Son Güncelleme: 04 Ağustos 2008
Bülten No : 78 24 Haziran 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
İNGİLTERE BASINI:
Reuters: "ICG: Yeni Kıbrıs Süreci Barış İçin En İyi Fırsat": "Uluslararası Krizi Grubu (ICG) raporunda, Kıbrıslı Rum ve Türk toplumları arasındaki hazırlık görüşmelerinde somut ilerlemeler kaydedildiği ve nihai barış müzakerelerine 1 Eylül'de geçilmesinin beklendiği belirtiliyor. Raporda, bu iklim değişikliği, şubat ayında Dimitris Hristofyas'ın Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanlığına seçilmiş olmasına bağlanıyor. ICG'nin üst düzey analistlerinden Hugh Pope, ‘Bu ivme kaybedilirse yeni bir fırsat kapısının açılabilmesi yıllar yıllar alacaktır' diyor. ICG raporunda, ‘Kıbrıslı Rum ve Türk toplulukları arasındaki ilişkilerin bozulması hâlinde siyasetin pek çok alanında ciddi zarar görebilecek olan AB sürece daha fazla dahil olmalıdır' denildi. Pope, ayrıca ‘bu görüşmelerde sonuç alınamaması adada bir kin ve güvensizlik siyasetini tetikleyebilir, yeni askerî gerilimlere davetiye çıkarıp Kıbrıs sorununu hem AB hem de NATO için çok daha rahatsız edici hâle getirebilir' diye yazıyor." (23/06)
KIBRIS RUM BASINI:
Haravgi: "AB'den Çözüm Konusunda Cesaretlendirilen Başkan Hristofyas Türkiye Unsuruna İşaret Ediyor": "Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, Kıbrıs sorununa çözüm arayışları yolunda ilerlemesi için kendisini teşvik eden ve cesaretlendiren Avrupalı ortaklarına; beklentiler oluşturulurken, Türkiye'de gelişmekte olan durumun da hesap edilmesi gereken unsurlardan biri olduğunu söylediğini açıkladı ve Talat'ın mantıklı davranmayacağı konusunda kara haberci olmak istemediğini vurguladı. Brüksel'den dönüşünde Larnaka havaalanında yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun AB'yi de ‘Kıbrıs halkını' da meşgul eden bir konu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Hristofyas, ‘Gerçekten çözüm bulmamızın zamanıdır' dedi. Avrupalı muhataplarına, Türkiye'deki durumun ve gelişmekte olan krizin çözümle ilgili beklentiler oluşturulurken dikkate alınması gereken bir unsur olduğu söylediğini belirten Hristofyas, ‘Bu, Sayın Talat'ın, Sayın Erçakıca'nın ve Kıbrıs Türk toplumunun diğer yetkililerinin açıklamalarına da yanıttır' ifadesini kullandı. Mehmet Ali Talat'ın BM ve AB ile ilişkilerden sorumlu temsilcisi Özdil Nami tarafından dün dile getirilen Türk tarafının Annan Planı ile ilgili tezlerini yorumlaması istenen Hristofyas, ‘Kıbrıs Rum tarafı için bu plan var olmamaya devam ediyor. Bu görüş ayrılıkları da, başlaması halinde, doğrudan müzakereler sırasında tartışılacak' dedi ve şöyle devam etti: ‘Bu tür tezler şu anda çalışma gruplarında ortaya konulmuyor. Kendimizi kandırmayalım. Kıbrıs Türk tarafı Annan Planı'nda yer alan tezleri savunacak. Papadopulos da 5 Eylül görüşmesinde; Talat'ın Annan Planı'nın yönlerini de masaya koyma hakkı olduğunu, ondan sonra, Kıbrıs Rum tarafının nasıl tepki göstereceğinin başka bir konu olduğunu söylemişti.' Müzakere zemininin belirlenmemesi halinde bütün prosedürün başarısızlığa mı sürükleneceğinin sorulmasına karşılık Hristofyas, ‘Talat'ın mantıklı olmayacağı veya zeminin tamamlanmasına karşı olacağı konusunda kara haberci olmak istemediğini' söyledi. Hristofyas, zeminin bir kısmının kağıtta, öteki kısmının da ortak açıklamada ortaya konulduğunu hatırlattı ve ‘Zemini, üzerinde çalışacağımız görüntüyü tamamlamak icap eder' dedi." (23/06)
Kıbrıs Habaer Ajansı: "Kipriyanu: AB-Türkiye Görüşmelerinde Her Başlığı Özel Bir Durum Gibi Ele Alıyoruz": "Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu ile İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos arasında Lefkoşa'da yapılan görüşmelerde, Kıbrıs sorunu, bölgesel ve uluslararası konular, ikili ilişkiler ve AB ile ilgili konular ele alındı. Ayrıca, Kıbrıs ile İspanya arasında, uluslararası hukukun her zaman öncelikli olması konusunda görüş birliği olduğu bir kez daha teyit edildi. Kipriyanu, AB Komisyonunun Kıbrıs'ın işgali altındaki bölgeler ve Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesiyle ilgili faaliyetleri hakkında Kıbrıs'ın görüşleri konusunda da Moratinos'a bilgi verdiğini açıkladı. Kipriyanu, ‘AB Komisyonunun girişimlerini; bunların yasalar, uluslararası düzen, Avrupa müktesebatı ve Avrupa yasaları çerçevesinde olduğunu düşünerek, desteklemek görüşündeyiz' dedi. Kipriyanu, AB-Türkiye ilişkileri konusunda da, AB ve Kıbrıs dahil bütün üyeler karşısındaki yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde, Türkiye'nin AB üyesi olabileceği görüşünde olduklarını açıkladı. Kipriyanu, ayrıca bu prosedürde her başlığı kendine özgü özellikleriyle özel bir durum gibi ele aldıklarını kaydetti." (23/06)
NOT: Bu bülten, 23 Haziran 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.