madde hazırlamışlardı. Buna göre, AB'nin nüfusunun yüzde 5'inden fazla nüfusa sahip ülkelerin tam üyeliği için referandum şartı devam edecekti. Senato bu ‘Türkiye maddesinin' yürürlüğe girmesini şimdilik engelledi." (Michaela Wiegel , 25/06)
BELÇİKA BASINI:
La Libre Belgique: "Fransa/Türkiye: Referandum İçin Her Kafadan Bir Ses Çıkıyor": "Fransa'nın AB Dönem Başkanlığını devralmasına bir haftadan az bir süre kala, Türkiye'nin olası AB üyeliğinin Fransa'da referanduma sunulması konusunda, özellikle Sarkozy'ci sağ ve siyasi kesimde büyük belirsizlik yaşanıyor. Üstelik pazartesi akşamı bu karışıklık tam bir karmaşaya dönüştü. Şubat 2005'de Avrupa Anayasası referandumunda ‘evet' çıkması amacıyla Cumhurbaşkanı Chirac, 2010 yılından itibaren AB'ye yeni katılacak ülkeler konusunda referandum yapılması için Anayasa'yı değiştirtti. Nicolas Sarkozy bu karardan vazgeçti: Parlamentoda tartışılan anayasal reform tasarısı referandum kilidini çözüyor. Sarkozy, selefinin aksine, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyor. Ancak ne Ankara'yı kızdırmak istiyor (zaten Fransa'nın Ermeni soykırımını tanımış olmasından dolayı yeterince kızgın), ne de ileride Anayasa gereği şu veya bu konuda referandum ile elinin kolunun bağlı kalmasını istiyor. Başbakan François Fillon ‘Türkiye'nin Birlik içinde yeri yok.' Ancak, kendi Adalet Bakanı Rachida Dati, kendi takımının tereddütlerini karikatürleştirdi. Mayıs ayında Temsilciler Meclisinde referandum kilidinin yerine konmasını alkışlamıştı. Pazartesi akşamı ise senatörlerin bu kilidi kırdığını görünce bu konuda tutum belirlemekten kaçınarak kendini parlamenterlerin ‘sağduyusuna' emanet etti." (Bernard Delattre, 25/06)
FRANSA BASINI:
Liberation: "Fransızların Yüzde 30'u Türkiye'nin AB Üyeliğini Onaylıyor": "Yapılan bir kamuoyu anketi, Fransızların -2005 yılında Avrupa Anlaşması için yapılan referanduma ‘hayır' demelerine ve İrlanda'nın Lizbon Anlaşmasını reddetmesine rağmen-, Avrupa Birliği'ne bağlı kaldıklarını ortaya koydu. Anket sonuçlarında, Fransızların, yüzde 93 oranında çevre politikasının, yüzde 72 oranında Avrupa sosyal ve maliye politikasının ve yüzde 62 oranında ise göç politikasının geliştirilmesini istedikleri görülürken, Türkiye'nin üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 30 olarak verildi. Fransızlar kararlı; AB'de Türkiye'ye yer yok. Bu konu aynı zamanda Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasındaki sloganlarından biriydi. Ancak yine de bu karşıtlığı anayasaya yazdıracak kadar ileri gitmek gerekir mi? UMP'li milletvekilleri, 29 Mayıs'ta, AB nüfusunun yüzde 5'inden fazla nüfusu olan ülkelerin üyeliklerini referandum şartına bağlayan bir değişiklik önergesini kabul ederek, bu soruya ‘evet' yanıtını verdiler. UMP'li milletvekilleri bu şekilde, diplomatik kriz yaratmadan Türkiye'yi hedef almanın şık bir yolunu bulduklarını sandılar. Ancak Senato üyeleri pazartesi akşamı ezici bir farkla (7'ye karşı 297 oy), merkezci Pierre Fauchon'un ‘iki yüzlü ve üzücü' olarak nitelendirdiği değişiklik önergesini iptal ettiler. Senato üyeleri, milletvekillerinin değişiklik önergesinin yarattığı diplomatik ve ekonomik zararın altını çizdiler. UMP'li Jacques Blanc, ‘Bir dost hedef alınmaz' derken, Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Josselin de Rohan, meslektaşlarını ‘bu büyük ülkeye bir dostluk gösterisinde' bulunmaya davet etti. Hükümetin zor durumda kaldığının bir işareti de, milletvekillerinin referandum çözümünü ‘dengeli' nitelendiren Adalet Bakanı Rachida Dati'nin pazartesi günü Senato üyelerinin kararının ‘makul' olduğunu ifade etmesi. Türkiye meselesi, mecliste gelecek hafta yapılacak ikinci oturumda gündeme gelecek. UMP sıralarında Türkiye'ye karşı en sert tutum içerisinde olan milletvekilleri, değişiklik önergesinin kabul edilmemesi halinde oylarını anayasa reformu yönünde kullanmamakla tehdit ediyor." (Alain Auffray, 25/06)
Le Monde: "Senato Türkiye Karşıtı Referandum Maddesini İptal Etti" : "Senatoda 23 Haziran Pazartesi günü, AB nüfusunun yüzde beşinden fazla nüfusu olan ülkelerin üyeliklerini referandum şartına bağlayan bir değişiklik önergesini anayasa reform projesinden kaldırmaya yönelik beş benzer değişiklik önergesi incelemeye alındı. Adını zikretmeden Türkiye'yi hedef alan bu sınırlandırıcı madde, Türkiye karşıtlarının baskısı ve Cumhurbaşkanının onayıyla meclisin ilk oturumunda kabul edilmesi üzerine anayasa reform taslağına eklenmişti. Tüm partilerden senato üyeleri bu maddeye tepkilerini gösterdi: UMP Lozere milletvekili Jacques Blanc maddeyi ‘kabul edilemez' olarak nitelendirirken, Yeşiller Paris milletvekili Alima Boumediene-Thiery, ‘Türkiye için yakışıksız, hakaret dolu', Sosyalist Parti Kuzey bölgesi milletvekili Bernard Frimat ‘çok kötü', Essonne bölgesi Komünist Parti üyesi Bernard Vera ‘ayrılıkçı ve skandal' ve Loir-et-Cher bölgesi UC-UDF milletvekili Pierre Fauchon ‘can sıkıcı' olarak değerlendirdiler. Değişiklik önergesinin ‘çelişkiler yarattığını' kabul eden Adalet Bakanı Rachida Dati, hükümetin Senatonun ‘sağduyusuna' güvendiğini ifade etti. Değişiklikler 7'ye karşı 297 oyla kabul edildi. Ancak Senatonun kararına da tepkiler gecikmedi. UMP'li 54 milletvekili, yayımladıkları bildiride ‘bizler, hükümetin desteğini almış Fransız milletinin temsilcileri olarak, talebimizi hiçe sayan bu davranışı şaşkınlıkla karşılıyoruz' şeklinde tepkilerini dile getirdiler. Aralarında Richard Mallie, Patrick Deveciyan ve Frederic Lefebvre'in de bulunduğu milletvekilleri ayrıca ‘değişiklik önergelerinin anayasa reform projesinde kalması şartıyla görüşmeye hazır' olduklarını eklediler." (Pierre Ricard, 25/06)
AFP: "AB ve Sivil Toplum Örgütleri Türkiye'de İşkencede Artış Sinyali Veriyor": "Avrupa Birliği ve birçok insan haklarını koruma derneği bugün, Türkiye'de işkence ve kötü muamelede artış tespit etti. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Müsteşarı Ulrike Hauer, Ankara'ya yakın bir cezaevinde yaptığı basın toplantısında, AB üyelik müzakereleri başlatılmadan önce Türkiye'nin 2003 yılında yaptığı bir dizi reformun ‘çok olumlu etkisi' olduğunu belirtti. Hauer, ‘Bununla birlikte, özellikle cezaevi dışındaki ve gösteriler bağlamındaki yakalamalar ve gözaltılar sırasında işkence ve kötü muameleler hâlâ bildiriliyor' açıklamasında bulundu. Avrupalı yetkili, ‘Bu hareket, Haziran 2007'de polisin tutuklama ve arama yetkisini genişleten yasanın oylanmasıyla daha da şiddetlendi' diye ekledi. Aynı basın toplantısında Türkiye'deki başlıca insan haklarını koruma örgütleri militanları da, hükümetin verdiği ‘işkenceye sıfır tolerans' sözlerinin başarısızlığa uğradığını belirterek, aynı tespitte bulundular. Bir insan haklarını koruma sivil toplum kuruluşu olan Helsinki Citizens Assembly'den Emel Kurma, ‘Bu alanda ciddi bir niyet yok. Ülkenin imajını korumaya yönelik devletçi bir zihniyet ve gerçeğe karşı cesaret eksikliği var' dedi. İnsan Hakları Vakfının istatistiklerine göre, işkence ve kötü muamele şikayetinde bulunanların sayısı 2006 yılında 222 iken bu rakam 2007'de 310'a yükseldi." (25/06)
İSPANYA BASINI:
El Periodico: "Fransız Senatosu Türk Karşıtı Düzenlemeyi İptal Etti": "Fransız Senatosu pazartesi gecesi neredeyse oy birliğiyle -7'ye karşı 297 oyla-, Avrupa Birliğinin genişlemesini referanduma götürmeye zorunlu kılan reformun bir düzenlemesini iptal etti. Yeni bir katılımı referanduma götürmek isteyen Komünist Parti hariç bütün partiler, ‘müttefik ve dost' bir ülke için ‘ayrım gözeten ve küçük düşürücü' sonucuna vardıkları bu düzenlemenin kaldırılmasından yana oy kullandılar. İktidardaki Halk Hareketi Birliğinden (UMP) bir grup milletvekili tarafından hazırlanan önerge, 27 Mayıs'ta Ulusal Meclise sunulmuştu. UMP'nin bu grubu, 21'e karşı 48 oyla kabul edilen düzenlemenin onaylanmaması halinde anayasa reformunu desteklememekle tehdit etmişti. Ancak düzenleme, ayrım gözetici niteliği dolayısıyla solcuların ve UMP'nin diğer grubunun protestolarına neden oldu. Şimdi referanduma gitmek veya mecliste genişlemeyi onaylamak konusunda Nicolas Sarkozy bir karara varacak." (Jose Sorolla, 25/06)
İTALYA BASINI:
Corriere Della Sera: "Dışişleri Bakanı Frattini: Türkiye'nin AB'ye Girişine Evet": "Dışişleri Bakanı Franco Frattini ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında dün gerçekleşen görüşme sırasında konuşulan konulardan biri de Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine İtalya'nın desteği konusu oldu. Açıklamasında, ‘İtalya, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine başlangıçtan itibaren büyük önem verdi' diyen Dışişleri Bakanı Frattini, İtalya'nın desteğinin devam edeceği garantisini de verdi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Şirketi ile Finmeccanica grubu arasında, Türk ordusuna sağlanacak 51 adet helikopterle ilgili bir ortaklık anlaşmasına imza atıldı." (25/06)
SIRBİSTAN BASINI:
Danas: "Türkiye İçin Ayrımcı Bir Anayasa Maddesi...": "Fransa Senatosu üyeleri pazartesi günü, halk meclisindeki milletvekillerinin mayıs ayında onayladığı, Türkiye gibi büyük ülkelerin AB'ye kabul edilmeleri için Fransa'da bir referandum düzenlenmesini öngören maddeyi reddettiler. Senatörlerin büyük çoğunluğunun, -297 ‘evet', 9 ‘hayır'- oyuyla bu madde kaldırılmış oldu. Komünist Partisi dışında tüm diğer siyasi parti üyeleri, bu maddenin Türkiye için ayrımcı bir madde olduğunu düşündü. Yeşiller Partisinden Alima Boumediene-Thiery, söz konusu madde içindeki metnin Türkiye ve buna benzer bir ülke için utanç verici ve kırıcı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin AB'ye üye olabilmesi için bir referandum düzenlenmesi şartının ayrımcı bir tavır olarak değerlendirilebileceğini açıkladı. Söz konusu madde, anayasa reformlarının geniş bir paketinin bir parçası olarak, vatandaş sayısı AB vatandaşlarının (500 milyon) yüzde beşini geçen herhangi bir ülkenin AB'ye üye olması durumunda bir referandumun düzenlenmesi gerektiğini içeriyor. Bu maddeyi Fransız Milli Meclisi 29 Mayıs'ta 48 ‘evet' ve 21 ‘hayır' oyuyla onaylamışken, çoğunluk toplantıya katılmamıştı. Sağ merkez senatörü Josselin de Rohan, bu anayasa maddesinin Fransa'nın dostu ve müttefiki olan Türkiye için utanç verici olduğunu ifade ederek, son dönemde çok zedelenen Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin çok büyük önem taşıdığını düşündüğünü açıkladı." (25/06)
NOT: Bu bülten, 25 Haziran 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.