2008-06-12 AB Bülteni

Son Güncelleme: 16 Haziran 2008

2008-06-12 AB Bülteni

Bülten No : 70                                                                                                                                                                12 Haziran 2008


DIŞ BASINDA

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ALMANYA BASINI:
Süddeutsche Zeitung:
"Bush Veda Turunda": "Amerikan Başkanı Georg W. Bush ile Avrupa Birliğinin temsilcileri, pek fazla önem taşımayan kararlar ve niyet beyanlarıyla, Amerikalı politikacının Avrupa'ya veda turunu başlattılar. Salı akşamı Berlin'e gelen Bush ve eşi Laura, oradan Başbakan Merkel tarafından kabul edildikleri Merseburg'a geçtiler. Resmen 21 Ocak 2009 tarihine kadar görevde kalacak olan Bush, pazartesi gününe kadar Avrupa'yı turlayacak. Brdo'da yapılan ABD-AB zirvesinde İran'ı yeniden uyaran Bush, Rusya'ya da Gürcistan ile yaşanan ihtilafta, Kafkas Cumhuriyetinin sınırlarını tanıması çağrısında bulundu. Bush, Türkiye'nin AB'ye alınması için de yeniden destek vererek, ‘Türkiye'nin AB üyesi olması gerektiğine kesinlikle inanıyoruz' diye konuştu." (11/06)

Welt Online: "Bush, Türkiye'nin AB Üyeliğini Destekliyor": "ABD Başkanı Georg W. Bush, yeniden Türkiye'nin AB'ye üye olması için destek verdi. Bush, Slovenya'da yapılan AB-ABD zirvesinde, Türkiye'nin demokratikleşme ve serbest piyasaların kabulü konusunda kaydettiği büyük ilerlemeleri överek, Türkiye'nin AB'ye ait olduğunu vurguladı. Ancak bu konu, AB yöneticileriyle yapılan görüşmelerin merkezinde yer almadı." (11/06)

AVUSTURYA BASINI:
Die Presse:
"Türkiye'nin AB'ye Girebilmesi İçin Önünde Uzun Bir Yol Var": "Türklerin kendileri bile modern Türkiye'nin nasıl bir devlet olduğunu bilmediği sürece, katılım karşıtlarının korkmasına gerek yok. Türkiye'nin AB'ye katılımına karşı olan Avrupalı düşmanlar artık sevinebilir. Çünkü Türkiye şu sıralar onların ekmeğine yağ sürüyor ve ülkenin daha uzun zaman Avrupa Birliği olgunluğuna gelemeyeceğini gösteren argümanlar sunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile anayasa hakimleri arasındaki ihtilaf da bunun bir göstergesi. Bu ihtilaf iki cephede birden kendini gösteriyor. Hakimler ısınmak için önce AKP'nin başörtüsü yasağının yumuşatılması kararını iptal ettiler, şimdi de partinin kapatılıp kapatılmamasına karar verecekler. Başsavcılık AKP'nin çoktan kapatılmış olan ‘Refah Partisi'nden geldiğini ve ‘laikliğe karşı faaliyetlerin odağı olduğunu' iddia ediyor. Bu amansız mücadelenin sonucu? Türkiye'nin önce nasıl bir devlet olduğuna karar vermesi gerekiyor: Kemal Atatürk tarafından kurulan ve ordu ile mahkemeler tarafından korunan, İslamcı dünyada laik bir kale mi? Ya da çoğunluğu dinini açıkça uygulayıp günlük yaşamda da göstermek isteyen Müslümanlardan oluşan bir ülke mi? Tıpkı Avrupa Birliği'ne üye olan birçok ülkede artık buna izin verildiği gibi. Bu karar Türkiye'nin katılım olgunluğu açısından çok önemli. Ama bundan daha da önemlisi bu kararın ne şekilde alınacağı. İktidar partilerinin kapatılması pek yararlı olmayacaktır." (Doris Kraus, 11/06)

 

FRANSA BASINI:
AFP:
"Fransa... Türkiye İçin Zorunlu Referandum Senato Komisyonunda Reddedildi": "Parlamenter kaynaklardan öğrenildiğine göre, Fransız milletvekilleri tarafından benimsenen ve Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda bir referandumu zorunlu kılan tartışmalı bir düzenleme Senatoda bir komisyon tarafından reddedildi. Bu, düzenlemenin nihayetinde reddedileceğinin göstergesi olabilir. Düzenleme, 17 Haziran'dan itibaren senatörler tarafından incelenmesi beklenilen anayasal bir reform tasarısı çerçevesinde 29 Mayıs'ta milletvekillerince onaylanmıştı. Düzenleme, nüfusu AB nüfusunun yüzde 5'inden fazla olan ülkelerin Avrupa Birliği'ne girmesi sırasında referandumu zorunlu kılıyor ve bu da özellikle Türkiye'yi ilgilendiriyor. Senatoda oylanmasından önce görüş için metni ele alan Dışişleri Komisyonunca yayımlanan bir bildiride, ‘Ulusal Meclis tarafından önerilen düzenleme, Fransa'nın dostu ve müttefiki bir devlete, Türkiye'ye karşıymış gibi görünebilir ve bu, Fransa ile bu ülke arasındaki diplomatik ilişkilere ciddi zarar verebilir' denildi. Parlamenter kaynaklara göre, önceki düzenlemeye dönmeleri beklenen senatörlerin çoğunluğunun bu görüşü izleme ihtimali büyük. Önceki metin, devlet başkanının, AB'ye her yeni üyelik için parlamenter veya referandum yolu arasında bir tercih yapmasını öngörüyor. Oysa mevcut yasa her yeni üye için referandum öngörüyor. Türk Hükümeti haziran ayı başında, Fransız-Türk ikili ilişkilerine ‘zarar verebilen ayrımcı bir yaklaşım' olduğunu belirterek Meclisteki düzenlemeden ‘rahatsız' olduğunu bildirmişti. Geçen hafta Fransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Yardımcı Bakanı Jean-Pierre Jouyet, zorunlu referandumun Ankara ile ilişkilere düşünülenden daha fazla zarar vermesi tehlikesine karşı parlamenterleri uyardı. Sağ çoğunluğun, onaylanması için sosyalist muhalefetin oylarına ihtiyacı olması nedeniyle, Kongrede bir araya gelecek iki meclis tarafından anayasal reform paketinin temmuz ayında kesin olarak onaylanması öngörülüyordu, fakat artık durum belirsiz görünüyor." (11/06)

 

NOT: Bu bülten, 11 Haziran 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir