2008-05-28 AB Bülteni

Son Güncelleme: 05 Haziran 2008

2008-05-28 AB Bülteni

 

Bülten No : 59                                                                                                                                                                    28 Mayıs 2008


DIŞ BASINDA

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ALMANYA BASINI:
Handelsblatt:
"Her Şey Buna Bağlı": "Türkiye'de şu anda ekonomik gelecek, Boğaz'daki finans piyasalarının gelişimi, yabancıların yaptığı yatırımlar, iç politikadaki istikrar da dahil her şey kapatma davasına bağlı. Bu dava, Türkiye'nin Avrupa ile olan ilişkisi üzerinde de Demokles'in Kılıcı gibi sallanıyor. 2007 yılında Gül'ün Cumhurbaşkanlığına adaylığıyla ilgili tartışmaların ve genel seçimlerin ülkeyi felç etmesinden sonra, 2008 yılı da AB ile yakınlaşma sürecinde kaybedilen bir yıl olma tehdidi altında. Oysa büyük reformlara ihtiyaç var. AB'ye üye olmak isteyen Türkiye'nin yerine getirmesi gereken ev ödevleri arasında köklü bir yargı reformu da bulunuyor. Gündemdeki kapatma davası da bu ödevin ne kadar acil olduğunu gösteriyor. AKP daha geçtiğimiz yıl oyların yüzde 47'sini alarak hükümet partisi olarak teyit edildi. Türk insan hakları savunucusu Akın Birdal, burada bir ‘hukuk darbesi' yapıldığından söz etmekle haklı. Erdoğan, yeni bir parti kurmak için planlar yaparken, AB'nin de Türkiye'deki hükümet partisinin kapatılması durumunda nasıl bir tepki vereceğini düşünmesi gerekir. Kapatma yönünde verilecek bir karar, Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olan kesimin işine yarayacaktır ki bu kesim zaten Türkiye'nin AB olgunluğuna sahip olmadığını düşünmektedir. Brüksel'deki komisyondan da partinin kapatılması durumunda en azından müzakerelere ara verilmesi gerektiğini ima eden duyumlar alınmış, ancak bu şekilde Ankara'daki hakimlerin ‘ılımlı' bir karar almaya yönlendirilebileceği ümidine kapılınmaması gerektiği belirtilmişti. Türkiye'deki Kemalistler zaten artık AB üyeliğine pek sıcak bakmıyorlar. Onlara göre, Türkiye'nin üyelikle bağlantılı olan demokratikleşmesi, fazla ileri gidileceği anlamına geliyor. Tam da bu nedenle kaybedilecek çok şey var. Bu bağlamda tanınmış Türk köşe yazarı Mehmet Ali Birand iç savaş benzeri bir tehlikeden dahi söz ediyor. Tabii ki AB, partinin kapatılması durumunda hiçbir şey olmamış gibi gündemine devam edemez. Fakat Türkiye'ye kapıları kapatmak akla gelebilecek en yanlış tepki olur. Bu durumda verilecek cevap, Ankara'ya yapılan reform baskısını artırmak ve ülkede istikrarı sağlamak için AB perspektifini canlı tutmak olmalıdır. Türkiye'nin bir kaos ortamına sürüklenmesine izin vermek ise bir opsiyon değildir." (Gerd Höhler, 27/05)

İNGİLTERE BASINI:
Reuters: "Türkiye AB Müzakerelerinin Yavaş İlerlemesinden Endişeli": "Türkiye bugün, Avrupa Birliği'ne katılım müzakerelerinin yavaş seyrinin Türk halkının birliğe katılma hevesini söndürdüğünü belirtti. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Fransa ve Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin muhalefetine, isim vermeden değinerek, bir AB ülkesinin müzakereleri 2005 yılından beri engellemeye çalıştığını belirtti. Bir basın toplantısında konuşan Babacan, AB'nin katılım için şart koştuğu 35 reform başlığına değinerek, ‘Bazı başlıkların açılması engelleniyor' dedi. Brüksel'de AB yetkilileriyle bir araya gelişinin ardından konuşan Babacan, ‘Bu başlıklar, üye ülkelerden birinin endişeleri nedeniyle açılmadı. Bu durum, Türk halkının reformlar ve katılım konusundaki hevesini olumsuz etkiliyor. Tam üyelik ihtimalinin sürdüğünü ve Türkiye'nin bu hedefe doğru ilerlediğini görmek istiyoruz' dedi. Diplomatlar, Babacan'ın müzakerelere, Fransa'nın "katılım" kelimesinin AB belgelerinden çıkarılması talebini geri çekmesi üzerine katıldığını açıkladılar. Fransa, Ankara'nın bloka imtiyazlı ortak olarak katılabilmesinde ısrar ediyor. Fransa'nın Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Sekreteri Jean-Pierre Jouyet, son görüşmelerden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Paris'in talebini geri çekmeyi tercih ettiğini belirterek, kısa süre sonra devralacakları AB Dönem Başkanlığı görevinin ‘tarafsızlık, adalet ve denge' gerektirdiğini söyledi." (27/05)

 

KIBRIS RUM BASINI:
Fileleftheros: "Sarkozy, Hristofyas ve Erdoğan'a Çağrı Yapacak": "Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, temmuz ayında Paris'te yapılacak olan ‘Akdeniz Birliği' toplantısına katılmaları için Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a çağrı yapacak. Bu bilgi, Kıbrıs Haber Ajansı (KİPE) tarafından, Fransız hükümet kaynaklarından alındı. Söz konusu davet, 13 Temmuz'da Paris'te, AB ile Akdeniz üçüncü ülkeleri arasında yapılacak toplantı çerçevesinde olacak. Fransız hükümet kaynağı, KİPE'ye yaptığı açıklamada, temmuz ayında AB dönem başkanlığını üstlenecek olan Fransa'nın, Kıbrıs sorunundaki müzakerelerin gelişmelerini bekleyeceğini ve talep edildiği zaman da çözüm çabalarına katkıda bulunacağını söyledi. Aynı kaynak, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ayrı ayrı görüşme yapmasını da ihtimal dışı bırakmadı." (27/05)

 

MISIR BASINI:
El Wafd: "Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile Ortaklığının Öncelikleri: Kürt Hakları, Özgürlükler ve Yolsuzluğa Karşı Mücadele": "Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile ortaklık konusunda üçüncü gözden geçirmeye ilişkin tavsiyelerini açıklayarak, Türkiye hükümetinden 2001 yılında kabul ettiği yükümlülükleri yerine getirmesini istedi. Kağıt üzerinde verilen sözlerin eyleme dönüştürülmesini isteyen AP, Kürtler başta olmak üzere azınlıklara saygı gösterilmesini ve Türk halkının diğer fertlerine tanınan siyasi ekonomik ve sosyal hakların verilmesini talep etti. Anayasada yer alan ifade özgürlüğü ve genel olarak insan haklarının sağlanmasını tavsiye eden AP, Türkiye'nin güneydoğusunda, insanların içine düştüğü ağır yoksulluktan kurtulması amacıyla, kalkınmaya önem verilmesinin üzerinde durdu. Ordunun, şu anda iktidarda bulunan sivil otoriteye saygı duymasını memnuniyetle karşılayan AP, işkencenin önlenmesi ve gözaltına alınanların iyi muamele görmesi için alınan tedbirleri olumlu değerlendirerek, Türkiye'ye yolsuzluğu ortadan kaldırmak için etkin bir strateji belirleme çağrısında bulundu." (Zeynep El Derbi, 27/05)

 

NOT: Bu bülten, 27 Mayıs 2008 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir