AB Bakanı Ömer Çelik Adana’da “Üreten Türkiye Konuşuyor” Etkinliğine Katıldı

Son Güncelleme: 01 Nisan 2017

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Adana’da “Üreten Türkiye Konuşuyor” etkinliğine katıldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca başlatılan ve ülkemizin ekonomik değer üreten kesimlerinin geleceğe olan güvenini artırmak, üretimle ilgili sorunlarını ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmek, üretimin önemi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantılarının ikincisi bugün (1 Nisan 2017) Adana’da düzenlendi.

AB Bakanı Ömer Çelik, etkinliğe katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

AB Bakanı Ömer Çelik burada yaptığı konuşmada, istihdam sağlayan aktörlerin Adana'da olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti. Adana'yı, ticaretin, sanayinin ve tarımın başkenti olarak nitelendiren Bakan Ömer Çelik, kentin Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olduğunu vurguladı.

Bakan Ömer Çelik, dünyadaki tüm parlamentoların bir kurtuluş savaşı sonunda kurulduğunu ancak bunun tek istisnasının TBMM olduğunu vurgulayarak, "TBMM, Kurtuluş Savaşı'ndan önce kurulmuş, Kurtuluş Savaşı'nı komuta etmiş, bizzat başkomutanlık yaparak 'gazi' unvanını almış bir meclistir." diye konuştu.

Kurtuluş Savaşı'nda, Polatlı'dan tank sesleri duyulurken TBMM'yi terk etmeyen milletvekillerinin torunlarının, 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) aziz milletin aziz varlığına dönük saldırısında da Meclisi açtığını ve ikinci kez "gazi" unvanını hak ettiğini anlatan AB Bakanı Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhuriyeti kuran kadro, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, henüz cumhuriyet ilan edilmeden Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından hemen sonra, cumhuriyetin ilanından birkaç ay önce, İzmir İktisat Kongresi'ni toplayarak silahla kazanılan bağımsızlığın ekonomiyle de kazanılması gerektiği konusunda bir vizyon ortaya koymuşlardır. Siyasi şartlar ne olursa olsun Türkiye'nin ekonomisini büyütmek, emeğinin kıymetini büyütmek, Türkiye'nin istihdam sağlayan üreten güçleriyle siyasi kadroların buluşmasını sağlamak, cumhuriyetin mayasındaki öngörünün ve vizyonun bize emrettiği bir şeydir."

- "2002'de kurduğumuz vizyonla 'hasta adam' etiketinden çıktık"

Tarihte iki kere "hasta adam" muamelesi gördüklerine, bunlardan ilkinin 1800'lü yıllarda Osmanlı Devleti için yapıldığına dikkati çeken AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"O 'hasta adam' olma durumundan genç ve taze cumhuriyeti, yepyeni bir devleti hak edilmiş ve bedeli ödenmiş bir Kurtuluş Savaşı'nın neticesinde kurarak çıktık, zinde bir kuvvet olarak yeniden dünya sahnesinde yerimizi aldık. Maalesef 90'lı yıllarda ve 2000'li yılların başında da benzer bir söylem Türkiye için söz konusuydu. O zaman da Türkiye'ye 'hasta adam' etiketi ve yakıştırması, yaklaşık 100 yıllık bir aradan sonra tekrar yapıştırılmaya başlanmıştı. Yine o 'hasta adam' sürecinden, 2002'den beri Türkiye'de inşa ettiğimiz istikrar, ortaya koyduğumuz vizyon, demokrasinin güçlenmesi, vatandaş iradesinin hükümete ve devlet hayatına yansıması, buna bağlı olarak ekonominin büyümesi, Türkiye'nin dış dünyadaki sesinin güçlenmesi şeklindeki vizyonla çıktık. 2002'de kurduğumuz vizyon, o 'hasta adam' etiketinin kıskacından çıkmamızı da sağlamıştır."

AB Bakanı Ömer Çelik, 15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ'nün darbe girişiminde siyasi kadrolardan daha önce aziz milletin sokaklara döküldüğünün altını çizerek,  "Aziz milletimizin demokratik bilinci, halkın tanka, topa, savaş uçaklarına karşı yürüyüşü bu millerin ne kadar büyük bir zenginliğe sahip olduğunu göstermektedir. O yürüyüşün içinde de altı çizilmesi gereken şeyler var, Türkiye'de darbe girişimine karşı, en önde kadınlar yürümüştür. Bu Türkiye'nin kadınlarının, kadının istihdama, ekonomiye katılımda sağladığı başarının çok ötesinde bir başarıdır. Kadınların bu ülkenin geleceğine sahip çıkmasında, dünyada sağlanan kadın-erkek eşitliğinin ötesinde bir uygulamaya imza attıklarını bütün dünyaya göstermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Çin ve ABD arasında bir takım çatışmalardan bahsedilmektedir"

Dünyanın içinden geçtiği koşullarda, Türkiye'yi daha çok düşünmek ve güçlendirmek durumunda olduklarına işaret eden Bakan Ömer Çelik, şunları söyledi:

"Dünya, 2. Dünya Savaşı'ndan bugüne kadar hiç rastlamadığımız tartışmalarla karşı karşıyadır. Dünyada adı konulmamış bir eksen kayması yaşanmaktadır. İlk defa bir ABD Başkanı, küreselleşmeye karşı olduğunu ifade etmektedir. 'Brexit' süreci dediğimiz, AB'den İngiltere'nin ayrılma sürecine destek veren açıklamalar yapmaktadır ve ilk defa ABD'den serbest ticarete karşı açıklamalar duymaktayız. Buna karşı ise kapalı bir toplum ve devlet yapısı olarak atfedilen Çin'den, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Davos'taki konuşmasında yaptığı gibi serbest ticaret ve küreselleşmeden yana bir takım açıklamalar duymaktayız. İlk defa transatlantik ilişkilerde, NATO'da ABD ile AB arasında bir takım tartışmaların olduğunu görmekteyiz. İlk defa Çin ve ABD arasında bir takım çatışma durumlarından bahsedilmektedir. Bu sebeple, hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor, Türkiye'nin bütün bu çalkantı içerisinde, tehlikeli sular içerisinde Türkiye gemisinin iyi bir şekilde yönetilmesi ve yürütülmesi, aziz milletimizin varlığının korunması hepimizin birinci önceliği olmak durumundadır."

- "İleriye doğru hamle yapmak durumundayız"

AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin tam ortasından bir çizgi çekildiğinde, yukarı bakıldığında AB'de yükselen ırkçılık, 2008'den beri süren ekonomik kriz, göçmen krizi, siyasi tartışmalar ve bazı ülkelerde aşırı sağın ve ırkçı siyasetin yükselmesinin, Türkiye'nin dikkatle izlemesi gerektiğini aktararak, "Çizginin altına baktığımızda Irak ve Suriye'yle bin 295 kilometrelik sınırın öbür tarafında, herhangi bir polis ve ordu gücü yok, herhangi bir ulusal otorite yok. Bugün bin 295 kilometrelik sınırda, milli ve ekonomik çıkarlarımız ile ulusal güvenliğimizi korumak için çok daha hassas süreçleri, ince metotlarla sürdürmek durumundayız." ifadesini kullandı.

Dünyada yeniden sanayileşmeden, 4. Sanayi Devrimi'nden bahsedildiğini belirten AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Bütün bu güvenlik problemleri bütün bu siyasi krizlerin ortasında yerimizde sayamayız. Daha ileriye doğru hamle yapmak ve yönelmek durumundayız. Bu izlediğimiz bir takım trafikle ilgili ileri sürüş tekniklerinde anlatılan bir şey vardır, eğer fırtınalı bir yoldaysanız ve arabanızda bir sarsılma veya kayma varsa sakın ola ki arabayı kontrol altına almak için fren yapmayın araba takla atar. Tam tersine, arabanın istikametini düzeltmek için gaza basmak zorundasınız. Dışarıdan pek çok analizde şu söyleniyor, 'terörde bu kadar sıkıntınız var, Türkiye'nin kuzeyinde ve güneyinde bazı  sıkıntılar var. Türkiye bu meseleleri niye tartışıyor?' deniyor. Yerimizde sayamayız, olumsuz hava koşulları varsa aynı pilotun yaptığı gibi olumsuz hava koşullarından uzaklaşmak için yerimizde duramayız, daha da hızlanmak ve olumsuz hava koşullarının daha ötesine ulaşmak durumundayız. Bugünlerde konuştuğumuz sistem değişikliği tartışmalarını bu çerçevede değerlendirmenizi istirham ediyorum. Türkiye yerinde sayan, Türkiye'yi siyasi krizlerle aşağı çeken, Türkiye'nin siyasi sistemi içerisinde fay kırıklarına, vesayet marketlerine, bir takım müdahale AVM'lerine tahammül etme lüksü yoktur. Türkiye önüne bakmak durumundadır, ekonomisini büyütmek, demokrasisini güçlendirmek durumundadır, dış politikadaki itibarını güçlendirmek ve yükseltmek durumundadır. "

- "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle rejim güçlenecek"

Darbe girişimi gecesinde de liderlik gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yurt dışı kaynaklı "diktatörlük" propagandası yapıldığını ifade eden AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin bu saygısız yakıştırmaya karşı topyekun karşı duruş sergilemesi gerektiğini dile getirdi.

AB Bakanı Ömer Çelik, diktatörlerin halktan korktuğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise 15 Temmuz gecesi milletiyle birlikte tankın, savaş uçağının üstüne yürüdüğünü anımsattı.

Rejim değişikliği tartışmalarına da değinen AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Cumhuriyetin esası cumhurun iradesidir. Rejim değişikliği, cumhuriyetin içinden cumhuru çalmaktır. 27 Mayıs ve 12 Eylül darbeleri bir rejim değişikliğidir. Çünkü cumhurun iradesine karşı yapılmıştır. 28 Şubat bir rejim değişikliğidir. 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün yapmaya çalıştığı şey bir rejim değişikliğiydi ve devleti işgal girişimiydi. Cumhura karşı yapılmıştır ve o gün karşısında cumhuru bulmuştur. 16 Nisan'dan sonra 'evet' oylarıyla hayata geçecek bu sistem değişikliği, rejimi güçlendiren bir değişikliktir." 

AB Bakanı Ömer Çelik, 16 Nisan'dan sonra hayata geçecek cumhurbaşkanlığı sisteminde hükümetlerin en az yüzde 50 oy ile kurulacağını, bunun da milletin yönetimdeki iradesini arttırdığını sözlerine ekledi.

- "Küresel rekabette bizi öne çıkaracak adımları hızla atmamız lazım"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Odası (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken de sözde birbiriyle ilgisi olmayan PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerinin aynı dönemde Türkiye'yi hedef aldığını belirtti.

FETÖ’nün hain darbe girişiminin Türkiye'ye pek çok sıkıntı yaşattığını anlatan Palandöken, "Diğer taraftan etrafımızdaki coğrafya tam bir ateş çemberi haline geldi. Emin olun bu yaşananların yarısı başka ülkenin başına gelse, hiçbiri ayakta kalamazdı. Ama biz dimdik ayaktayız." dedi.

Palandöken, bu süreçte küresel ekonomideki risklerin de giderek artmaya başladığına işaret ederek şunları kaydetti:

 "Önce 'Brexit', sonra yeni ABD Başkanıyla birlikte küresel ekonomide yeni bir belirsizlik başladı. Küresel dengelerin yeniden oluştuğu farklı bir döneme giriyoruz. Bu yeni döneme iyi hazırlanan, reform yapmakta öne geçen ülkeler geleceğin kazananı olacak. Yani hazırlığı iyi yapan ülkeler, toz duman dağıldığında hızla yoluna devam edecek. İşte bu yüzden dışarısı kötüleşirken, içeride safları sıklaştırmalıyız. Gün el ele, omuz omuza verme günüdür. İşçi, işveren, üretici ve kamu görevlileri olarak, hep birlikte çalışma günüdür. Bu kritik dönemde, şehirlerimizi daha fazla öne çıkarmamız lazım. Yeni yapısal reformları hayata geçirmemiz ve küresel rekabette bizi öne çıkaracak adımları hızla atıyor olmamız lazım."

Kaynak: AA

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir