2007-12-06 AB Bülteni

Son Güncelleme: 12 Aralık 2007

2007-12-06 AB Bülteni

Bülten No : 162                                                                                                                                                                         06 Aralık 2007

 

DIŞ BASINDA
TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ


ALMANYA BASINI:
PR Inside: "Schulz, CDU'nun Türkiye'nin Üyeliğine 'Hayır' Demesini Eleştiriyor": "Avrupa Parlamentosundaki Sosyal Demokratlar Grubu Başkanı Martin Schulz (SPD), CDU'nun yeni parti programında, Türkiye'nin AB üyeliğinin reddedilmesinin güçlü bir şekilde vurgulanmasını sert bir şekilde eleştirdi. Sözcüsü Schulz'un, ‘CDU lideri, tabanın isteğini yerine getirdiği için memnun olabilir. Ancak, Şansölye bu tutumuyla kendi hükümeti içinde artık çoğunluğa sahip değildir ve aynı zamanda da Avrupa'daki ağırlığını riske atmak üzeredir' dediğini açıkladı. CDU, yeni programında, Türkiye'ye AB'ye tam üyelik yerine sadece ‘ayrıcalıklı ortaklık' önerilmesinden yana olduğunu belirtiyor. CDU yıllardan beri bu tutumu savunuyor olmasına rağmen, Türkiye ile devam etmekte olan AB'ye katılım müzakereleri Şansölye tarafından şimdiye kadar durdurulmadı. Merkel, hükümet başkanı olarak selefi Gerhard Schröder zamanında, AB düzeyinde alınan, Türkiye ile katılım müzakerelerinin yapılması yönündeki karara bağlı kalıyor. Ancak müzakereler ucu açık yürütülüyor. CDU'nun yeni parti programının ‘yanlış mesaj verdiğini' söyleyen Schulz, ‘Şayet, çoğunluğu Müslüman bir toplum olarak Batı'nın değerler düzeni ve Avrupa toplum modelini gerçekleştirmeyi başarabilirse, Türkiye o zaman barış ve istikrar için bir şanstır' diye konuştu." (Brüksel/Ljubljana, 04/12)

BELÇİKA BASINI:
EU Observer: "Alman Merkez Sağı Türkiye Aleyhtarı Tutumunu Sertleştirdi": "Almanya'nın iktidardaki Hristiyan Demokratları, Avrupa Birliği'ne ait olmadığını belirttikleri Türkiye'nin iktidardaki muhafazakâr partisinin Avrupa Halk Partisi'ne katılmasını engelleyerek, Türkiye'ye yönelik tutumunu sertleştirdi. Dün Hannover'de gerçekleştirilen partinin yıllık kongresinde konuşan Angela Merkel, Hristiyan Demokrat Birliği'nin (CDU) Türkiye'nin blokun tam üyesi olmasına karşı olduğunu belirtti. Şansölye, ‘Türkiye ile ayrıcalıklı üyeliğe sıcak baktık ve bakacağız, ancak Avrupa Birliği'ne tam üye olarak katılmasına karşıyız' dedi. Parti, oldukça sembolik bir harekette bulunarak ‘ayrıcalıklı üyelik' terimini özellikle vurguladı. Bu terim, Türkiye'nin AB'nin tüm avantajlarından yararlanacağı, ancak karar verme aşamalarının bir parçası olamayacağı anlamına geliyor. AFP ajansına göre, Merkel, ‘Çoğunuzun bu terimin yeni siyasi programımıza dahil olduğunu belirtmeniz iyi oldu' dedi. Türkiye'nin AB üyeliğine şüpheci yaklaşımın daha da sağlamlaştırıldığı kongrede, Türkiye'nin iktidardaki partisi AKP'nin Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) tam üyesi olmaması gerektiğine karar verildi. Sadece birkaç karşı oy ile kabul edilen bu önergeye göre, partiler sadece AB'de aktiflerse merkez sağ EPP'nin bir üyesi olabilecekler. Önergede, Hristiyan Demokratların Türkiye'nin AB üyeliğine kabul edilmesini istemediklerinden ve AKP'nin EPP'nin bir üyesi olamayacağından bahsediliyor. Daha önceki bir önergede, AKP'nin CDU'nun ‘dostu' olduğu ve EPP'ye üyeliğinin ‘adil' bir şekilde incelenmesi gerektiğinden bahsediliyordu. Hannover kongresinin sonuçları, AB üyeliği için 2005 yılında görüşmelere başlayan Türkiye'ye yönelik siyasi bir tokat. Angela Merkel konuya her zaman faydacı bir tutumla yaklaşıp Ankara'yla görüşmelere sıcak baksa da, yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy liderliğindeki Fransa, muhalefetinde daha açık sözlü davrandı. Cumhurbaşkanı Sarkozy Türkiye'in AB'ye ait olduğuna inanmadığını ve üye devletlerin bu konuyu açıkça tartışmaları gerektiğini belirtiyor." (Honor Mahony, 05/12)

İNGİLTERE BASINI:
Reuters: "AB'den Üye Devletlere, Pazarlarınızı Komşularınıza Daha Fazla Açın Çağrısı": "AB Komisyonu bugün AB üyesi devletleri, pazarlarını, blok dışı ülkelere açmak ve bu ülkelerin vatandaşlarına vize kolaylıkları sağlamak konusunda daha fazla gayret göstermeye çağırdı. AB Dış ilişkiler Komiseri Benita Ferrero-Waldner 2008 yılı Avrupa Komşuluk Politikasının anahatlarından bahsettiği konuşmasında, ‘AB, ekonomik entegrasyonu ilerletmek ve pazarlara girişi kolaylaştırmak konusunda daha fazla siyasi kararlılık göstermelidir' dedi. Ferrero-Waldner, ayrıca Komisyonun, yasa dışı göçe engel olmakla beraber örneğin, Moldova ve Fas gibi ülkelerin vatandaşları için AB ülkelerine yasal göçü kolaylaştıracak ve pilot bölgelerde uygulanmaya başlayacak ‘dolaşım ortaklığı anlaşmaları'nı yürürlüğe sokmaya hazırlandığını belirtti. Türkiye'nin, üyeliğine coğrafi olarak Avrupalı olmadığı savıyla karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yasa dışı göçün ve terörizmin önünü kesecek, ekonomik kalkınmayı teşvik etmeye odaklanacak bir ‘Akdeniz Birliği' önerisinde bulundu." (David Brunnstrom, 05/12)

YUNANİSTAN BASINI:
Atina Haber Ajansı: "Türkiye'nin Avrupa Sürecine Destek" "Panhellenik Sosyalist Hareketi (PASOK) Başkanı Yorgos Papandreu, Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile görüştü. Babacan'ın talebi üzerine gerçekleşen ve bir saat süren görüşmenin ilk yarım saati baş başa yapıldı. Papandreu görüşmede, Yunan-Türk ilişkileri ve Türkiye'nin Avrupa süreci ile bağlantılı tüm konuları gündeme getirdi ve başta insan hakları ile azınlık haklarının korunması olmak üzere, Türkiye'de reformların hız kazanmasının gerekliliğini vurguladı. PASOK Başkanı, Ekümenik Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu ve Türkiye'deki Rum azınlığın haklarıyla bağlantılı tüm sorunları, Türkiye'nin Avrupa sürecinde yerine getirmesi gereken temel önşartlar olarak nitelendirdi. Yorgos Papandreu, AB'nin koyduğu tüm önkoşullara saygı duyması ve yerine getirmesi şartıyla Türkiye'nin Avrupa sürecini ve gelecekteki AB üyeliğini desteklediğini teyit etti. Babacan ise Papandreu'yu, yeni Türk Hükümetinin reform planı konusunda ve AB'nin koyduğu önkoşulları yerine getirme ve uygulama yönündeki iradesi hakkında bilgilendirdi. Son derece dostane bir havada geçen bir saatlik görüşmede Babacan, Papandreu'nun Türkiye karşı izlediği siyasetten, ikili ilişkilerde kaydedilen ilerlemeden ve Yunan-Türk ilişkilerinin düzelmesine katkısından bahsetti ve Papandreu'nun Ankara'da her zaman memnuniyetle karşılandığını ve Türkiye'yi ziyaret etmesini beklediğini söyledi." (05/12)

 

NOT: Bu bülten, 5 Aralık 2007 tarihinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan haber ve yorumlardan derlenerek hazırlanmıştır.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir