Son Güncelleme: 04 Ağustos 2008
Bülten No : 77 23 Haziran 2008
DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
ABD BASINI:
AP: "AB: Kritik Önemdeki Reform Anlaşmasının Onaylanmasına Devam Edilmesi Gerekiyor": "Avrupa Birliği liderleri bugün, geçen hafta İrlanda'da reddedilmesinin ardından reform anlaşmasının yeniden rayından çıktığını kabul ettiler. Liderler İrlandalı seçmenlerin kararına saygı duymak zorunda olduklarını belirttiler, ancak -böylesi bir durumun AB'yi derin bir siyasi krize sürükleyeceğinden duydukları endişeyle- bu karmaşık anlaşma konusunda bir başka hayal kırıklığı karşısında da ayakta duracaklarını söylediler. AB liderleri iki gündür sürdürdükleri zirvenin sonunda yayımladıkları nihai bildirgede üye devletlerin anlaşmayı onaylamayı sürdürmeleri gerektiği konusunda anlaştılar. İki gün süren zirveyi tamamlayan AB liderleri, ayrıca göç -27 ülkeli Birliğe giriş çıkışları izlemek üzere daha katı sınır kontrolü kuralları benimsendi- ve petrol fiyatlarını da tartıştılar. Sarkozy ve diğer liderler İrlanda'nın ‘hayır' oyuyla tetiklenen siyasi kriz çözülene değin 27 üyeli Birlikte daha fazla genişleme olmayacağı uyarısında bulundular. Anlaşma, önümüzdeki yıllarda Balkanlardan bazı ülkeleri ve muhtemelen Türkiye'yi bünyesine dahil etmeye hazırlanan 27 üyeli Birlik için kritik önemde." ( Constant Brand, 20/06)
ALMANYA BASINI:
Almanya'nın Sesi Radyosu: "Pöttering: AKP Kapatılırsa Müzakereler Askıya Alınır": "Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, AKP'nin kapatılması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a siyasi yasak getirilmesi durumunda, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin askıya alınabileceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye Anayasa Mahkemesinin, AKP hakkındaki kapatma davasında kararını verirken, ‘halkın iradesini göz önüne almasını' beklediklerini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey ise ‘Türk demokrasisini güçlü bir şekilde desteklediklerini' vurguladı." (20/06)
Der Tagesspiegel: "Sarkozy Genişlemenin Durdurulması Tehdidinde Bulunuyor":
"İrlanda'nın Lizbon Antlaşması'nı kabul etmemesi neticesinde AB'de bir kriz yaşanıyor. Bu bağlamda Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB genişlemesinin durdurulmasını talep ediyor. Fransa bu şekilde Balkan devletleri ve Türkiye'nin AB'ye üye olmasını veto uygulamak suretiyle tehlikeye sokabilir. Srakozy bilindiği üzere uzun zamandan beri Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyor. Fransa Cumhurbaşkanı, genişleme karşıtı olmadığını fakat AB'nin kurumsal reformlar yapmak zorunda olduğunu hatırlatıyor. AB Dönem Başkanlığını yürüten Slovenya Başbakanı Janez Jansa, Lizbon Antlaşması'nın kabulü konusunda İrlanda'ya bir baskı uygulamak istemediklerinden söz ederken, bu durumdan, AB genişleme sürecinin herhangi bir şekilde etkileneceğini düşünmediğini belirtti." (20/06)
AVUSTURYA BASINI:
Wiener Zeitung: "Avusturya Usulü Hırvatistan Türkiye... AB Dikkatleri Krizden Başka Yöne Çekmek İstiyor": "Genişleme tartışması yine karşımıza çıktı. İrlandalılar, gerçi Avrupa Birliği'ne başka katılımların olup olmaması konusunda oy kullanmadı, ama Fransız Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy AB zirvesinde İrlanda'nın AB Anayasal Antlaşması'na karşı çıkmasını, yeni üyelerin alınmasını sorgulamak için bahane olarak kullandı. Sarkozy, Lizbon Antlaşması olmadan genişleme de olmaz görüşünü savundu. Hem Hırvatistan'ın hem de Türkiye'nin AB'ye şimdi geçerli olan kurallara göre de üye olabileceklerine ise değinmedi. Aslında söz konusu olan tabii ki Türkiye. 72 milyon nüfuslu ülke, özellikle de Batı Avrupa'da genişlemeye şüpheli bakanlar ve bu şüpheyi körükleyen politikacıların korkulu rüyası olmaya pek uygun. Türkiye'nin AB'ye uyum sağlayamayacak kadar, büyük, yoksul ve farklı olduğu söyleniyor. Bu argüman, Avusturya'da elverişli bir zemin buluyor: Her on Avusturyalıdan sekizi Türkiye'nin üyeliğini reddediyor. Genişleme konusundaki yeni tartışma, Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik'in ‘huzurunu kaçırdı'. Plassnik AB'nin şimdiye kadarki kararları ciddiye alması gerektiğini söyledi. Bu, Avusturya'ya özgü bir paradoks mu, değil mi? Avusturyalılar Türkiye'ye karşı oldukları oranda, Hırvatistan'ı destekliyor. Avusturyalıların yarısından çoğu ülkenin AB üyesi olmasından yana." (Martyna Czarnowska, 21/06)
AZERBAYCAN BASINI:
Üç Nokta: "Fransa, Türkiye'nin Rızasını Almalı": "Her fırsatta Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı olduğunu dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, son bir haftadır yoğun bir şekilde ülkesinin NATO askeri kanadına dönmek istediğini bildiriyor. Sarkozy'nin niyetinin gerçekleşmesi Türkiye'ye bağlı. Fransa, 1966 yılında NATO'dan ayrılmıştı. Sarkozy şimdi tekrar ülkesinin adı geçen kuruma üye olması yönünde faaliyete başladı. Bu amaçla, Fransa ordusunun bütçesine önümüzdeki 10 yıl içerisinde 366 milyar avro tahsis edilmesi bekleniyor. Sarkozy, seçim kampanyasına başladığı günden beri, ülkesinin tekrar NATO'da söz sahibi olması için geri döneceği şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Bunun için de Türkiye'nin rızası gerekiyor. Türkiye'nin NATO Daimi Temsilci Yardımcısı Alper Coşkun, NATO'da kararların anlaşma yoluyla alındığını bildirerek, ‘Bütün başvurular, alt komiteler tarafından incelendikten sonra NATO Konseyine tavsiye olarak gönderiliyor. NATO Konseyinde ise, kararlar anlaşarak alınıyor' dedi. Yani Fransa'nın NATO üyeliği, Türkiye'ye bağlı." (21/06)
İNGİLTERE BASINI:
Reuters: "AB, İrlanda'ya Reddettiği Lizbon Antlaşması Üzerinde Düşünmesi İçin Zaman Tanımaya Karar Verdi" : "Avrupa Birliği liderleri dün düzenlenen bir zirvede Başbakan Brian Cowen'in bir çözüm sunmak için daha çok erken olduğunu söylemesinin ardından İrlanda'ya ‘hayır' oyları üzerinde düşünmeleri için zaman tanıma kararına vardılar. 1 Temmuz'da Birliğin dönem başkanlığını devralacak olan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ekim ayında düzenlenecek olan bir sonraki AB zirvesinde çözüm sunabilmek amacıyla gelecek ay İrlanda'yı ziyaret edeceğini söyledi. 27 liderin bir araya geldiği zirvenin ardından bir basın toplantısında konuşan Sarkozy, ‘İrlandalı dostlarımız ekim ayında Avrupa Konseyinin kesin bir strateji belirlemesi için hali hazırdaki durumun nasıl bir gelişme gösterdiği konusunda bir rapor sunacaklardır' dedi. Sarkozy ayrıca AB'nin çatırdayan kurumlarını toparlaması öngörülen Lizbon Antlaşması olmaksızın, Birliğin genişlemesinin mümkün olmadığı konusunda ısrar etti ancak Sarkozy'nin bu görüşü zirveye başkanlık eden Slovenya Başbakanı Janes Jansa'nın görüşüyle çelişiyor. Fransız lider ‘Lizbon yoksa genişleme de yok' dedi. Ancak Janes Jansa, Hırvatistan ve Türkiye ile üyelik görüşmelerinin yavaşlaması için hiçbir neden olmadığını ve bu ülkelerin ‘İrlanda oylamasının' kurbanı olmamaları gerektiğini söyledi." (Jonathan Saul, Francois Murphy, 20/06)
YUNANİSTAN BASINI:
Apoyevmatini: "AB'de Mucizevî Reçeteler Yok": "Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Rodi Kratsa'nın 'ye verdiği ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan mülakatın Türkiye ve EYCM ile ilgili kısmının çevirisi şöyledir:
BASAKALİ: Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin ve EYCM'nin AB üyeliği çabalarına ilişkin ne düşünüyor ve korkuları nelerdir? Avrupa Dönem Başkanı Slovenya'nın, Üsküp'ün üyeliği için tarih belirlenmesi konusundaki ısrarıyla ilgili Avrupa Parlamentosu ne düşünüyor?
KRATSA: Türkiye ve EYCM'nin AB üyeliği, hem AB, hem söz konusu ülkeler, hem de bizim ülkemiz için oldukça zor konulardır. Genel olarak şunu söyleyebilirim ki, zamana ihtiyaç var ve bu arada da her iki ülkenin üretici olması gerekir. Çünkü bu ülkelerin, uluslararası hukuk, Avrupa şartlarına uyum sağlama ve iyi komşuluk ilişkileri gibi konularla ilgili olarak önemli sorunları var. Bir AB ve NATO üyesi ülke olarak Yunanistan, Türk-Yunan konularındaki çıkmazları Avrupa-Türkiye arasında bir çıkmaza dönüştürmeyi, Yunanistan-Üsküp sorununu ise bir ‘NATO' sorunu haline getirmeyi başardı. Bu durumda daha güçlü bir konumda bulunuyoruz ve müzakerelere Avrupa şartları çerçevesinde devam etmek istiyoruz. Yunanistan yalnızca komşu ülkelerle iyi ikili ilişkiler içinde olmak istemekle kalmıyor, tüm bölgede güven ve kalkınma olanakları oluşmasını istiyor. Ancak, Avrupa Dönem Başkanı Slovenya bunu anlamadı, bu nedenle de Yunanistan daha dikkatli olmak zorunda." (Katerina Basakali, 21/06)
NOT: Bu bülten, 20-22 Haziran 2008 tarihleri arasında Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.