MÜZAKERE SÜRECİ VE TÜRKİYE

 

Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının 17 Aralık 2004 tarihli Zirvesinde aldığı karar doğrultusunda 3 Ekim 2005 tarihinde yapılan Katılım Konferansı ile Türkiye resmen AB’ye katılım müzakerelerine başlamıştır. Böylece, Türkiye ile AB arasındaki inişli çıkışlı ilişki, çok önemli bir dönüm noktasını aşarak yepyeni bir sürece girmiştir. 

Türkiye ile müzakerelerin açılması, Kopenhag siyasi kriterlerinin yeterli ölçüde karşılanması ile mümkün olmuştur.  Bu aşamadan sonra da AB’nin, Türkiye’nin bu alandaki uygulamalarını yakından izlemeye devam edeceği kesindir.  

17 Aralık sonrasının bir diğer önemli yanı, siyasi kriterlere ilaveten ekonomik kriterlerin ve özellikle müktesebat uyumunun ön plana çıkmasıdır. Ekonomik kriterler müzakerelere konu olmamakla birlikte, bu alandaki gelişmeler müzakere süreci boyunca AB tarafından yakından izlenecek ve bazı müktesebat başlıklarında müzakerelerin açılmasında ölçüt olarak kullanılabilecektir. Buradaki önemli husus, istikrara yönelik sürdürülebilir bir ekonomi politikasına devam edilmesi, özellikle mali dengesizliklerin azaltılması ve enflasyonla mücadelenin disiplinli bir şekilde sürdürülmesidir.

 

Önümüzdeki Kasım ayında Türkiye hakkında Komisyon tarafından Düzenli İlerleme Raporu ile beraber yeni bir Katılım Ortaklığı Belgesi de hazırlanacaktır. Katılım Ortaklığı Belgesi, tam üyelik için her alanda alınması gereken önlemleri, belirli bir takvime bağlı olarak sıralayan bir tür yol haritasıdır. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanarak, Bakanlar Konseyince onaylanmaktadır. Bugüne kadar 2 adet Katılım Ortaklığı Belgesi yayınlanmıştır. Bu defaki belgede daha çok ekonomik kriterlere ve müktesebat uyumuna ağırlık verilecektir.  

Geçmişte yaptığımız gibi, Katılım Ortaklığı Belgesine bağlı olarak kendi yol haritamızı belirleyen yeni bir Ulusal Program hazırlanmasına gerek olup olmadığı henüz kesinlik kazanmamıştır. Bilindiği gibi, Ulusal Programın temel amacı, Avrupa Birliği müktesebatına uyumdur.  

•          AB Müktesebatı, AB Hukuk sistemine verilen addır. Yaklaşık 120 bin sayfadan oluşmaktadır. AB’yi kuran ve daha sonra değişikliğe uğrayan antlaşmaları, aday ülkelerin AB’ye katılırken imzaladıkları katılım antlaşmalarını, Konsey, Komisyon, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı gibi Topluluk organlarının çıkardıkları tüm mevzuatı ifade etmektedir. 

•          Bu Müktesebat, son katılım müzakereleri için 31 başlık altında sınıflandırılmıştır. Ancak Hırvatistan ve Türkiye ile başlayan müzakere sürecinde bu sayı, geniş kapsamlı bazı konuların bölünmesi suretiyle 31’den 35’e çıkarılmıştır.  

AB Müktesebatı başlıkları şunlardır: 

1) Malların Serbest Dolaşımı

2) İşçilerin Serbest Dolaşımı

3) Yerleşim Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi

4) Sermayenin Serbest Dolaşımı

5) Kamu Alımları

6) Şirketler Hukuku

7) Fikri Mülkiyet Hukuku

8) Rekabet Politikası

9) Mali Hizmetler

10) Bilgi Toplumu ve Medya

11) Tarım ve Kırsal Kalkınma

12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı

13) Balıkçılık

14) Taşımacılık Politikası

15) Enerji

16) Vergilendirme

17) Ekonomik ve Parasal Politika

18) İstatistik

19) Sosyal Politika ve İstihdam

20) İşletme ve Sanayi Politikası

21) Trans-Avrupa Şebekeleri

22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu

23) Yargı ve Temel Haklar

24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik

25) Bilim ve Araştırma

26) Eğitim ve Kültür

27) Çevre

28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması

29) Gümrük Birliği

30) Dış İlişkiler

31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları

32) Mali Kontrol

33) Mali ve Bütçesel Hükümler

34) Kurumlar

35) Diğer Konular

 

Katılım Müzakereleri (3 Ekim 2005)

 

  • Türkiye’nin AB Müktesebatını ne kadar sürede kendi iç hukukuna aktarıp, yürürlüğe koyacağının ve etkili bir şekilde uygulayacağının belirlendiği süreçtir.

 

  • Klasik müzakerelerden çok farklıdır. Aday ülkelerin hareket alanları oldukça sınırlıdır.

 

 

Katılım Müzakerelerinin Aşamaları

 ·        Hükümetlerarası Konferans 

o       Hükümetlerarası Konferans, müzakere sürecinin önemli siyasi kararlarının açıklandığı, üye devletler ve aday ülkenin Dışişleri Bakanlarından oluşan bir platformdur. Konferans toplantıları, üye devletlerin AB nezdindeki büyükelçileri ve Türkiye’nin baş müzakerecisi düzeyinde de düzenlenebilmektedir. 

Bu forumda örneğin; 

§         Müzakerelerin resmen açılmasına ilişkin bildirimin yapılması;

§         Müzakerelerin hangi müktesebat başlıklarında başlayacağının açıklanması ve

§         Müzakerelerin sonuçlandığının ilan edilmesi

 

gibi konular ele alınabilir. Müzakerelerin hangi müktesebat başlıklarında başlayacağı ve hangilerinde kapatılacağı kararları Bakanlar Konseyi tarafından oybirliği ile alınır. Bu konuda ilgili ülkenin görüşüne de başvurulur.

 

  • Tarama (20 Ekim 2005)

 

o       Tarama Süreci 20 Ekim 2005 tarihinde fiilen başlamıştır. Süreç belirli bir takvim içerisinde bir yıl devam edecektir. 

o       Tarama toplantılarında Avrupa Komisyonu Bölüm Başkanı (Head of Unit) düzeyinde temsil edilecektir. Genişleme Genel Müdürlüğü’nün içindeki Genişleme Stratejisinin Koordinasyonu Bölümü tarafından toplantı hazırlıkları yapılacak ve Türkiye masası da toplantılara başkanlık edecektir. Taranan müzakere faslıyla doğrudan ilgili Genel Müdürlüklerinden de temsilciler toplantıda yer alacaktır. 

o       Nihai kararı Türkiye verecek olmakla birlikte, ülkemiz heyetinin şu şekilde oluşturulmaktadır. 

§         Taraması yapılan müzakere faslıyla doğrudan ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri;

§         Müzakere yapılanmasında yatay eşgüdümden sorumlu olacak kurum veya kuruluşların temsilcileri

§         Daimi temsilciliğimizden yetkililer 

o       Taramanın hangi fasıllarda ne zaman yapılacağı Komisyon Genişleme Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmektedir. 

o       Her bir müzakere faslı için önce tanıtıcı toplantı sonra ayrıntılı tarama yapılacaktır. 

o       Tanıtıcı bölümde (explanatory phase), Komisyon yetkilileri ilgili müzakere faslındaki AB müktesebatı hakkında bilgi vereceklerdir. Müzakere faslına göre, bu bölüm 1-2 günde tamamlanabilir. Tarım gibi başlıklarda 2-3 hafta alabilir. Bu bölümde, Komisyon yetkililerine olabilecek sorularımızı yöneltmek dışında ülkemize düşen bir rol yoktur. 

o       Tanıtıcı toplantının yapılmasından yaklaşık 1 ay sonra ayrıntılı taramaya geçilebilir. Ayrıntılı taramada esas rol bu kez ülkemize ait olacaktır. Burada şu konularda bilgi vermemiz istenecektir:  

§         İlgili başlıktaki müktesebatı kabule hazır mıyız?

§         İlgili başlıktaki müktesebata uygun kanunları kabul ettik mi? Etmediysek, bunun için nasıl bir takvim öngörüyoruz?

§         İlgili başlıktaki müktesebatı uygulamak için gerekli idari yapıları haiz miyiz? Eğer değilsek, bunları ne zaman kuracağız?

§         İlgili başlıkta geçiş tedbiri talep etmeyi öngörüyor muyuz?  

o       Son husus, Üye Ülkelerin yetkisine girmesinden dolayı tarama toplantılarında ayrıntılı biçimde tartışılmayacaktır. Eğer Türkiye isterse, bu konuda ayrıntı vermeden “geçiş düzenlemesine ihtiyacı olabileceğini” belirtmekle yetinebilir. Böyle bir beyan tarama toplantısı sırasında yapılmamış olsa dahi, bilahare gerek duyulması halinde müzakerelerde gündeme getirilebilir. Yani, geçiş düzenlemelerine ilişkin olarak tarama sırasında verilebilecek ön bilgilerin bağlayıcılığı yoktur. 

o       Tarama sırasında ülkemiz tarafından mümkün olduğu kadar ayrıntılı ve yazılı bilgi/belgenin sunulması, sürecin çabuk tamamlanması için önem taşımaktadır. Gereken hallerde AB müktesebatına karşılık gelen ulusal mevzuatımızın İngilizce metinlerinin verilmesi lüzumu doğacaktır. Yani, “ilgili alandaki ulusal mevzuatımızın AB müktesebatıyla uyumlu olduğu” yönünde beyanda bulunmamız tatminkar görülmeyebilecek; bunu ayrıntılı biçimde açıklamamız, hatta kanıtlamamız gerekebilecektir. Verilmesi istenen takvimler bakımından da mümkün olduğu ölçüde açık olmamız telkin edilmektedir. 

o       Tarama süreci açısından kritik önem taşıyan bir konu,   bu süreçte incelenecek olan AB müktesebatına tekabül eden Türk mevzuatının İngilizceye çevrilmesidir.  Avrupa Komisyonu ile bu konuda yapılan son görüşmede, Türkiye’nin tercüme koordinasyon birimini yeterli sayıda tercüman ve hukukçu ile ivedilikle güçlendirerek bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği ifade edilmiştir.   

o       Türkiye için “tarama”ya hazırlık niteliği taşıyan bir süreç, esasen 11 nisan 2000 tarihinde yapılan ortaklık konseyi toplantısında alınan 3/2000 sayılı kararla  “AB müktesebatının ayrıntılı incelemesi”  (detailed scrutiny) adı altında fiilen 5 yıl önce başlatılmıştır. AB müktesebatının ana başlıklar şeklinde gruplandırılması sonucunda oluşan 8 alt komite kapsamında bir araya gelen ve Avrupa Komisyonu temsilcileri ile Türk bürokratlardan oluşan gruplar bugüne kadar yaklaşık 40 toplantı yapmışlardır.  Ayrıca 8 alt komite bünyesinde kurulan çalışma grupları da çeşitli kereler bir araya gelmişlerdir.  Söz konusu alt komite çalışmaları sonucunda, Türkiye’nin taraması başlayacak müzakere başlıklarında, ab müktesebatına uyum durumu şu şekilde özetlenebilir. 

 

Tarama toplantılarının sonunda hazırlanacak raporlar: 

o       Her bir müzakere faslının taraması bittikten sonra, Komisyon üye ülkelere bir rapor sunacaktır. Buradaki değerlendirme ve öneriler, o fasılda müzakerelerinin açılmasına temel teşkil edecektir. Komisyon, raporlarında, ayrıntılı tarama sırasında ülkemizce verilen bilgilere dayanarak ülkemizin müzakerelere hazır olup olmadığını değerlendirecek ve sonuç kısmında ya faslın müzakereye açılmasını önerecek; ya da bunun için tamamlanması gereken ön-şartları (benchmarks) ortaya koyacaktır. 

o       Sonuç bölümü (öneriler) hariç, raporun hazırlanması sırasında ülkemize de danışılacaktır. 

o       Bunun dışında, tarama toplantıları sonunda herhangi bir tutanak ve benzeri belge imzalanmamaktadır. 

Alt-komitelerin işlevleri: 

o       Müktesebatın ayrıntılı incelemesi amacıyla 2000 yılından bu yana faaliyette olan alt-komitelerin, tarama süreci başladıktan sonra iki temel işlevi olacaktır.

§         İlgili müzakere faslında tarama süreci tamamlandıktan sonra yürürlüğe konulan AB müktesebatını ele almak

§         Aday ülkenin uyum ve uygulama açısından üstlendiği yükümlülüklerin izlenmesi  

o       Genişleme Genel Müdürlüğü hangi yeni faslın hangi müktesebatı içerdiğini, müktesebata dair web-sayfalarında yer alan referans numaraları üzerinden belirten güncel bir liste hazırlamayı öngörmektedir. 

o       Genel kural olarak tarama toplantıları Brüksel’de ve İngilizce yapılacaktır. İhtiyaç duyulması halinde ve istisnai durumlarda Türkçe tercüme öngörülebilecektir.

 

·        Fiili Müzakere Süreci

 

o       Taraması tamamlanan fasıllarda Komisyon’un önerisi ve 25 üye ülkenin onayıyla fiili müzakerelere geçilecektir. Komisyon her bir fasıl için öneri hazırlarken, o faslın kapanması ve gerektiğinde açılması için kriterler belirleyebilecektir. 

o       Herhangi bir fasılda müzakerelerin fiili olarak başlaması için tüm tarama sürecinin tamamlanması beklenmeyecek, bir yandan tarama süreci devam ederken bir yandan da bazı fasıllarda fiili müzakereler yapılacaktır.  

o       Müzakerelerde klasik ve bilinen anlamda bir al-ver süreci yaşanmamaktadır. Müzakerelere geçilmeden önce açılan fasılla ilgili kendi mevzuatımızı gözden geçirerek, mevzuatımızın AB müktesebatına uyumunu hangi takvimde ve ne tür değişiklikler yapılarak üstleneceğimizi ve uygulayacağımızı içeren bir “pozisyon belgesi”ni hazırlamamız gerekecektir.

o       Belirlenen müktesebat başlıklarına göre, Türkiye’deki ilgili kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversite temsilcilerinden oluşan çalışma grupları, kendi taslak müzakere pozisyonlarını hazırlayarak Türk Müzakere Heyetine sunarlar. Müzakere Heyeti, üzerinde çalıştığı taslak müzakere pozisyonlarında gerekli gördüğü değişiklikleri yaparak Bakanlar Kuruluna takdim eder. Müzakere Pozisyon Belgesi Bakanlar Kurulu’nun onaylamasıyla kesinleşecek ve AB’ye sunulacaktır. 

o       Müzakere pozisyonunda Türkiye, söz konusu AB Müktesebat başlığına uyumda katettiği mesafeyi belirtir, öngörülen uyum çalışmalarının takvimini ortaya koyar, uyum çalışmalarının finansman ihtiyacını belirler. Bazı konularda üyelik gerçekleşmeden önce tam uyum sağlanamayabilecektir. Bu nedenle uyumun üyelik sonrasında gerçekleşmesini öngören geçiş süreleri istenebilir. Esas müzakere burada yapılmaktadır.  

o       AB müktesebatını üstlenerek uygulamaya sokmamız sırasında bazı alanlarda ekonomik ve sosyal bakımdan zarara uğrayabileceğimiz düşünülüyorsa geçiş süreleri talep edilecektir. Bu taleplerimiz güçlü, haklı ve inandırıcı gerekçelerle ve en önemlisi makul sürelerle ortaya konmalıdır. Hazırlanacak “Etki Analizi” raporları bizim pozisyonumuzu güçlendirmek amacıyla kullanılacaktır. 

o       AB Dönem Başkanlığı Pozisyon Belgemizi aldıktan sonra üye ülkelere dağıtacak ve Komisyon ile üye ülkelerin katkılarıyla yine sadece o fasılla ilgili AB’nin “Ortak Pozisyon Belgesi”ni oluşturacaktır. Bunun ardından fiili müzakereler başlayacaktır. Tarama sürecinin sonuçlarına göre hangi müktesebat başlıklarında müzakerelerin başlayacağına Bakanlar Konseyi karar verir; bu başlıklar Hükümetlerarası Konferansta ilan edilir. Bu karardan önce ilgili ülkenin görüşü alınmaktadır. 

o       Her bir fasıl müzakere edildikten sonra geçici olarak kapanmaktadır. Bunun için, AB, yapacağımız yasal düzenlemelerin yanısıra uygulamada kaydettiğimiz gelişmeleri de dikkate alıp değerlendirmektedir. Öte yandan, bir fasıldan diğerine geçildiğinde, aradaki süre içerisinde AB mevzuatı değişebilecek, bu değişime de uyum sağlamak gerekecektir. Ancak netice itibariyle geçici de olsa bir faslın kapanması, aday ülkenin o konuda AB standardına ulaştığı anlamına gelmektedir. 

 

Katılım Müzakereleri Platformları 

·        AB Dışişleri Bakanları ve Türkiye Dışişleri Bakanının bir araya geldiği Hükümetlerarası Konferans müzakerelerin resmi platformudur ve müzakere sürecine ilişkin siyasi kararlar burada ilan edilir. Fiili müzakereler bu platformda yapılmaz.   

·        Fiili müzakereler AB üye devletlerinin Brüksel’deki daimi temsilcileri ve Türkiye’nin Baş Müzakerecisi başkanlığındaki Müzakere Heyeti arasında gerçekleşir. Bu aşamada, Avrupa Komisyonu ile Türk Müzakere Heyeti bürokratları ve çalışma gruplarının üyeleri arasında çok yoğun gayri resmi temaslar olur.