2007-12-07 AB Bülteni

Son Güncelleme: 13 Aralık 2007

2007-12-07 AB Bülteni

 

Bülten No : 163                                                                                                                                                                        07 Aralık 2007


DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

ALMANYA BASINI:
Westdeutsche Allgemeine: "Nereye Gidiyorsun Türkiye? AB, Türkiye ve Kürtler": Türk-Alman Kitap Fuarındaki bir panelde yapılacak tartışmanın ana konusu Türkiye'deki güncel durum olarak belirlendi. "Türkiye'nin AB'ye üye olabilmek için yürüttüğü uzun görüşmelerde alevlenen her politik uyuşmazlık, aday ülke için yeni bir diplomatik sınav anlamına geliyor. Üzerinde büyük tartışmaların yürütüldüğü, askerin devlet muhafızlığı görevinden sonra şimdi de hiç bitmeyecekmiş gibi görünen Kürt sorununda hükümetin kasım ayında askere Kuzey Irak'ta sınır ötesi operasyon için yeşil ışık yakması politik açıdan en düşük noktayı oluşturuyor. Alman sokaklarında militan Kürtler ile Türkler arasında yaşanan taşkınlıklarda, Türk ihtilafının çoktan Avrupa'ya taşındığı görülüyor. Öte yandan, Türkiye'nin AB'ye üye olabilmek için Anayasa'da yaptığı birçok reform herkesi şaşırtıyor. Türk Meclisi bugünlerde, Kürt halkına verilecek yeni politik tavizler üzerine görüşüyor. Avrupa demokrasisi ve doğunun otoriter yapısı, batının modernliği ve doğunun adetleri arasında ihtilaf yaşayan bu cumhuriyet, 45 yıldan beri Avrupa'daki yerini arıyor. AB'ye girme hedefi için 2005 yılının Ekim ayından beri yürütülen üyelik müzakerelerinde, bu üyeliğin hesabını taşıyabilecekler mi? Nereye gidiyorsun Türkiye? Bu soru panelde tartışılacak ve Türkiye'nin Avrupa'da sağlam bir yer alma talebinin bugünkü bakışla ne kadar haklı ve mantıklı olduğu, müzakerelerin başlangıcının da dikkate alındığı bir bilanço çıkartılacak. " (05/12)

 Junge Welt: "Leyla'nın İkazı": "Salı günü, Türkiye'den gelen üst düzey Kürt siyasilerin katılımıyla Brüksel'de AB Parlamentosunca düzenlenen Dördüncü Ulusal Kürt Kongresi sona erdi. İki gün süren ve AP Birleşik Sol-İskandinav Yeşil Sol Konfederal Grubunun ev sahipliğini yaptığı ‘AB, Türkiye ve Kürtler' konulu kongrenin amacı, ‘Kürt sorununun çözümü için demokratik yollar' sunmaktı. 1994 yılında Türkiye'de yasaklanan Demokrasi Partisi (DEP) eski milletvekili ve Avrupa Parlamentosunun verdiği Sakharov Ödülü'nün sahibi Leyla Zana kongredeki açılış konuşmasında hem Türkiye'nin iç politikasını hem de AB'yi sert bir dille eleştirdi. Konuşmasını Kürtçe yapan Zana ‘21. yüzyılda hâlâ insanların kendi ana dillerinde konuştukları için mahkeme karşısına çıkarılmasını Türkiye adına utanç vesilesi olarak kabul ediyorum" açıklamasında bulundu. Zana bu açıklamasıyla da, Türkiye'de -örneğin siyasi toplantılarda- Kürtçe konuşulmasının halen yasak olduğu gerçeğine dikkat çekti. Zana ayrıca, AB temsilcilerinin, örneğin Kuzey Irak'ta bir askeri müdahale konusunda hükümeti destekleyen yaklaşımını da eleştirdi. Ancak Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk konuşmasında, AB içerisinde eskiden de olduğu gibi halen, Türk hükümetinin reform gayretleri konusunda ‘tam güven' mevcut olduğunu ve ‘PKK terörüne' yönelik sert tutumu şimdilerde, eskiden olduğundan daha iyi anlayabildiklerini vurguladı. Lagendijk, Kürdistan İşçi Partisine (PKK) çağrıda bulunarak, silahlı mücadeleyi koşulsuz ve sürekli olarak sonlandırmalarını ve Türkiye'deki ‘demokratikleştirme sürecini daha fazla engellememelerini' talep etti. Türk Parlamentosunda temsil edilen Kürt yanlısı Demokratik Toplum Partisi (DTP) de açıkça PKK ile arasına mesafe koymalı ve bundan sonra Türkiye'deki iktidar partisi ile birlikte Kürt sorunun çözümü için çabalamalı." (Nico Sandfuchs, 05/12)

Der Tagesspiegel: "Merkel, Akdeniz Birliğine Kuşkuyla Yaklaşıyor": "Angela Merkel, Nicolas Sarkozy'ye çok net bir mesaj verdi: AB üyesi bazı ülkelerin komşu bölgelerle işbirliği konusunda müstakil politikalar izlemesinin uzun vadede AB'nin bölünmesine yol açabileceği, dolayısıyla bunun Alman-Fransız ilişkilerine de yansıyabileceği uyarısında bulunan Şansölye, bu nedenle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Akdeniz Birliği projesine ‘şüpheyle' baktığını ifade etti. Merkel, Güney Avrupalı AB üyesi ülkelerin Akdeniz ülkeleriyle birlikte ortak hareket etmeleri durumunda, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin de benzer bir projeyi gündeme getirebileceklerini, böyle bir durumda Almanya'nın, Doğu-Orta Avrupa ülkelerinin projesine, Fransa'nın ise Akdeniz Birliğine yönelmesi tehlikesinin ortaya çıkacağını ifade etti. Özellikle AB kaynaklarının kullanılması söz konusu olduğunda, Akdeniz ülkeleriyle yapılacak işbirliğinin tüm AB üyesi ülkelere açık olması gerektiğini belirten Merkel, aksi takdirde AB içinde çok büyük sorunların ortaya çıkabileceğini söyledi." (Albert Funk, 06/12)

Financial Times Deutschland: "Sarkozy'nin Türkiye Konusundaki Yenilgisi": "Fransa'nın, AB sınırlarının ve böylece de Türkiye'nin AB üyeliğinin bir Akil Adamlar Komitesi tarafından belirlenmesi arzusu, AB ülkelerinin büyük çoğunluğu tarafından reddediliyor. Gazetemizin edindiği bilgiye göre, uzmanlar grubunun görevlendirilmesine ilişkin taslakta, yalnızca Avrupa içinde ve dışında gerçekleşmesi olası gelişmelere atıfta bulunuluyor ve Akil Adamlar Komitesinin bu bağlamda Avrupa Birliği ile diğer bölgelerin istikrarına en büyük faydanın nasıl sağlanabileceğini incelemesi öngörülüyor. Böylece Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, Akil Adamlar Komitesi ile Türkiye'nin AB üyeliğine bir engel koyma planı şimdilik başarısız olmuştur. Sarkozy'nin tutumu, Birliğin ortak politikasına tezat oluşturuyor, zira AB, Ekim 2005'te oy birliğiyle Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini başlatmayı kararlaştırmıştı. Ancak Brükselli diplomatlar ve AB Dışişleri Bakanları, Akil Adamlar Komitesinin yapacağı muğlak ifadelerin dahi Türkiye'yi AB'nin dışında tutmak için bir zemin oluşturabileceğinin altını çizerek, ‘Bu görevlendirmeyle, sınır çizilmesi mümkün kılınmaktadır' diyorlar. Bu da, ‘AB'nin siyasi olarak yönlendirilebilmesinin hangi büyüklüğe ulaştıktan sonra tehlikeye gireceği ve Türkiye gibi bir komşunun AB'ye nasıl bağlanması gerektiği konusunda', Akil Adamlar Komitesinin görüşünü bildirebileceği anlamına geliyor. AB'nin 27 Büyükelçisi dün (5 Aralık) Komiteye verilecek misyonu ele aldılar. Adı ‘Fikir (Reflexion) Grubu' olarak değiştirilecek olan komite, 14 Aralık cuma günü düzenlenecek AB Zirvesinde, Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından görevlendirilecek. Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik direnişi, AB Büyükelçilerinin dünkü (5 Aralık) toplantısında yine bariz bir şekilde ortaya çıktı. Toplantıda, AB Dışişleri Bakanlarının 10 Aralık'taki zirvede yapacakları Türkiye konusundaki nihai açıklamanın nasıl olması gerektiği meselesi görüşülürken Fransa, resmi açıklamalarda müzakerelerin otomatikman üyelikle sonuçlanacağı şeklindeki ifadelerden kaçınılmasını talep etti. Dışişleri Bakanları toplantısı için hazırlanan metnin, Türkiye'nin AB üyelik müzakereleriyle ilgili bir buçuk sayfalık pasajında, katılım veya AB üyeliği ifadeleri bir kez bile kullanılmıyor. Bunun dışında Paris, Türkiye konusunun AB zirvesinin kapanış açıklamasında hiç ele alınmamasından yana. Bunun arkasında, Fransa'nın Türkiye ile katılım müzakerelerinin AB üyeliğinin daha altında, özel bir ortaklıkla sonuçlanmasına yönelik politikası yatıyor. Bu nedenle Paris, Ankara ile, AB üyeliğini doğrudan içeren para birliği gibi konuları görüşmeyi reddediyor. ‘Fikir Grubu'nun görevleri oldukça sınırlı olup kurumsal ve mali konular tabu. ‘Fikir Grubu'nun, elde ettiği sonuçları 2010 yılının ortasında sunması öngörülüyor. Böylece grubun, Reform Antlaşmasının onaylanması, AB maliyesinin incelenmesi ve 2009 yılı ortalarında yapılacak AP seçimlerine karışması engellenmek isteniyor." (Wolfgang Proissl, 06/12)

Linkszeitung: "Brüksel Konferansı Kürtlerle Türklerin Diyaloga Gitmesini Talep Ediyor": "Sol-Kuzey Yeşil Sol (GUE/NGL) Konfederal Grup Başkanı Francis Wurtz çarşamba günü sona eren AB nezdindeki uluslararası konferansta, Türkiye ve Kürtlerden, Türk ordusu ile PKK arasında derhal ateşkes ilan edilmesini talep etti. Avrupa Parlamentosundaki Birleşik Sol-İskandinav Yeşil Sol konfederal grup ile Avrupa Birliği Türkiye Yurttaş Komisyonu (EU Turkey Civic Comission) tarafından düzenlenen konferansta akademisyenler, politikacılar ve konuyla ilgilenen aktivistler iki gün boyunca, Türkiye'deki Kürtlerin durumunu ve AB'nin bu süreçteki rolünü tartıştılar. Wurtz, açılış konuşmasında ayrıca, Türk hükümetini, Türkiye'nin AB üyelik çabalarını olumsuz etkileyecek olan, Kuzey Irak'a bir operasyon düzenlememesi yönünde uyardı. İhtilaflar ve toplumsal sorunlar uzmanı İrlandalı McCartney ise, bir ihtilafta, barış sürecini başlatmak için hep güçlü olan tarafın ilk tavizi veren taraf olması gerektiğine işaret etti. ‘Türk devletinin bu ihtilafı askeri yöntemlerle çözme denemelerinin işe yaramadığı açıktır' diyen Sakharov ödüllü Leyla Zana, ‘Köy korucuları, yerleşim yerlerinin değiştirilmesi ve gözdağı, sadece ihtilafın tırmanmasına yol açtı' diye konuştu. Alternatif Nobel Ödülü sahibi ve Avrupa Konseyi ‘Goodwill' elçisi Bianca Jagger de Batı'yı, bilinçli olarak kendi çıkarlarına Kürtlerin çıkarlarından daha fazla önem vermekle suçladı. Avrupa Parlamentosundaki Sol Parti milletvekili Feleknaz Uca ise konferansın önemine ve gerekliliğine dikkat çekerek, Türkiye'de Kürt meselesinde barışçıl çözümün sağlanabilmesi için Kürtler ile Türkler arasında diyalogun kaçınılmaz olduğunu söyledi. Eşzamanlı olarak AB'nin bu konudaki sorumluluğunu da vurgulayan Uca, ‘Türkiye'nin ve Orta Doğu'daki Kürt bölgelerinin stratejik öneminin ne kadar büyük olduğunun bilincinde olmalıyız. Bu nedenle, AB'nin, Türkiye'nin bu ya da öteki tarafındaki Kürtlere karşı ilgisiz ya da ihmalkar davranmasına izin veremeyiz' diyerek, bu bağlamda konferansta elde edilen sonuçtan mutlu olduğunu ve karar belgesindeki taleplere katıldığını ifade etti. Konferansın sonunda oybirliğiyle alınan kararda, Türk hükümeti, Kürt örgütleri ve AB'den; ihtilafın barışçıl, demokratik ve kalıcı çözümü yönünde arayışa gitmeleri talep edildi." (sk rumuzlu, 06/12)

YUNANİSTAN BASINI:
Aegeantimes: "Avrupa Parlamentosunun Yunan Üyesi, Türkiye ile Üyelik Görüşmelerinin Geçici Olarak Durdurulmasını İstedi": "Yeni Demokrasi Partisinin (ND) Avrupa Parlamentosu üyesi Antonis Trakatellis, İstanbul'da son olarak kiliselere saldırıların artmasından sonra AB Komisyonunu, Türkiye'yi temel hak ve dini özgürlüklere uymak konusunda aciz kalmakla suçladı ve Türkiye ile üyelik görüşmelerinin geçici olarak durdurulmasını istedi. AB Komisyonu için verdiği soru önergesinde Trakatellis, Türk makamlarının Patrikhane ve kendisine bağlı kiliseler konusunda ciddi sorunlar yaratmaya ve bunları daha çetrefil hale getirmeye devam ettiğini vurguladı. Trakatellis, Vakıflar Kanunu'nun oylanması öncesi Patrikhaneye bağlı elkonmuş kiliselere ve mülkiyet durumuyla ilgili olarak boş görünen gayrimenkullere saldırıların arttığını belirtti. Trakatellis, AB Komisyonuna özellikle Türkiye temel haklara ve dini özgürlüklere fiili olarak da saygı gösterileceğini garanti edinceye kadar üyelik müzakerelerinin geçici olarak durdurulmasını düşünüp düşünmediği konusunda bir yanıt vermesi için çağrıda bulundu." (Yannis M. Nergis, 06/12)

 

NOT: Bu bülten, 6 Aralık 2007 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir